Nihat HATİPOĞLU

Nihat HATİPOĞLU

Diyanet'e bir çağrı

Son umre ziyaretimde umreye gelen vatandaşlarımıza dikkat ettim. Özellikle de taşradan gelen hacı teyzelere ve hacı amcalara. Bir kısmı son derece yoksul. İmkânları kısıtlı. Bir meşrubat alacakken bile, onlarca defa düşünüp öyle karar veriyorlar. Belli ki paraları az. Gelmişler ama. Gönülleri, Mekke ve Medine aşkı ile dolu. Belli ki Mekke ve Medine için yıllarca gözyaşı dökmüştür. İmkânını bulunca da umreye gelmişler. Belki de bu yolculuk için yıllarca beklemiş. Belki de borca girmiş öyle gelmişler.
Bunlar gelebilenler. Ya gelemeyenler. Ya Mekke ve Medine aşkı ile yanıp duranlar. Ya, ey Rabbim, Kâbe'yi bana göster, ertesi gün ise canımı al diyen teyzelerimiz, annelerimiz az mı? Her hac ve umre mevsiminde, gazetelere yansıyan umre haberlerine, televizyonlarda gördükleri Kâbe, tavaf, Medine kısacası Hac görüntülerine bakıp bakıp ağlayan gönlü yanık teyzelerimiz ne kadar çoktur biliyor musunuz?
Bana e-mail gönderip de; yaşlı ve hasta annemi umreye göndermek için fazladan çalışıyorum. Ne olur biraz katkıda bulunun da anneme son günlerinde bir umre hediye edeyim diyen o kadar insan var ki! Tahmin edemezsiniz.
Son umre yolculuğumda bunları düşündüm. Bu insanlarımız için bir şeyler yapamaz mıyız? Ömrünün son zamanlarında gönlü bu topraklar için yanan ve imkânı olmayan bu amcalarımıza, teyzelerimize bir şeyler yapamaz mıyız?
Aklıma geleni, içime doğanı sizinle paylaşmak istiyorum. Seslice düşünüyorum. Çağrım Diyanet'e. İlgili makamlara.
Bildiğim kadarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl Mekke ve Medine'de hac ve umre dönemleri için on binlerce insanımıza yetecek miktarda mevsimlik otel odaları kiralıyor. Bu odaların parası ödeniyor. Dolsa da, dolmasa da bir şey değişmiyor.
Bazen ara dönemlerde bu mekânlar boş durabiliyor. Veya en azından bir kısmı boş duruyordur.
Teklifim şu; Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre organizasyonlarından mutlaka ciddi bir miktar gelir elde ediyor. Bu gelirin, Diyanet Vakfı'nca doğru ve iyi yerlere harcandığından hiç şüphem yok. Ama acaba bu gelirin bir kısmı, hiçbir imkânı olmayan bir kısım insanlarımızın umreye gönderilmesine ayrılamaz mı? Bu konuda Diyanet oradaki müsait otel odalarıyla, Türk Hava Yolları uçaklarındaki asgari fiyat anlayışıyla her yıl birkaç bin insanı umreye gönderseler ücret almadan. Gözleri yaşlı, içi kıpır kıpır olan, Medine ve Mekke aşkıyla yanan binlerce insanın rızasını ve duasını almaz mıyız?
Kurumlar arası ciddi bir dayanışma ile bu konudaki maddi yükün aşılabileceği kanaatindeyim. Birçok yaşlı insanımıza ömürlerinin son döneminde verebileceğimiz en güzel hediye olur bu yolculuk. Hele böyle bir irade kullanılsın, o zaman insanımızın nasıl karşılık vereceğini göreceksiniz.
Benim bahsettiğim bu proje sadece birkaç insanın gönderilmesi anlamına gelmiyor elbette. İnsanımızın onurunu zedelemeden, en çok hak edeni doğru tespit ederek, başkasının parasına ve sadakasına muhtaç etmeden, yapılacak bu hamlenin dönüşü dua olabilir ancak. Bu işi yapacaksanız, sırf Allah için yapacaksınız. Sırf Allah bilsin ve Allah razı olsun.
Güneydoğu'dan -Karadeniz'e, İç Anadolu'dan Marmara Bölgesi'ne, tüm ülkemize yayılacak bu "Manevi hediye", inanıyorum ki az bir gayretle hayata geçirilebilir.

Sabah

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum