Mehmet Ali KAYA

Mehmet Ali KAYA

Dinimizin okumaya verdiği önem

Dinimiz okumaya ve öğrenmeye büyük önem vermiştir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimin ilk ayeti “Yaratan Rabbinin adı ile oku! Oku! İnsana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazmayı öğreten Allah’tır” (Alak, 96:1-5) buyurarak insanı okumak için yarattığını ifade etmiştir. Okumanın Allah’ın en büyük bir ikramı olduğunu da “Oku! Rabbin kerem sahibidir” ayeti ile belirtir.

İnsan bu dünyaya hiçbir şey bilmeden gelmektedir. Dünyada ancak bilgi ile insan gerek birey olarak gerekse toplum olarak gelişme kaydedebilir.  Bunun için peygamberimiz (sav) “İlim öğrenmek her Müslüman kadın ve erkeğe farzdır” (Terğib, 1:96) buyurmuşlardır.

Peygamberimiz (sav) Allah tarafından insanlara öğretmen olarak gönderilmiştir. Vahyin ilk nazil olmasından itibaren “Oku!” emrini aldığı için okumaya ve sahabelerini de okumaya teşvik etmeye başladı. Yüce Allah inzal ettiği ilk surenin adını “Kalem Suresi” adını verdi. İnananları kalemle yazmaya teşvik etti. Rahman Suresinde “Rahman olan Allah sizler Kur’ânı öğretti. İnsanı yarattı konuşmayı öğretti.” (Rahman, 55:1-4) Kur’an ile okuma, okuma ile konuşma ve yaratılış ile öğrenme arasındaki sıkı ilgiye ve ilişkiye dikkatlerimizi çekmiştir.

Bunu çok iyi bir şekilde bilen ve okumanın ve öğrenmenin önemine inanan peygamberimiz (sav) her inanan sahabesine mutlaka okuma ve yazmayı öğrenmesini tavsiye ederdi. Çünkü peygamberimiz (sav) kendisine inzal edilen ayetleri ve sureleri “Vahiy kâtipleri” denilen kâtiplerine yazdırır, okunması için bütün inananların evlerine ve çevre kasabalarda inananlara gönderir okunmasını ve öğrenilmesini sağlardı. Böylece Mekke’de her mü’minin evi okuma ve yazma öğrenilen ve Kur’an okunan bir okul olmuştur.

Dinimiz ilim öğrenmeyi farz kıldığı gibi, öğretmeyi de bir görev saymıştır. Peygamberimiz (sav) “İlim öğrenmek, Allah katında nafile olarak kılınan namaz, tutulan oruç ve nafile yapılan hac ve umreden daha hayırlıdır” (Câmius’s-Sağir, 2:45) buyurmuşlardır.

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde kendisinden ilim için dua etmemizi ister ve “Rabbim ilmimi artır” (Taha, 114) şeklinde dua edin emreder. Sonra da “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” der (Zümer, 39:9)

Peygamberimiz ilme o derece değer verir ki “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” (Fethu’l-kebir, 1:93) buyurmuştur. “Faydalı ilim mü’minin kaybolmuş malıdır, bulduğu yerden almalıdır” (Keşfu’l-Hafa, 1:35) buyurmuşlardır. Müslümanlar elbette Çin’e giderek din ilmini öğrenecek değildir. Fen ve teknik ilmini alacaktır. Çünkü peygamberimizin yaşadığı dönemde Çin barutu bulmuş ve kâğıdı bulmuş, pusulayı bulmuş medeni bir ülkedir. Peygamberimiz (sav) bunlara dikkatimizi çekmiştir.

Son olarak peygamberimiz (sav) “Ya okuyan ve öğrenen, veya dinleyen veya okumayı ve öğrenmeyi sevenlerden olun. Sakın bunların dışında bulunmayın helak olursunuz” (Fethu’l-Kebir, 1:204) buyurmuşlardır.       

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.