Elif GÜNEŞTEKİN

Elif GÜNEŞTEKİN

Devamlı vazifedar

Sivrisineğin devamlı kanat çırpması ile uçabilmesi çok muazzam bir hakikattir. Hâlbuki bize sıradan bir fiil gibi görünür. O nev’in devamlı hareketini sıradanlaştıran kendimizi sistemin dışında görmektir. Veyahut kişinin, kendinden hariç herşeyi sistemin gereği gördüğündendir.

Kainat sisteminde vazifedar olduğunu bilmeyen, diğer vazifedarlarla alakadarlığını keser, merak ve iştiyak olmaz. İçtimai hayattan bir örnek verirsek; bir ailede sorumsuz bir çocuğun olması, o çocuğun ailedeki bireylerin yapmış olduğu vazifelerin farkına varmamasını tetikler. Bu sebeple aile içi menfilikler, hürmetsizlikler oluşur.

Hayatın bir çok safhasında bu misallerle karşılaşmaktayız. “Dünya bir misafirhanedir.” diyerek Risale-i Nur umumi bir hukuk çerçevesi içinde olduğumuzu bize tahattur ettiren bir sistem uygulamaktadır. Devamlı bu cümleyi telkin etmekle aleminde misafir olduğu Zatın varlığını kabul ederek, emirlerine ittiba edecek bir daire içine girer.

Sistem,  devamlılığı ister. Devamlı yapılan işler, fiiller kişinin ahlak ve suretine intikal eder. Devamlı Risale-i Nur okumak, Üstadımızın yüksek âhlakının kabiliyetlere, mertebelere göre intikal etmesini sağlar. Menfi yönde de bu geçerli bir kanun. Devamlı gıybet ettiğin kişinin ahlakı ve sureti intikal eder. Devamlı olan bir fiilinizin içerisindesiniz çünkü sistem bunu iktiza ediyor.

Sivrisinek fıtratı gereği, uçuşunun içinde olmak için devamlı kanat çırpıyor bu ona ağır gelmemekle birlikte lezzet veriyor. Çünkü vazifesi ile iştigal olmuş. Elbette bütün mahlukatta olduğu gibi insanda da bu geçerlidir. Şöyleki; “Bunun için, Bedîüzzaman'ın eserlerindeki hususiyet ve incelikleri, Risale-i Nur'la fazla iştigal etmemiş olanlar, birden intikal edemezler.” (Sözler – 764)

“Himmetin derecesi ise, maksad ve iştigal ettiği şeyin nispetindedir.” (Muhakemat – 127)

Vücuda gelen herşey vazifeperver memurlardır. Bu memurlar iştigal olduğu vazifelerle bilinir ve ona göre kıymet alır. İnsan da bir memurdur. Fıtratının gerektirdiği vazifelerde görevlidir. Bu vazifelerde iştigal ettiği miktar, himmetini netice verecektir. Risale-i Nur dairesinde kardeşlerin bazen vazifelerinde fazla iştigal edememesi devamlı okumamaktan, çalışmamaktan kaynaklanıyor.

Şu kaideye Risaleden bakılabilir: “Sen namazı kılmadığınızdan geç kalıp, acele ederek derse yetişmek tabiri; Sözler'in neşri haricinde bazı vezaif-i diniye, hem bir parça tenbellik, sizi birincilik hakkın olan birinci derste ikinci derecede kaldığınıza işaret edip, seni ikaz ediyor.” (Barla–329)

Vazifenin farkındalığı kişiye memur sıfatına kazandırır. Lakin kendi vazifesine fütur getirip başkasının vazifesine koşturmak ara sıra memuriyetten kaçmaya benzer.  Şuursuz olan mahlûkat vazifesinde ara sıra kaçamak yapsa, arz yerinde durabilir miydi?

Evet bu sebeple; okuma ve çalışma birinci vazife, başkalarına koşturup ders okumak ve okutturmak ikinci vazifedir. Birinci vazifedarlığını yapmayan adam; namazı geç kılıp derse acele eden adama benzeyecektir.

Vazifedarlık kainatın içinde olduğunu kabullenmekten hasıl olur. Namazı devamlı kılmak, başkalarına namazı telkin etmenin en tesirli yoludur. Tesir için temas lazımdır. Temas ise İslamiyet ile zuhur eder. İslamiyet, insanın fıtratında kodlanmış temaslardır. Namaz, abdest, oruç vs. Temaslar bedeni inceleştirip, ruhun inkişaf ve inbisat etmesini sağlar. Devam ile incelen cesed, istikamet yolu olan; “Mesela, bir mü'min hidayeti isterse اِهْدِنَا sebat ve devam manasını ifade eder.” (İşârât-ül İ'caz (25) ile ulaşabilir. Tekrar tekrar namazla, hem fiili hem de sözle temas ettirir.

İşarat'ül İcaz’da “Cenabı Hak, beşeri arzın tamirine tahsis etmesi“ ifadesi geçer. Halifelik için sistemde vazifedar etmiştir. Bütün mevcudat ile alakadarlığı oluşmuştur. Kainata vazifedarlığı nisbetinde bakmayı hedeflenmiştir. İşte bu zamanda bu hedefi tutturacak gayeler Risale-i Nurun istikametli yoludur. Çünki Risale-i Nur kendini kendinle tanıştırır, sevdirir, fıtratına döndürür, Rabbine ulaştırır. Bu büyük bir nimettir.

Talim-i esma insana verilmiştir. Cesed, kullanım fihristesi gibi iradesine sahip olmak olan Sünnet-i Seniyye ile şereflendirilir. Sünnete ittiba ve talim-i esma Risale-i Nuru devamlı okuyan kişilerde zuhur eder. İnsanın vazifelerini hatırlatan, sandukça gibidir. Anahtarı; devamlı okumak ve çalışmak...

Fatiha suresi de bir sundukçadır. Kur'an-ı Kerimin fihristlerini içerir. Toplam 7 ayettir. اِهْدِنَا ile başlayan 6. ayet devamlılıktan oluşan iştiraktir. Vazifedarlığının tasdiki, hakka tarafgirliğin cesede temas ettirilmesidir. Risale-i Nurdan; namaz ile vazifedarlığımızın devamlılığının ehemmiyetini Risalede geçen cümleler ile tekrar tekrar okuyarak hakka tarafgirliğe memuriyetliğimizi ifa ediyoruz:

“Ben o zaman İstanbul'da Bayezid Camii'nde namaz kılarken اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ  dedim. Baktım, o camideki cemaat, benim gibi diyerek bu davama ve اِهْدِنَا daki duama tamamen iştirak edip tasdik ettikleri zamanda, bir perde daha açıldı.“ (Şualar-506)

Bu sebeple; Cenab-ı Hakkın vermiş olduğu en büyük nimetlerden biri devamlılık...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum