Derviş Vahdeti'ye sarılan Yılmaz Özdil'e: Said Nursi'nin ne yazdığını göstereceksin!

Derviş Vahdeti'ye sarılan Yılmaz Özdil'e: Said Nursi'nin ne yazdığını göstereceksin!

Vardır diye ortaya çıkan kimse; "yazı yazdı" demeyecek "ne  yazdığını" gösterecek. Gösteremiyorsa "edep"le susacak

Risale Haber-Haber Merkezi

Sözcü'nün hızlı Kemalistlerinden Yılmaz Özdil, yine "yobaz" avına çıktı. Sosyal medyada dolaşan bir video üzerinden kendince tarihi olayları da gündeme getiren Özdil, araya Said Nursi'yi de sıkıştırdı.

Said Nursi'nin Volkan gazetesi ve Derviş Vahdeti ile irtibatına girmeden Özdil'in yazısındaki ilgili paragrafı hatırlatalım:

"Hukuk ve Anayasa kavramına tahammül edemeyen, Meşrutiyet'i hazmedemeyen yobazların “din elden gidiyor” yalanından, günümüzün yandaş medyası gibi bedava dağıtılan Volkan gazetesinden, Said-i Nursi'nin de köşe yazarı olduğu o kindar gazetenin ektiği nifak tohumlarından, “şeriat isteriz” sloganlarıyla Ayasofya meydanından yürüyüşe geçerek, yeşil bayraklarıyla Meclis-i Mebusan'ı basan tarikatçılardan, kendilerine katılmayanları “kafir” ilan eden, orduyu-milleti birbirine kırdıran, sarıklı İngiliz casusu Derviş Vahdeti'nin sevinç çığlıklarından tanıyoruz."

Said Nursi o zamanki bir çok gazeteye yazı veriyordu 

Said Nursi'nin, Derviş Vahdeti'nin Volkan Gazetesinde ne yazdığına dair araştırmacı-yazar Nurettin Ceylan'ın kaleme aldığı açıklamayı Yılmaz Özdil'e cevap olarak yayınlıyoruz:

Bediüzzaman Said Nursi İstanbul'da bulunan, dönemin siyasi, sosyal ve kültürel olaylarıyla ilgilenen meşhur bir âlimdir. Gelişen hadiselere yazılı ya da sözlü yorumlar getirerek tartışmalara katılıyordu. (1)

Yazdığı yazılar Misbah, Şüray-i Ümmet, Şark ve Kürdistan, Kürt Teavün ve Terakki, Volkan, Serbesti ve Mizan gazetelerinde yayınlanmıştı. Bazen bir makalesi üç gazetede birden yayınlanıyordu.(*)

Görüldüğü gibi Said Nursi sadece Volkan Gazetesine yazı vermiyor, o zamanki bir çok gazeteye yazı veriyordu. Kaldı ki, Said Nursi'nin Derviş Vahdeti ile aynı gazetede yazıyor olması, onunla aynı şeyleri yazdığı manasını taşımaz. Bazı zaman Derviş Vahdeti'nin kışkırtıcı yazısıyla, Bediüzzaman'ın birleştirici, kucaklayıcı makalesi aynı günde neşrediliyordu. Bediüzzaman'ın makaleleri Derviş Vahdeti'nin yazılarını tesirsiz hâle getiriyordu. (2)

Derviş Vahdeti'ye: Edipler edepli olmalıdır

Hatta birkaç defa Derviş Vahdeti'yi, Said Nursi'nin bizzat; edebe, nezakete davet eden yazıları aynı gazetede yayımlandı. (3) "Biraderim Derviş Vahdeti Beye!" başlığıyla çıkıp, ilk cümlesi "Edipler edepli olmalıdır." olan yazı bunlardan biridir.

Bediüzzaman'ın Volkan gazetesinde yayımlanan makaleleri sırasıyla şunlardır:

-11 Mart 1909 tarihli "Hakikat"adlı makalesi
-14 Mart 1909 tarihli "Yaşasın Şeriat-ı Garra" adlı makalesi
-18 Mart 1909 tarihli "Yaşasın Şeriat-ı Ahmedi (asm)" adlı yazısı
-23 Mart 1909 tarihli "Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devadır" başlıklı yazısı
-27 Mart 1909 tarihli "Sada-yı Hakikat" adlı yazısı
-31 Mart 1909 tarihli "Reddü'l-Evham" başlıklı makalesi
-7 Nisan 1909 tarihli "Ziya-yı Hakikat" adlı makalesi
-11 Nisan 1909 tarihli "Lemean-ı Hakikat Ve İzale-i Şübehat" adlı yazısı
-17 Nisan 1909 tarihli "Kahraman Askerlerimize" adlı yazısı 
-20 Nisan 1909 tarihli "Asakire Hitab" başlıklı yazısı.

Said Nursi yazdı demeyeceksin ne yazdığını göstereceksin

Bu yazıların hepsi Said Nursi'nin Asarı Bediyye isimli eserin "Makaleler" kısmında mevcuttur. Bu yazılarda Derviş Vahdeti'nin kışkırtıcı yazılarıyla; işari mana ile dahi olsa aynı kefeye konulacak tek bir makale, tek bir paragraf, tek bir cümle, tek bir kelime dahi yoktur. Vardır diye ortaya çıkan kimse; "yazı yazdı" demeyecek "ne  yazdığını" gösterecek. Gösteremiyorsa "edep"le susacak. 

Bediüzzaman Said Nursi'nin "Kürt Teali Cemiyeti" yayın organı olan Kürdistan dergisinde yayımlanmış hiçbir yazısı yoktur. İddia sahibinin bu iddiayı ispat etmesi aslında çok basit olup, o derginin ilgili yerini ibraz etmesi ile bitecek bir iştir. Ancak müddei ne Bediüzzaman imzalı yazı içeren bir Kürdistan dergisi gösterebilmiş; ne bu derginin tarihini, nüsha sayı numarasını verebilmiş ne de iddiasına kaynak olacak bir eser gösterebilmiştir.(**)

Ancak Bediüzzaman'ın; adında "Kürdistan" ifadesi geçen bir gazetede yazısı olmuştur. Bu gazete "Şark ve Kürdistan" gazetesidir.

Şark ve Kürdistan gazetesinde çıkan 2 Aralık 1908 tarihli yazısı ise "Kürtler Neye Muhtaçtır?" adlı; Doğu'da üniversite açılmasını talep eden dilekçe yazısıdır. Bu yazının 31 Mart Meselesiyle yakından uzaktan alakası yoktur.

Dipnotlar:
1.Risale-i Nur Enstitüsü, a.g.m., s.1.

(*) "Kahraman Askerlerimize"adlı yazısı 17 Nisan 1909 da Volkan ve Serbesti'de, 15 Nisan 1909 da Mizan'da neşredildi. (bk. Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, s.285 ve Asarı Bediyye, s.534)

2. Mutlu, Sorularla Bediüzzaman Said Nursi, II/44.
3. Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, I/245.
(**) Burada şunu da ifade etmek gerekir ki yayın hayatına atılmış bilinen iki "Kürdistan" mecmuası  vardır. Bunlardan biri 1898 yılında Cizreli Bedirhan Paşanın oğlu Midhad Bedirhan tarafından Kahire'de çıkarılan "Kürdistan" gazetesidir. (Tan, 2011: 160). Diğeri Kürt Teali Cemiyeti yayın organlarından biri olan "Kürdistan" dergisidir. İkisi de yayımlandığı tarihler itibariyle 31 Mart Olayının olduğu 1909 Nisanından yıllarca çok uzaktır. Anlaşılan, müddei bu sefer iftirasının hangi boyutlarda olduğunun farkında bile değildir.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum