Derviş giysilerindeki sırlar

Derviş giysilerindeki sırlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, Türk-İslâm medeniyetine damgasını vuran tasavvuf kültürünü daha iyi tanıtmak ve ritüellerini anlatmak için Türkiye'deki tarikatların giyim kuşam tarihini anlatan bir kitap yayımladı.

“Derviş Çeyizi" adlı eser, sanat tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy tarafından hazırlandı.

İBB Kültür A.Ş, Atasoy'un, önsözünü 1980'de yazdığı, ilk iki baskısı 2000 ve 2005 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan “Derviş Çeyizi"ni, baskılarının tükenmiş olması ve yeni baskısı için talep görmesi sebebiyle Türkçe- İngilizce olarak kültür hayatımıza yeniden kazandırdı.
 
Kitapta, dervişlerin giyim kuşamları ile ilgili en eski bilgilere ulaşmak amacıyla minyatürlerin detaylı bir şekilde incelendiği ilk bölümün ardından, Beyazid-i Bistami'den, Hacı Bayram Veli'ye, Kadiriyyelerden Cerrahilere, Halvetiyyelerden, Nakşibendilere pek çok önemli tarikat hakkında bilgiler veriliyor.
Kitabın “Derviş Çeyizi" bölümünde ise, taçtan tennureye, küpeden posta kadar dervişlerin kullandıkları eşyalar detaylı bir şekilde anlatılırken, o eşyaların tarihsel süreçteki kullanım gerekçeleri, hikâyeleri ve yüklenen anlamlar sırları ile birlikte anlatılmış.

Asa kullanmak Âdem'den sünnettir.

Âsâ, derviş sandığının önemli bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki âsâ, pirlere ait türbelerde sandukanın yanında kutsal birer hatıra eşyası olarak muhafaza edilmiş.
Âgâh Efendi'nin âsânın geçmişi ile ilgili bahsi de şu şekilde:

“Âsâya dayanmak güzel bir âdet ve faydaları olduğu için Hz. Peygamber'in de âdeti idi. Âsânın esası şudur: Âdem cennetten çıktığında hullesi (elbise) yani gömleği incir yaprağından giydi ve bir üzüm çubuğunu kemer yerine beline bağladı, dünyaya geldi. Cebrail Tuba ağacından bir burak, yani dalı Âdem'in eline verdi. Dünyada oldukça Âdem o ağacı âsâ yaptı. Âsâ kullanmak Âdem'den sünnettir."
 
Peygamberlerin Baş Tacı

Her devir, her çevre ve her alanda insanların sosyal özelliklerini belirleyen bir işaret olan başlığın (taç), tâsâvvufta da bağlı bulundukları tarikatları, mevkileri ve dereceleri gösteren bir anlamı vardır.
Kitapta, tacın kutsallığı ve anlamının Hz. Muhammed'den geldiği; Hz. Muhammed, Allah tarafından Mirac'a davet edildiğinde Cebrail ile gönderilen çeyizde tacın başta geldiği belirtiliyor.

İlk tacı giyenin Hz. Adem olduğu, ondan sonra gelen 124 bin peygambere Tac-ı Nübüvvet yani peygamberlik tacı verildiği, Miraç gecesi Hz. Muhammed'e Tac-ı Enbiya verilip böylece bütün peygamberlerin baş taçı olduğu ise Evliya Çelebi'nin sözleri ile anlatılmış.

Yeni Şafak 

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.