Selahattin GEZER

Selahattin GEZER

Ders veren kertenkeleler…

Cübbeden, insanları dinsizlikten ve iman yönünden zafiyet içinde olanları kurtaracak, hidayete erdirecek hakikatler çıkmalı; eğer kertenkele çıkarsa hakikatlere karşı hep ürkek davrananlara koz verilmiş olur... Zaten doğrular karşısında daima ceberutlaşan, yiğitçe silahını teslim etmeyen çok insan var… Aza indirmek için, birazda nerede ve nasıl konuşmamıza, önem sırasını ayarlamamıza bağlıdır... Yangından önce birinci derecede öneme haiz olanlar kurtarılır! İmanı kurtulmuş insan, daha önce tembellik ettiği ibadete yanaşır, küçümsediği sünnete sahip çıkıp, uygulamaya başlar… Vücudun bütün uzuvları önemlidir ama beyin vazife başında değilse hepsi atıldır. İman manevi vücudumuzun beynidir! Allah’ı tanımak, sevmek ve sevginin gereğini yapmaya başlamak, işte o zaman İslam’da var olan bütün güzellikleri kendine çekmeye başlayacaktır…

Söylenen sözdeki gaye; insanların imanına vesile olmak, mevcut imanı harlamak, iyice tutuşturmak olmalı… Şeytan kendi yolunda gidenleri fazlası ile ateşliyor ve cesaret veriyor… Eğer bizim gayretimiz daha fazla olmaz ise küfür tarafındaki yoğunluk çözülmez... “Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.” Bediüzzaman’nın bu sözündeki muhteşem hakikat, günümüzde yaşanan hadiselerle iyice ayağa kalkıyor, doğruluğunu adeta unutmamamız için tembihliyor... Söylenmesi doğru olmayan doğrular ile çok insanın ebedi hayatına zarar verilmiştir; bazen de doğruları terk etmek! Hastanın kurtuluşu için cerrahlık doğrudur ama çocuğun eline neşteri verirseniz ya kendisini ya da hastayı doğrar, ya da yere yığılır kalır. Hikmeti bilinmeden, ya da açıklanmayan vakitsiz söz, vakti boşa bitirir, ne şuurla dinleyen kalır, ne de örnek alan…

Bütün canlılar âlemine en merhametli davranan insan Peygamber Efendimizin (sav) zarar veren kertenkelenin öldürülmesiyle ilgili hadisi mutlaka hikmetlere dayanmaktadır... Zaten zarar veren, tehlikeden kurtulma imkânı bulunmayan durumlarda, her canlı için gereken yapılır... Hiç sebep olmadığı halde, herhangi bir canlıya zarar vermek, durup dururken öldürmek, bizimde zararlı varlık olduğumuzu ortaya koymaz mı? O zaman bizi de bir vuruşta öldürüp, sevap kazanmak isteyenler çıkacaktır! En önemlisi; bir anda canımızı alıp, bir anda hesap soracak sonsuz bir kudret sahibi var.

Efendimize (asm) ait her söz canımızdan azizdir ve kabulümüzdür çünkü Kur’an’daki hakikatlerin anlaşılmasında en yüksek ve güvenilir sestir. Bizim derdimiz; hiçbir şey bilmeyen birinin eline neşteri ve de beyin cebine ise aklını yakacak bilginin verilmemesidir... Bununla beraber zamanı geldiğinde, buyrulan her sözün hikmetini ve bütün delilleri göz önüne alacak anlayışa sahip olduracak imanın ve itaatin sağlanmasıdır... Hz. Peygamberimizin (asm) her hadisinin geldiği bir hikmet denizi ve söylendikten sonra adeta nüfus kayıt kütüğü gibi muhafaza edildiği, bunları aktaranın ise aldatmaz raviler olduğu bilinmektedir... Sadece bunları aktarırken, Müslümanlığı sallantıda olanlara ve İslam’a dâhil olmak isteyenlere ağır gelebilir, belki de cephe alabilecekleri dikkate alınmalıdır! Elbette gerektiği zaman her hayvan öldürülür ama durup dururken bir sinek bile öldürülemez çünkü yaratan biz değiliz.

Kertenkeleden alacağımız ders…

Allah’ın muhteşem bir sanatla yarattığı yeryüzünün çevik komandoları kertenkeleler hikmetle yaratılan varlıklardan bir türdür. Yakalaması imkânsız derecesinde bir çeviklikle toprağın ve taşın -kayanın jetleri muhteşem sürati ile radarına kilitlediği böcekleri avlıyor; fıtri dengenin muhafazasında üzerine düşeni- verilen vazifeyi yapıyorlar… Kurt ve böceklere musallat olması ile geçimini toprağı işleyerek sağlayanlar için faydalı birer mıntıka temizlikçileridir… Komando Kertenkelenin yapışkan dili, araziye uyumlu rengi ve diğer özelliklerinden ziyade asıl bıraktığı kuyruğu çok düşündürücü ve ders vericidir…

Kertenkelenin tehlike anında, düşman karşısında kuyruğunu bırakıp kaçması gibi; insanın da bir nevi kuyruğu olan nefsini ve enaniyetini tehlikeli durumlarda bırakması onu belalardan kurtarır... Hizmette, dostlukta, iyilikte ve vazifelerde enaniyet kuyruğunu bırakmak hem dünyevi hem de uhrevi kazançlar elde etmeyi sağlayacaktır… Nefis ve kibir kuyruğunu bırakmak, tehlikelerden ve taş gibi, kaya gibi hadiseler üzerinden süzülerek geçmemizi, kurtuluşa ermemizi sağlar... Nefis ve enenin dediğini yapmamak, işte o zaman nefis ve ene kuyruğunu düzgün kullanmak olur ki süratimize sürat katar…

Sağlıklı aileler kurmaya sevgisizlik kuyruk… Birlik ve beraberliğin harcı olan uhuvvet eksikliği kuyruk… İslam Âlemin dertleri ile dertlenmemek kuyruk… Allah’ın emirleri dışında hareket etmek kuyruk… Sünnet-i Seniyye'nin dışına çıkıp, arızalı fikirlerin oyuncağı olmak kuyruk… İşimizi vazifelerimizi layığı ile yapmamak ve güvensizlik kuyruk… Bunlar çoğaltılabilir... Demek ki bizim tüm tehlikelerden kurtulmamız ve av olmamamız için başımıza tüm belaları açan nefis ve ene kuyruğunu bırakıp, rahat ve huzura süzülmemiz lazım... Bunları düşünmeye sebep olanlardan da Allah razı olsun. Evet, cübbeden kertenkele değil, iman hakikatleri ve insanlara kulluğu hatırlatacak şeyler çıksın inşallah…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.