Delirme noktasına geldiler

Delirme noktasına geldiler

Esed rejiminin kuşatma altında tuttuğu bölgelerde savaş en acı boyutuyla yaşanıyor.

 Halep'e varil bombaları yağarken abluka altındaki Humus'ta ise insanlar açlıktan ve yaşadıkları acının şiddetinden akıllarını kaybediyor. Kentte bulunan Hollandalı rahibin tanıklığı tüyler ürpertiyor: 'Savaşın yol açtığı aşırı stres ve üzüntü insanları delirtiyor'

Başarısız Cenevre-2 Konferansı süresince bile bombaların eksik olmadığı Suriye'de saldırılar ve açlık dayanılmaz boyutlara ulaştı. Konferans sırasında ateşkes ilan edilmesi ve insani yardıma koridor açılması gündeme gelen ancak bu yönde bir adım atılmayan Humus'ta rejim güçlerinin ablukası altında sıkışıp kalan vatandaşlar ne yiyecek bir şey bulabiliyor ne de kuşatmadan kaçabiliyor. Humus'ta mahsur kalan Hollandalı rahibin anlattıkları ise, uluslararası toplum tarafından terk edilmiş şehir sakinlerinin açlıktan nasıl deliye döndüğünü gözler önüne seriyor. 75 yaşındaki Katolik rahip Frans Van der Lugt, gerek Müslümanların gerekse Hristiyanların açlık ve savaş vahşetinin sürdüğü Humus'ta 2 yıldır yaşam mücadelesi verdiğini söylüyor.

NEVROZ, PANİKATAK, ŞİZOFRENİ

İngiliz Daily Telegraph gazetesine Skype aracılığıyla konuşan Frans Van der Lugt, 1 yıldan fazla süredir yiyecek sokulmayan ve insanların çıkışına da izin verilmeyen Humus'tan canlı video paylaşarak tüm dünyayı yardıma çağırdı. Savaş öncesi Suriye'nin önemli ticaret merkezlerinden olan kentte şuan yiyeceklerin tükendiğini belirten Van der Lugt, 'Bebekler çok acı çekiyor, açlıktan güçsüz kalan anneler bebeklerini besleyemiyor. Etrafta süt arıyoruz ve bulduğumuz zaman su ile karıştırıyoruz' diyor. Aynı zamanda eğitimli bir psikoterapist olan Van der Lugt, 'Savaşın yol açtığı aşırı stres ve acı, insanları deliye döndürdü. Bazı insanlarda akıl hastalıkları başladı. Nevroz, panikatak, şizofreni ve paranoyalarla mücadele ediyorlar. Bu insanları dinliyorum ve onlara verebildiğim kadar çok yemek veriyorum. Aklını yitiren insanlara güvenli barınak sağlamaya çalışıyorum' ifadelerini kullanıyor.

EN BÜYÜK ACI ONLARIN

Acıların en büyüğünü, savunmasız engelliler ile çocukların ve yaşlıların yaşadığını aktaran rahip, 'Bir engelli merkezini ziyaret ettim. 3 gündür zeytinden başka bir şey yemediklerini gördüm' diye konuşuyor. 1966'dan beri Suriye'de yaşayan Van der Lugt, Humus'ta eskiden 60 bin Hristiyan'ın yaşadığını ancak şimdi ise 66 Hristiyan'ın kaldığını anlatıyor. Suriye halkının cömertliğinden çok şey öğrendiğini vurgulayan rahip şöyle ekliyor: 'İyi zamanlarında yanlarındaydım, kötü zamanlarında da yanlarında olmalıyım. Onların acılarını paylaşıyorum.'

Bu insanlara Avrupa'dakiler gibi saygı duyun

Rahip Frans Van der Lugt, Müslümanların Hristiyan komşulara çok iyi baktığını söylüyor. 'Müslüman hayırseverler bize her hafta 4 kilo un veriyor. Biz de onu Müslüman ya da Hristiyan ayrım yapmaksızın en çok ihtiyacı olanlara dağıtıyoruz' diyen Van der Lugt, dünyaya da şöyle sesleniyor: 'Uluslararası kamuoyunun bizi terk ettiğini düşünüyoruz. Dünyadaki insanların Suriye'de olup bitenlerden haberdar olmaları gerekiyor. Büyük güçler insan haklarından bahsediyorsa, Avrupa'daki insanlara saygı duydukları gibi buradaki insanları da görmeli ve aynı şekilde onlara da saygı duymalılar.'

Çocuklar yemeğin tadını çoktan unuttu

Hükümet kontrolü altındaki çoğu bölgede yaşam neredeyse normal şekilde devam ediyor. Ancak birkaç yüz metre ötede her yanı asker, tank ve keskin nişancılar tarafından tutulmuş bazı bölgelerde açlığın ölümlere sebep olduğu biliniyor. Yerel kaynakların verdiği bilgilere göre Humus'ta şu ana kadar en az 8 kişi açlıktan öldü. Kuşatma altındaki bölgeden yayımlanan bir videoda ise yetersiz beslenmeden dolayı yanakları çökmüş, fiziksel açıdan kötü durumda olan 2 erkek çocuk son 2 haftada yediklerini listeliyor. 'Evde sadece zeytin var' diyen çocuklardan biri uzun zamandır başka yiyecek görmediğini anlatıyor.

Yermuk'ta korkutan tablo

Suriye'nin başkenti Şam'da yaklaşık bir yıldan bu yana rejim güçlerinin ablukası altındaki Yermuk Mülteci Kampı'nda açlıktan ölenlerin sayısı 96'ya yükseldi. Bölgedeki aktivistlerden Rami el-Seyyid, BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) ile Vefa Yardım Derneği tarafından yapılan yardımların devam ettiğini söyledi. Seyyid, 'Eğitimlerinin aksamaması için kamptan çıkarılan ve aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu çok sayıda öğrenci rejim güçlerince bilinmeyen bir yere götürüldü. Aileler çocuklarının hayatlarından endişe ediyor' dedi.

Wernicke-Korsakoff sendromu

Humus'ta başgösteren 'akıl hastalıkları', Wernicke-Korsakoff sendromunu anımsatıyor. Uzun süreli açlığa bağlı olarak hafıza kaybı ve vücudun hareket kabiliyetini kaybetmesi biçiminde ortaya çıkan hastalık, iki aşamalı bir süreç içeriyor. Wernicke aşamasında hafıza kaybı daha hafif yaşanırken, hastalığın ilerlediği Korsakoff sürecinde daha derin hafıza kayıpları gözleniyor. Wernicke-Korsakoff hastaları yaşamlarının bir dönemini tamamen unutabiliyor. Akli melekelerin kaybolmasına yol açan, denge bozukluğuna ve ayakta duramamaya neden olan hastalık, cezaevlerinde ölüm orucuna yatan mahkumlarla adını duyurmuştu.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.