İbrahim KAYGUSUZ

İbrahim KAYGUSUZ

Değişimde ikinci safha

Grup toplantısında dokunulmazlık belgesini elinde tutarak savcılara doğru sallayan CHP genel başkanının ruh halinden Türkiye’deki değişimin gücünü okumak mümkün.
Değişimin gücü şimdilik en azından dokunulmazlık belgesine “boru!” dedirtmiyor. Bu da iyi bir aşamadır, zira kâğıt parçaları, ıslaklar, kurular, borular, silahlar hep birbirine karıştı.

Başbakanlar için darağacı kurduran, istiklal mahkemelerinde ölüm zebanisi olup kol gezen keskin kılıç (hukuk!) nasıl da dönüp başlarında dolaşıyor.
Korkmayın kim size haksızlık yaparsa karşısında milleti bulur.
Ama unutmayın ki hiçbiriniz hukukun dışında değilsiniz. Mahkemeye verilebilirsiniz, yargılanabilirsiniz, hatta mahkûm olabilirsiniz!
Menderes Polatkan ve Zorlu bu milletin oy verdiği milletvekilleri değil miydi? Sizin ondan ne fazlalığınız var?

Lakin o gün hukuka hükmedenlerin vicdanları tefessüh etmişti. Hukukun o günkü hâkimleri kayıt için adres sorduğunuz Ergenekoncuların fikir babalarıydı, hatırlatırız!
Bugüne kadar ne zaman kalkıp “27 Mayıs ihtilali vicdansızca bir hukuk hırsızlığıdır” diyebildiniz?

Biz inanıyoruz ki beşer zulmeder kader adalet eder!
Bu dünyada hiçbir şey kararında kalmıyor, onun için kim hak ve adaletin dışında bir yola tevessül ederse bilsin ki akibeti çok acı olacaktır.
Bediüzzaman’ın “kim kılıcı haksız yere vurursa, o kılıcın aksi dönüp yetimlerine dokunur” der. (Münazarat)

Değişim hem kâinatın egemen kanunu hem de beşer hayatının temel kanunudur.
Toplumsal ve siyasal olaylar bazen öyle hızlı değişir ki tasvir edemezsiniz.
Hele içinde yaşadığımız bu ahir zaman o kadar çok ve o kadar hızlı çalkalanıyor ki acip şeyler doğurmaması mümkün değil.

Yaşadığımız toplumsal değişim birçok yönü ile meşrutiyet dönemini andırmaktadır.
Bediüzzaman meşrutiyetteki değişimin hızını anlatırken bazen “bir asrın bir seneye” sıkıştığını anlatır.
Bu bir mübalağa değildir. O günün tarihini okuyanlar bu durumu çok iyi bilir.

said_nursi_mahkeme.jpgTürkiye’nin seksenden sonra yaşadığı da o dönemlere çok benzemektedir. Dinamik süreç son birkaç yılda ivmesini daha da arttırdı. Bu değişimi, Bediüzzaman’ın Münazarat’ında işaret ettiği “yüzyıl sonraki ikinci safha” olarak okumak mümkün.

Amerikalı Sosyolog P. Sorokin toplumsal değişimleri “devri dalgalı” bir modelle izah ederken geçmiş dönemlere ait devri dalgaların boyutunun bin yılları bulduğunu fakat günümüze doğru yaklaştıkça bu hızın yüzyıl, elli yıl ve hatta birkaç yıllık dalga boyutlarına indiğini söylemektedir.
Sorokin’in ömrü internet medyasını görmeye yetse idi herhalde değişimin dalga hızlarını haftalara indirirdi.

Tanzimatla başlayarak II. Meşrutiyetle devam eden büyük Osmanlı dönüşümü, çok hızlı bir seyir takip etmiş ve günümüzü de kapsayan birçok siyasi ve fikri geleneğe kaynaklık etmişti.

Türkiye’nin yaşadığı bu ikinci büyük değişimin bir benzerini topyekün İslam dünyasında da görmek mümkün.
Büyük bir değişim sürecine giren İslam dünyasının bugünkü halini 1900’lü yılların başındaki Osmanlı’ya benzetebiliriz. Rotası çok iyi belirlenmemiş olsa da İslam dünyasındaki hızlı değişim, Meşrutiyet Osmanlısına benzer müsbet bir seyir takip edecektir.
Dolayısıyla “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal”.

II. Meşrutiyet Osmanlı toplumunda hür ve serbest bir tartışma zemini oluşturmuştu. II. Meşrutiyetten sonra tartışılan konular ana hatları ile; medeniyet, hürriyet, terakki, ittihad, meşrutiyet, meşveret-şura, din-devlet, hilafet, taklit, milliyetçilik, kadın hakları, İslam dünyasının gerileme sebepleri, içtihad, kanun-u esasi, kanunlaştırma hareketleri ile aydınların batılılaşma ve İslam dini karşısındaki konumları idi.

Bugün Türk ve İslam dünyasında yaşanan tartışmalar daha çok özgürlük, hak, hukuk, adalet ve eşitlik ekseninde dolaşmaktadır.

Hürriyet her ruhun maşukası ve insanın ikizi olduğuna göre hürriyetin önünü tıkayan her kanal açılmaya mahkûmdur. Bediüzzaman’ın tabiri ile yarı millet bedel verilse de bu böyle olacaktır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum