Darvin ve Darvincilerin körlüğü-3

Bu gün hücrenin içinde;
Enerji üreten santraller.
Hayat için zaruri olan enzim ve hormonları üreten fabrikalar.
Üretilecek bütün enzim ve hormonlarla ilgili bilgilerin kayıtlı olduğu bir bilgi bankası.
Hücrenin bir bölgesinden bir bölgesine hammaddeleri ve ürünleri nakleden karmaşık taşıma sistemleri, boru hatları.
Dışarıdan ve izin verilen hammaddeleri işe yarayacak parçalara ayrıştıran gelişmiş laburatuvar ve rafineriler.
Hücrenin içine alınacak veya dışına gönderilecek malzemelerin giriş-çıkış kontrollerini yapan uzmanlaşmış hücre zarı proteinleri bunlar daha sayamadığımız karmaşık yapının yalnızca bir bölümü.

Evrimci bir bilim adamı olan W.H.Thorpe “canlı hücrelerinin en basitinin sahip olduğu mekanizma bile, insanoğlunun şimdiye kadar yaptığı hatta hayal ettiği bütün makinelerden daha komplekstir” diye yazar.
Hücre o kadar komplekstir ki insanoğlu ulaştığı ileri teknoloji ile hala bir hücre yapamamaktadır. Yapay hücre oluşturmak için yapılan tüm çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bunun imkânsızlığı nedeniyle bu doğrultuda hiçbir çalışma yapılmamaktadır.
Evrim yalancıları, insanoğlunun tüm akıl, bilgi ve teknoloji birikimi ile yapmayı başaramadığı bu sistemin ilk dünya şartlarında “kör tesadüflerle” oluştuğunu iddia eder.

İngiliz matematikçi ve astronom Sır Fred Hoyle Nature dergisine verdiği bir demecinde kendisi bir materyalist olmasına rağmen, tesadüfler sonucu canlı bir hücrenin meydana gelmesiyle “bir hurda yığınına isabet eden kasırganın savurduğu parçalarla tesadüfen bir Boeing 747’nin oluşması arasında bir fark olmadığını” belirtir.
Hücrenin asla rastlantılar sonucu var olamayacağının en büyük nedeni hücredeki “indirgenemez komplekslik” özelliğidir. Bir hücre içindeki çok sayıdaki organ elin uyum içinde çalışmasıyla yaşar. Bu parçaların biri bile olmasa (yukarıda bir kısmını yazdığımız) hücre yaşayamaz.

Hücre ilk meydana geldiğinde tüm organel ve fonksiyonlarına sahip olarak eksiksiz ve aşamasız olarak birden meydana çıkmıştır. Yani yaratılmıştır.
1950 lerden sonra genetik ilminin inkişafı ve hücrenin kısmen sırlarının anlaşılması ve hücrenin kör tesadüflerle asla meydana gelemeyeceği ve ancak yaratılmış olduğu  davasının ilim dünyasında gittikçe tereddütsüz ağırlık kazanmaya başladığını dikkate alırsak.
Hücrenin basit bir yapısının olduğu bilinen yüz sene evvelki bilim dünyasının içine düştüğü tesadüf yanılgısına karşı dersini Kur’an’dan alan Bediüzzaman bu günkü ilmi gelişmeleri görmüş gibi kör ve sağırlara şöyle haykırıyor ve şu tespiti yapıyordu.
“Vücut ise (yani varlık var olma hadisesi), mümeyyize, ikincisi muhassise, üçüncüsü müreccihe olmak üzere “ilim, irade, Kudret” sıfatlarını istilzam eder. (İşarat-ül İ’caz sh.15)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.