Darvin ve Darvincilerin körlüğü-1

Evrim yalanının sahiplerinin körlüğü bugün gelişen ilmi neticeler sayesinde daha net anlaşılmaktadır. Yeryüzünde hayat nasıl başladı? Evrimcilere göre bilinçsiz, plansız programsız, kanunsuz, mizansız muvazenesiz kör tesadüflerle.

Diğer bir iddiaya göre ise: her ziaklın makul bir şekilde kabul edeceği üzere fevkalade hikmetli, mucizevî sanatlı, harika mizanlı ve kâinatla münasebettar olarak kâinatı süzüp ilminin ve kudretinin tecellileriyle onu yani zihayat masnuları bir sanatı camia haline getiren ALLAH tarafından yaratılmıştır.

Maddeci dinsizlerde, asla bugüne kadar ispatlanamamış evrim yalanını kendilerine bilimsel (!) dayanak olarak görmekteler. Denize düşenin yılana sarılması misali.

Maddenin asıl olmadığı, ezeli olmadığı büyük bir patlamayla yoktan yaratıldığı ve gelişen ruholoji ve pisikiyatri ilmi neticesinde de maddenin bir mana ile kaim olup hayatın emrinde olduğu ispatlanmıştır.

Bugün gelinen ilmi neticelere göre tek bir canlı hücresinin hatta değil hücre belki hücrenin milyonlarca proteinlerinden tek bir tanesinin bile evrim körlerinin savunduğu kör tesadüfler sonucu oluşmasına asla imkân yoktur. Tüm Olasılık hesaplarına göre açık ve net bir şekilde anlaşılmıştır ki tesadüfen var oluş ihtimali koca bir “0”dır.

Ünlü Evrimci Harold Blum adlı bilim adamı “bilinen en küçük proteinlerin bile rastlantısal olarak meydana gelmesi imkânsız görülmektedir.”demektedir. Hücrede yüzlerce çeşit karmaşık ve amino grup asit düzeyi binleri bulan proteinler var. Proteinlerde bulunan yüzlerce amino grup asitlerin bir tekinin yanlış dizilişi o proteini işe yaramaz hale getirir.

Bileşiminde ortalama 300 amino grup asit bulunan bir proteinin ihtimal hesaplarına göre faydalı bir şekilde işe yarar halde dizilmesi 1 rakamının sağına 300 tane sıfır gelmesiyle oluşan astronomik rakamdır. Bu ihtimalin pratikte gerçekleşmesi imkânsızdır. Bu ihtimal matematikte sıfır ihtimaldir. Yani imkânsız.

400 amino grup asitten oluşan ortalama büyüklükteki bir proteinin sadece sol-elli amino grup asitlerden seçilme ihtimali 10 üzeri 120 de bir ihtimaldir. Yine 400 amino grup asitlik bir proteinin bütün asitlerin kendi aralarında yalnızca peptid bağıyla birleşme ihtimali 2 üzeri 399 da bir ihtimaldir. Yani 500 amino grup asitlik bir proteinin uygun dizilme ihtimali yani bu asitlerin sol-elli olma ve aralarında “peptid bağı” ile bağlanarak protein molekülünün meydana gelme ihtimali 1 ‘in yanına 950 sıfırın gelmesiyle oluşan aklın kavrama sınırlarının çok ötesinde astronomik bir sayıda “1” ihtimaldir.

Kâinat yaratıldığından bugüne ve bir bu kadar da zaman geçse ve amino grup asitlere deneme yanılma yolu imkânı tanınsa böyle bir tek proteinin meydana gelmesi beklenilse bile böyle bir şey asla olmayacaktır.

Yüz sahifelik izahattan sadece bu bir sahifelik izah ile anlaşılacağı üzere evrimin temelini oluşturan tesadüfen var oluş yalanının tek bir proteinin var olması aşamasında korkunç bir imkânsızlığa gömüldüğüdür. Kaldı ki bir protein tek başıyla hiçbir işe yaramaz. En küçük bakteride bile 600 çeşit protein olduğu görülmüştür.

Amerikalı jeolog William Stokes Essentials of Earth History adlı kitabında  raslantılar sonucu  hücrenin en küçük birimlerinden birilerinden olan bir proteinin  ne kadar uzun zaman verilirse verilsin tesadüfen oluşmasının imkansızlığını kabul ederken ”Eğer milyarlarca yıl boyunca milyarlarca gezegenin yüzeyi gerekli amino grup asitleri içeren sulu bir konsantre tabakayla dolu olsaydı bile yine tesadüfen  bir protein oluşamazdı” diye yazmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.