Cuma, Regaib ve üç aylar

Bir Cuma akşamı…
Salonu dolduran gençleri seyrediyorum.
Orta ve ileri yaşlarda olanlar da var elbette. Ama çoğunluğu gençler oluşturuyor. Hemen hepsinin elinde teknolojinin sunduğu tabletler var. Bazılarında ise telefon. Hangi siteden indirdikleri veya takip ettiklerini bilemediğim bir yerden, ders yapan ablayı takip ediyorlar.
Kendi yayınevinde basılmadığı için “zinhar” yasaktır diye okutulmasına izin verilmeyen külliyat aklıma geliverdi aniden. Bu gençlere bakarken gülümsedim. Biriyle göz göze geldik. Gülümsedi. Utanıp başımı öne eğdim. Sanki düşüncelerimi okuyacakmış gibi geldi.
 
Yasaklı günlerin neticesinde geldiğimiz noktaya bakın.
Bir “tık” kadar yakınımızda olan Risale-i Nur’lar okunuyor her an ve her yerde. Metroda, otobüste, parkta, balkonda, piknikte…
 
Günlerden Regaib…
Oruçla geçen bir günün ardından, okulunun, işinin, evinin, çocuğunun veya diğer dünyevi meşguliyetinin yorgunluğuna rağmen medreselerdeler.
Diz dize, yan yana dinliyorlar.
Okunan Kur’an ayetlerinde ruhlarını dinlendiriyorlar.
Cevşenden nasipleniyor, nurlu derslerle nefis terbiyesine açılan kapılardan geçiyorlar.
Hz. Yunus (as) kıssasındaki gibi, ıztırar halli dualar ediyorlar. Günümüz insanının hali  çaresizliğin, bir insanı nasıl da Allah’a muhtaç olduğunu  hatırlatıyor.
 
Ve…
Üç ayların eşiğindeyiz.
Temizlenmenin, arınmanın, imanla ve tövbeyle paklanmanın ilk adımındayız.
Tıpkı içinde bulunduğumuz bahar mevsimi gibi…
Pişmanlık gözyaşlarının yağdığı, ihlas tohumlarının çatladığı, teslim filizlerinin sürgüne durduğu, tevekkül yediverenleriyle hayatların bahar rengine büründüğü manevi bir mevsimin kapısındayız.
 
Saadet-i Dareyn umudu için açılan ellere bakıyorum…
“Amin” diyen dillere ortak oluşumdan mıdır?
Edilen duanın güzelliğinden midir?
Orada bulunanların safi hissiyatından mıdır bilemedim…
Ağlamak istiyorum.
 
Mikrofonu elime alıp, haykırmak geldi içimden.
“Ya Rab!... Şükürler olsun Sana!... İyi ki müslümanım. İyi ki Nur’ları tanımışım. İyi ki bu insanlar benim dava arkadaşlarım, nur kardeşlerim” diyesim geldi.
 
“Isparta kahramanları” dokunsun yüreğime istiyorum.
Beraberlik diriliştir emin olun.
Muhabbette galibiyet, uhuvvette galibiyet vardır.
Cuma, Regaib ve üç aylar!
Hoş geldiniz!
Safalar, müjdeler, ümidler getirdiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum