Çocukları camilerden kovmayın!

Selçuk TÜTAK’ın* yazısı

Ramazan ayı boyunca ne zaman teravihe gitsem, ya da cuma namazına ne zaman iştirak etsem birileri masum çocukların küçücük yüreğini kırıp adeta tard edercesine camiden kovmaya çalışıyor. selcuk-tutak-001.jpgAbdest alırken sanki bu çocukların hiç hakkı yokmuş gibi davranan ve çocuklarımızı itip kakan büyükler; çocuklarımızın İslamiyet'e ve değerlerine tepkilerini, nefretlerini celp ediyor. Bu davranışlarının ağır sorumluluğu altında ezilmeleri gerekirken tam aksine çocukların camiden çıkarılmasıyla adeta nefes alıyorlar. Yaptıkları tahribatın ileride ne gibi dönütleri olacağını düşünememeleri bizleri üzüyor.

Özgecan cinayetleri gibi olaylarla topluma geri dönüşeceğini düşünemeyen vizyonsuz bir cami cemaati... Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığımızı uyarıyor ve önlem almaya davet ediyorum. Aksi takdirde camilerde imamın arkasında bir safın onda birini bile doldurmayan, üç beş yaşlıdan başka kimseyi bulamayacaklar.

Küçüklüğümüzde camilere gittiğimizde nur yüzlü yaşlılar, amcalar ve teyzeler saçımızı okşarlardı, bize şeker ve lokum ikram ederlerdi. Çok fazla yaramazlık yaptığımızda cemaat sanki öncesinde anlaşmışlar gibi bizleri üçer beşer paylaşıp aralarında kaynaştırırlardı. Hiçbir zaman ''defolun gidin'', ''burada konuşacaksanız gelmeyin'', demezlerdi. Sert sert bakıp da küçücük yüreğimizde, saf zihnimizde yara açmazlardı. Şimdi gördüğüm kadarıyla bizim çocukluğumuzdaki o sevecen, nur yüzlü, sabırlı ihtiyarlar yerine bugün sabırsız, suratı asık ve tahammülsüz bir cemaat oluşmuş.

Her konuda olduğu gibi bize yol gösterici ve rol model olan peygamberimiz Hz. Muhammed sallalahu aleyhi vesellem çocuklara karşı sevgi, merhamet ve şefkatli davranırdı.

Ebu Katade: ''Bir gün mescitte oturuyorduk. Hz. Peygamber, torunu Ümame omzunda olduğu bir halde içeri girdi. Çocuk omzunda durduğu halde namaz kıldı. Rüku ve secde yapacağı zaman çocuğu yere bırakıyor, ayağa kalkacağı zaman da onu tekrar alıyordu. '' diyerek bu konuda çocukları azarlayarak onların minik bedenlerini incitenlerin yüzüne adeta şamar vuruyor.

Bir keresinde peygamber efendimiz mescitte hutbe okuyordu. Hz Hasan ve Hz Hüseyin (ra) kırmızı elbiseler giyili bir vaziyette mescide girdiler. Çok küçük oldukları için sevimli sevimli sendeliyorlardı. Peygamber efendimiz şiddet-i şefkatinden minberden inerek onları kucağına aldı, sevip okşadı ve önüne oturttu. Sonra ''Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. '' (enfal 8/28) buyurarak Allah ne kadar doğru buyurmuştur dedi.

Yukarıda Peygamber efendimizin mescitlerde ve ibadethanelerde çocuklara nasıl davranılması gerektiğinin göstergesi olan iki meselden sonra söylenecek çok fazla söz kalmıyor. O gün bu davranışları sergilediyse efendimiz; bugün de bize örnek teşkil etmeli değil miydi? Yoksa efendimizin: ''Ey 2000'li yıllarda gelecek olan cemaat! Sakın çocukları mescitlerden kovmayın, onlara karşı şefkatli olun, onları sevin ve okşayın, ikramda bulunun. '' demelerini mi bekliyorlardı?

Kuşu ölen bir çocuğa başsağlığına giden bir peygamber, çocuklara verdiği değeri ve önemi daha nasıl anlatsın?

Eğer çocuklarımızın devletine bağlı, milletini seven, büyüklerine karşı saygılı, manevi değerleri benimseyen ve severek ibadet eden hayırlı birer evlat olmalarını istiyorsak onları soğutmayalım. Onları azarlamayalım. Bağırıp, azarlayıp camilerden kovmayalım. Bu konuda Peygamber efendimiz bizim için rol model ise O'nu dinleyelim. Ne diyor efendimiz ''Kolaylaştırınız; zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz; nefret ettirmeyiniz. '' vesselam...

*Eğitimci-yazar         

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.