Celalabad Camii

Kırgızistan olaylarının yatışması sürecinde en fazla duyduğum hususlardan birisi celalabad Camii ve kitleleri teskindeki rolü oldu. El Cezire Kanalı ve sair kanallardaki haberlerde Celalabad Camii bu fonksiyonuyla birlikte öne çıkıyordu. Kırgızistan’daki müessif olayların en fazla yaşandığı bölgelerden birisi Oş diğeri de Celalabad bölgesi oldu. Bu bölgeler Kırgızistan’ın güneyinde yer alıyor ve buralarda Özbekler de Kırgızlar iç içe yaşıyor. Özbekler nispeten gelişmiş bir halk olup çiftçilikle uğraşıyorlar. Kırgızlar ise daha ziyade dağlılar. Kırgızlarla Özbekler arasındaki kavgaya etnik kavga demeye dilim varmıyor. Zira iki taraf da hem Türk kökenli hem de Taciklar ve Özbekler gibi yüzyıllardır beraber yaşıyorlar. Hatta Stalin’in uluslaştırma kampanyası döneminde yani nispeten geç bir dönemde Kırgızlar Özbekistan’ın güneyi ve dağlık bir bölgesi olarak ayrı bir devlete ayrılmışlardır.

Stalin ve rejimi olmasaydı bugün ne Kırgız davasını ne de Özbek davasını duyabilecektik. Aynen Churchill olmasaydı bugün Suriye ile Türkiye gibi farklı ülkeleri duymayacak olmamız gibi. Kırgızlar Özbeklerden 1936 yılında güya enternasyonalizm çağında birbirlerinden koparılmışlardır. Güya milletleri birleştiren Sosyalizm Stalin’in elinde ayrıştırıcı olmuş ve bu kabustan Kırgızlar ve Özbekler de kurtulamamışlardır.

Camiler birçok yönüyle ana rahmine benziyor. Zira birçok farklı insanı barındırdığı gibi barındırdıklarını da kardeş yapıyor. Bunu ayne’l yakin bir surette Celalabad Camii’nde gördük. Celalabad, Afganistan’ın mühim şehirleri arasında bulunuyor ve Kırgızistan’da da aynı adla başka bir şehir var. Bir yönüyle Allah’ın celal sıfatıyla muttasıf bir şehir.

*

kirgiz_cami.jpgOlayların akabinde binden fazla cemaat Celalabad Camii’nin (Ulu-Merkez Camii) toplayıcı çatısı altında bir araya gelerek, kucaklaşarak yaralarını sarmaya çalışıyorlardı. Her iki taraf da hem Türk kökenli hem de Müslüman idi. Yani hiçbir cihetle aralarında ayrılık gayrılık nedeni bulunmuyordu.  Lakin bazı kundakçıların devreye girmesiyle birlikte Kırgızistan’ın güneyi alev topuna dönmüş ve birkaç gün içinde binlerce ev ve işyeri yanmış yakılmış ve manzara Cengiz döneminin hayasız  akınlarını hatırlatmıştı. Lakin camiler sosyal bir itfaiye görevi görerek bu fitne ateşini söndürmekte gecikmemişlerdi. Özbekler ve Kırgızlar merasim halinde birbirleriyle kucaklaşmış ve helalleşmişlerdi. Ve bu birlik ruhunu kutlayanlardan birisi de Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Aynuddin oldu ve derhal din kardeşliğini hatırlatmış ve hocaların ve alimlerin birleştirici fonksiyonuna ve görevlerine işaret etmişti. Bu yatıştırıcı kampanyalar etkisini göstermekte gecikmemiş ve birbirinin yakasına yapışanlar yeniden birbirlerinin yakasına sarılmaya başlamışlardır.

Daha önce Kırgızistan’ın yaşadığı manzara bana Sudan ve Darfur’da yaşanan kardeş kavgasını hatırlatmıştır. Darfurluların bir kısmı ve bahasus Araplar göçebe olarak hayvancılıkla iştigal etmektedirler. Kuraklık nedeniyle mer’a alanlarının daralmasıyla Afrika kökenli kabul edilen diğer kabilelerin ekim ve tarım alanına girince iki taraf arasında kavga yaşanmış ve ekonomik daralma büyük bir husumete neden olmuştu. Bu kavgadan yüz binlerce insan etkilenmiştir. Burada da dağlı olan Kırgızlar ile ovalı ve tarımla uğraşan Özbekler özellikle de Bakiyev ve oğlunun kışkırtmaları sonucu karşı karşıya gelmişlerdi.  Medine’de Evs ve Hazreçiller arasında kavga çıkarmak isteyenler gibi burada da kardeşler arasında bazen ekonomik çıkarlara ve bazen de soy sopa dayalı kavgalar çıkartmak ve üretmek istiyorlar.

*

18 Haziran Cuma günü Kırgızistan’dan sonra Özbekistan’da da kılınan Cuma namazına müteakip camilerde eller birlik ve beraberlik için kalktı. Camilere akın eden insanlar Oş ve Celalabat kentlerindeki çatışmalarda ölenler için ellerini semaya açtı.

Toplu duaların yapıldığı camilerden biri de Taşkent kent merkezinde Hoca Ahraraveli Camisi oldu. Camiye gelenler önce cami imamının vaazını dinledi. Kırgızistan'ın güneyindeki kardeş kavgasıyla  ilgili bir vaaz veren cami imamı, yaşanan insanlık dışı şiddet olaylarının karanlık güçlerin işi olduğuna vurgu yaptı. Kardeş ve kalbinde iman ve insaf olan Kırgız halkından böyle bir vahşetin beklenemeyeceğini dile getiren cami imamı, insanları sağduyulu davranmaya, yapıcı ve metanetli olmaya davet etti. Camiyi dolduran cemaat önce okunan hutbeyi dinledi ve ardında Cuma Namazı'nı kıldı. Daha sona okunan Kur-an'ı Kerim tilaveti dinlendi ve eller açılıp toplu dua yapıldı. Dualarda kardeş kavgasında ölenlere rahmet, yakınlarına sabır dilendi.

Cemaatten kışkırtıcı ve halkları birbirine düşüren Stalin’in yaşayan gölgesi mesabesindeki şer güçlerin karanlık hareketlerinden uzak kalması istendi. Kent sakinleri ise olaydan büyük üzüntü duyduklarını dile getirdiler. Kent sakini Arkam Hamidov hislerine şöyle tercüman oluyor: "Biz Özbek halkı, alicenap bir halkız. Bağrı geniş milletiz. Kısacası huzur ve barış arzuluyoruz. Olanlar bizi oldukça üzdü." Sözlerine dua ile başlayan kent sakini Hamidulla Eke ise "Bugün mübarek cuma günü. Allah yarattığı tüm kullarına huzur barış ve mutluluklar versin. Her şeyden önce barış olsun. Barış olursa her şey abat olur. Barış olursa iyilik olur. Barış olursa ailelerde mutluluk olur" ifadeleriyle duygularını dile getiriyor.

Bütün camiler gibi Celalabad Camii de, birlik sembolü ve abidesi olarak kalacak. İnşaallah İslam alemi de kubbesi sema olan büyük bir camiye dönüşerek hilal şeklinde yeniden bir araya gelecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum