Cehennem ateşi biriktirilen malların üzerlerinde kızdırılacak

Cehennem ateşi biriktirilen malların üzerlerinde kızdırılacak

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Tevbe Sûresi 33-35. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

33-Müşrikler hoşlanmasa da, onu (İslâm’ı) dinlerin hepsine üstün kılmak için, Resûlünü hidâyet ve hak dîn ile gönderen O’dur. (*)

34-Ey îmân edenler! Doğrusu hahamlardan ve râhiblerden bir çoğu insanların mallarını bâtıl (haksız) sebeblerle yerler ve (onları) Allah yolundan men‘ ederler. Ve o kimseler ki, altın ve gümüşü biriktirirler ve onları Allah yolunda sarf etmezler. İşte onları (pek) elemli bir azâb ile müjdele!

35-Cehennem ateşi bunların (bu biriktirilen malların) üzerlerinde kızdırılacağı gün, artık onların alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak! (Kendilerine o gün:) “(İşte) bu, kendiniz için toplayıp sakladıklarınız; öyleyse biriktirmekte olduklarınız (sebebiyle hak ettiğiniz azâb)ı tadın!” (denilecek).

(*)“(Bu âyet-i kerîme) kemâl-i kat‘iyetle (kesinlikle) ihbâr ediyor (haber veriyor) ki: ‘Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın getirdiği din, umum dinlere galebe çalacak (üstün gelecek).’ Hâlbuki o zamanda yüzer milyon tebaası bulunan nasârâ (hristiyanlık) ve yahudi ve mecûsî (ateşperest) dinleri ve Roma, Çin ve Îrân hükûmeti gibi yüzer milyon tebaaları bulunan cihangîr (dünyaya hükmeden) devletlerin edyân-ı resmîleri (resmî dinleri) iken, kendi küçük kabîlesine karşı tam galebe edememiş bir vaziyette olan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’ın getirdiği dîni, umum dinlere galib ve umum devletlere muzaffer olacağını ihbâr ediyor. Hem gayet vuzuh ve kat‘iyetle (açık ve kesin) ihbâr ediyor. İstikbâl, o haber-i gaybîyi, Bahr-i Muhît-i Şarki’den (Büyük Okyanus’tan) Bahr-i Muhît-i Garbî’ye (Atlas Okyanusu’na) kadar İslâm kılıncının uzamasıyla tasdîk etmiştir.” (Lem‘alar, 7. Lem‘a, 25)