Cama çarpan insanlığım

İnsan…
‘Ahsen-i takvim’…
Yeryüzünün halifesi…
Aklı ve şuurlu oluşuyla övünen,duygu ve lâtifeleriyle diğer canlılardan hep önde olan…
Cennet’te talip…

Ama,Dünyayı cehenneme çeviren…
Amelleriyle,hatalarıyla,fiili,kavli,hissi,vicdani cinayetleriyle hem kendinin,hem  başkalarının  ebedi hayatını  tehlikeye sokan bir garip,bir muamma yaratık.

Asr-ı Saadetten  gelen esintilerden  her ürperişimde kendi kendimi sorgularım.
Dünyayı hem kendine,hem başkalarına dar edişini bir türlü anlamam.

İnançların,dinlerin hepsinde var olan,nihayetinde İsLÂM ile taclanan İlahi nizamın neresindeyiz bu gün?
Hani ırk,dil,renk,ülke ayrımı yoktu?
Hani aş,iş,makam,zenginlik ,güç ,iktidar  nimetini kimsenin aleyhine kullanmayacaktık?
Çocuklar,kadınlar,kimsesizler,yetimler,garibanlar korunup kollanacaktı?
Kölelik kalkmıştı…Hak ve hukuk vazgeçilmezdi…Yalana meyil olmayacak,hatır kırmayacak,gönüller viraneye çevrilmeyecekti?...
Kibir köşe bucak kaçtığımız; cehalet  düşmanımız;  temizlik imanımızın yarısıydı?

Camilerin sayısı artıyor…Müsbet yayınların sayısını takip edemiyoruz artık…Hayır işlerine talip dernek,vakıf, ve diğer kurumların  sayısı arttıkça gururlanıyoruz.
Meşru  zevklerin mest ettiği  dost meclislerinde dahi bir yanım kanıyor.
Makbul ve lâzım hizmetlerden haberdar oldukça , coşmak isteyen yüreğim nedensiz sandığım feryatlarla ağlıyor.

Kimi zaman utanıyorum kendimden.
Kimi zaman kızıyorum  bu hallerime.

Gel-Gitler yaşıyorum nurlu gelişmelerle, insanlığın içinde bulunduğu acınası durumlar  arasında.
Fikir pencereme akseden  Kur’ani güzellikleri, camı açıp içeri alamadığıma yanıyorum.
İnsan olmanın gereklerini yerine getiremeyişime hayıflanıp,cama çarpan her nurani hakikatte titriyor,sorumlu olduğum  vazifelerdeki sorumsuzluğumda kıvranıyorum.
İnsanlık ağlarken… çocuklar ölürken… anneler yanarken… komşularım bana güvenmez, en yakınlarımı korku beklerken…

Kemalat-ı hakikiyenin medarı olan Marifetullahta ilerleyemeyişimin  tokadını yemiş gibiyim.
Tamamen mesul olduğum seyyiatlarımın tahribatından vaveyla edişimi O makama bir iltica sayarak istiyorum.

Veda hutbesinin muhatabı olmaklığımı unutuşuma, Kur’ani  tavsiyeleri bilip de uzak kalışıma, Bediüzzaman  asrının bir ferdi olma bahtiyarlığına rağmen,istiğna sırrına eremeyişime  feryad edişime,  acınacak  halimle halâ  gurur ve enaniyetle yaşayışıma  bakıp gülmeyin.

Benimkisi dışarıdaki güneşe pencere açıp,camı aralamamak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum