Bu aziz vatanda, bin senedir Kur’an’ın bayraktarı olup, üç kıtada alem-i İnsaniyete İslam’ın nurunu yayan ve dünyaya gerçek medeniyeti ve insaniyeti öğretip, Avrupa medeniyetinin fitilini ateşleyen, Abbasiler, Selçuklular ve şanlı Osmanlılar ve  onların torunları olarak bizler.

Ecdada  mensubiyetten ve onların değerlerini taşımaktan iftihar eden ve batının kokuşmuş ve sönmeye yüz tutmuş batıl felsefesine ve insanı insaniyetten pişman eden menfaatperest ve hayvaniyetten aşağı atan ve nesillerin kökünü kurutan rezil ahlakına iltifat etmeyen ve ayak koymakta direnen bizler.

Alalım batının fennini, sanayini, almayalım (başlarını yesin) sefih efkarını ve ahlakını diyen, bu memleketin maalesef ikinci sınıf vatandaşlığına layık görülen ve devamlı itilip kakılan bir nevi zencileri olan yeni nesil Nur Talebeleri ile,

Milletçe çoluk çocuk, yaşlı genç, bacı kardeş, al yazmalı, şalvarlı, puşili, elgarlı, sarıklı, bıyığı burmalı, bu vatanın tüm evladı birlikte verdiğimiz Kurtuluş Savaşını, kendilerine mal edip “biz yaptık bu savaşı, bu vatanı biz kurtardık, çağdaş Cumhuriyeti de biz kurduk” diye geçinen çağdaşlar.

Hatta kendilerini de yok sayarak koca bir milleti ve hepimizi beceriksizlikle itham edip vatanın kurtarılmasındaki tüm şerefi ve muzafferiyeti (vatanın kurtulmasında binler sebepten sadece bir sebep olan) kumandana veren Milli şefin her yaptığını delilsiz kabul eden laikler.

Vatan, millet, Sakarya nutukları atarak, tarihi mirası reddedip, tarihi kimliği inkar ederek, yürümesini terk edip, Avrupa’nın yürümesini taklit edip onlar gibi yürümesini de beceremeyen Kemalist kimlikle övünenler.

Cumhuriyeti biz kurduk deyip, ülkeyi de  biz idare ederiz diyen, Meclise “ Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazısının asılmasına  rağmen hiçbir zaman millet iradesini hakim etmeyen ve bu necip milleti sürü gibi güdülecek mahluklar görüp milli iradeye ve milli teveccühe hiçbir zaman iltifat etmeyen sözde Cumhuriyetçiler.

Cumhuriyetçiyiz deyip tek parti idaresini bize yutturan, şahlanan 1950 millet iradesini 60 ihtilaliyle iplerde sallandıran, ihtilallere, muhtıralara, darbelere çanak olup alkış tutan ve katakullilerle, alavere dalaverelerle (28 şubat, sarıkız, ayışığı gibi ) iktidarların altını oyup bu necip milletin yüz senedir mukadderatıyla oynayan sözüm ona çağdaş geçinen beyaz Türklükle geçinenlerle nasıl anlaşacağız? Nasıl bir ortak paydada buluşacağız?

Aramızdaki dere o kadar derin ki doldurup düzeltmek mümkün değil. Ecdatta böyle bir farklılık var mıydı? Dünyada  bu kadar insanı birbirine zıt düşünceli milletler var mı? Bizleri bu hale hangi fırtına attı? Milletçe kim soktu bizi bu kaosa, bu keşmekeşe, bu birimizin al birimizin kara dediği mantık çarpıklığına.
Yalan söyleyenler utansın, hak söylemeyenin dili tutulsun. Alem şahit, zaman müfessir, istikbal hükmünü versin.

Biz diyoruz “kimlik lazım, ecdadı sevmek lazım”, onlar diyorlar “tarihten neme lazım.

Biz diyoruz “iman lazım, İslam lazım”, onlar diyorlar “bunları unutmak lazım.”
Biz diyoruz “Marifetullah lazım, Muhabbetullah lazım”, onlar diyorlar bizlere “Nutuk lazım.”

Biz diyoruz “cami lazım, cemaat lazım”, onlar diyorlar “camiyi satıp cemaati copla dağıtmak lazım.”

Biz diyoruz “din bir, vatan bir, uhuvvet lazım kardeşlik gerek”, onlar diyorlar “bir Türk dünyaya bedel gerisini denize atmak gerek.”

Biz diyoruz “güzel huy lazım, ahlak lazım, serseri olmamak lazım”, Onlar diyor “rakı içip, kafayı çekip horon tepmek gerek.”

Biz diyoruz “devlet millet için var, millete hizmet etmek lazım.” Onlar diyorlar “hayır millet devlet için var gerekirse milleti devlet için ezmek gerek.”

Biz diyoruz “Milletimiz neciptir sağduyusuna güvenmek, iradelerine hürmet gerek”, onlar diyorlar “millet kara cahildir, çoğu aptaldır, koyun sürüsüdür bunlar, güdülmeleri gerekir, kavun değillerdir hepsi kelek.”

Biz diyoruz “dinsize ilişmez dindara karışmaz bir laiklik lazım”, onlar diyorlar “dinsize her şey serbest, dindarı yedi kapıdan kovmak lazım.”

Biz diyoruz “herkes okusun, arif olsun, bilgili olsun, onlar diyorlar “başörtülüler geri dursun.”

Biz diyoruz “memleketimizde özgürlük olsun, hakiki hürriyet olsun”, onlar diyorlar “kamusal alanlar, hem de bol yasaklar olsun.”

Biz diyoruz “insan olana hürmet lazım, saygı lazım”, onlar diyorlar “dindarı dışlayıp başörtülüyü kovmak lazım.”

Biz diyoruz “eşitlik lazım, adalet lazım, insanları fişlememek lazım”, onlar diyorlar “bize Kemalist lazım, diğer kafaları ütülemek lazım.”

Bizler diyoruz “farklılıklar zenginliktir, hem güzelliktir, tearüf, tesanüt lazım”, onlar diyorlar “makarna gibi aynı renk, aynı tip aynı kalıpta olmak lazım.”

Biz diyoruz “ehli iman kardeştir bize birlik bütünlük lazım”, onlar diyorlar “biz ulus devletiz Kürdü kovup Arabı dövmek lazım.”

Biz diyoruz ateistlik, ırkçılık Frenk illetidir, nesilleri mahveder, bunlardan yılandan, akrepten kaçar gibi ürkmek gerek. Onlar diyorlar zehiri ilaçdır, pisliği gübardır bize tonlarla gerek.

Biz diyoruz Cumhur’a dayanan Cumhuriyet lazım, demokrasi lazım, Milli İrade’ye uymak  gerek, onlar diyorlar bizlere İsim ve resim lazım, eli sopalılar olmalı, On senede bir ihtilal yapıp bu milletin kafasına dipçikle, muhtıralarla vurmak gerek.

Biz diyoruz  dil lazım dilçemiz lazım, onlar diyorlar akşam yatıp sabah kalkıp uydurup, uydurukça lazım.

Biz diyoruz iffet lazım, tesettür fıtri, iktisat lazım, onlar diyor har vurup harman savurup çağdaşlık için kabak gibi soyulup üryan olmak gerek.

Biz diyoruz, ilim lazım, ittifak lazım , çalışmak gerek, Onlar diyorlar film lazım, eğlenmek lazım, her gün irticai senaryolar kurup kuyular kazımak gerek.

Biz diyoruz sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz, keser döner, sap döner, bir gün gelir  hesap döner. Obama’dan ders almak gerek. Onlar diyorlar biz severiz birbirimizi, sevmeyiz hiçbirinizi, hiç düşünmeyiz hesabımızı, dünyaya kazık çakacak kimseler gerek…

Susup ya sabır deyip beklemek gerek…