Menfî siyaset kazanma hülyası ile kaybetme korkusu arasında salınmanın siyasetidir.

Kazananın kaybetmeyi içine bir kurt olarak atmasıdır.

Korku büyüdükçe kendine sarılmasıdır.

Böylece kendini vazgeçilmez yapmasıdır.

'Ezhanın enelere dönmesi’dir.

Zihin koridorlarının karışması, kulislerin propagandanın esiri olmasıdır. İstibdatın buralarda yerleşmesidir. Vesayet kuyularına buralardan açılmasıdır.

Menfî siyaset iktidarın kendine âşık ettirmesidir.

Haram aşkın neticesi olarak sürekli azap çekmek ve çektirmektir.

Bu nedenle menfî siyaset 'bir aşkın ızdırabı' siyasetidir.

Büyük siyaset, şefkât siyasetidir.

Kolları kâinata uzanan bir iktidarın mensubu olduğu şuuruyla yapılan siyasettir.

Büyük siyaset kalbe ilka edilen büyük nurun kayyumu davasıdır.

Savaşçıları 'bürhan’larıdır.

Düşmanlarını her an alt edecek bir zihnî uyanıklılığın kurulması siyasetidir.

Özgür beyinlerin vehimleri süpürdüğü bir büyük temizlik harekâtıdır.

Propagandanın menfezlerinin delillerle bombalandığı bir bitmeyen cihadın siyasetidir.

Menfî siyaset, yenildiğinde  kaybedecek olmanın siyasetidir. Bu nedenle her şeyin bir vehme dönüştüğü siyasettir.

Büyük siyaset kaybedecek bir şeyin olmadığı, kulun kula sonsuz bağımsızlık siyasetidir.

Her bir 'şey'in nuranî bir delile dönüşmesi siyasetidir.

Bu nedenle, menfî siyaset topuzdur; büyük siyaset nurdur.

Menfî siyaset, "yenilirsek biteriz; o, şu, bu olmazsa herşey mahvolur" siyasetidir. Bu şekliyle, menfî siyaset kahramanlar siyasetidir. 'Kişilere bağlanma' siyasetidir.

Büyük siyaset “madem O var, herşey var” siyasetidir. "Ben O’nun rızası için savaşırım, kaybetmek kazanmak benim vazifem değildir" siyasetidir.

Büyük siyaset kahramanlığın değil, kazandıkça küçülmenin siyasetidir. Öne geçtikçe tevâzunun kollarında durabilme siyasetidir.

Büyük siyaset 'herkesin aklının kendi cebinde olma' siyasetidir.

Her gün, herkesin kendi zihnini temizleyebilme siyasetidir. Her birinin sürüsüne sahip çıktığı; aklının, fikrinin, zihninin, iradesinin başında bizzat bulunduğu siyasettir.

Büyük siyaset tahakküm değil hüküm siyasetidir. O da hükm-ü İlahîdir.

Büyük siyaset 'bir elinde nur, bir elinde topuz siyaseti' de değildir.

"Bin elimiz de olsa ancak Nur’a kâfi gelir" siyasetidir.

Büyük siyaset, dinin yüzde doksandokuzu olan îman, haşir, ibâdet, adâlet siyasetidir.

Menfî siyaset ‘yüzde bir’in’ o da dünyaya bakan siyasetidir.

Büyük siyaset yüzde doksandokuz insanlık değerinin özümlendiği (insanlığın iftihar vesileleri olan, peygamberler, asfiya, evliyâ, ulemâ, âlimler ve yüksek akılların oluşturduğu) bir büyük cemiyeti temsil siyasetidir.

Büyük siyaset, dinin yüzde biri olan siyaseti de eline almaktan çekinmenin siyasetidir.

Ebubekir'in, Ömer'in, Osman'ın ve Ali'nin (r.a.) çekindikleri gibi çekinmenin siyasetidir.