Bütün eşya Lâilâhe illallah deyip kâinatın...

Bütün eşya Lâilâhe illallah deyip kâinatın...

Günün Risale-i Nur dersi

dunun-risale-dersi.png

Bismillahirrahmanirrahim

u1.jpg

AÇIKLAMA

“Allahu Ekber” Sen, akılların yüzde bir bile büyüklüğünü kavrayamadığı bir celâl sahibisin, ey herşeyden daha büyük olan Kebîr!

Çünkü: Bütün eşya Lâilâhe illallah deyip kâinatın büyük zikir halkasında beraber zikrederek çalışıyorlar.

Her zaman devamlı istidat diliyle Cenâb-ı Haktan hayat hakkını “Yâ Hak” deyip rahmet hazinesinden istiyorlar. Baştan başa da hayata kavuşmaları diliyle de “Yâ Hayy” ismini zikrediyorlar.

Üçüncü Mertebe HAŞİYE

İzahı, Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfının başındadır.

Allah Teâlâ ilim ve kudretiyle herşeyden sonsuz derecede büyüktür. Zira o öyle herşeye gücü yeten bir Kadîr, herşeyin ölçü ve miktarlarını takdir eden Mukaddir, herşeyi bilen Alîm, herşeyi hikmetle yapan Hakîm, herşeye gayet güzel şekiller veren Musavvir, her bir varlığa ikramlarda bulunan Kerîm, bütün ihsanları ve ilminin nüfuzu hoş ve şirin olan Lâtif, herşeyi en güzel şekillerle süsleyen Müzeyyin, her varlığa en münasip nimetleri veren Mün’im, varlıklara sevgi duygusunu veren Vedûd, sayısız yollarla kendisini yarattığı varlıklara tanıttıran Mütearrif, rahmeti bütün varlıkları kaplayan Rahmân, her bir varlığa bizzat rahmet tecellileri olan Rahîm, sonsuz şefkatiyle varlıkları kendine müştak eden Mütehannin, sonsuz haşmet sahibi ve sınırsız güzelliği olan Cemîl-i Zülcelâl, sınırsız kemâl ve mükemmellik sahibi olan Kâmil-i Mutlak ve herşeyi en güzel şekillerle nakış nakış işleyen Ezelî Nakkaş ki, bu kâinatın sayfaları ve tabakalarıyla, küll ve cüz olarak hakikati ve bu varlıklar âleminin külliyet ve cüz’iyet ve vücut ve bekà itibarıyla hakikati,

•        Onun kazâ ve kader kaleminin ilim ve hikmetle tanzim ve takdir ettiği hatları;

•        ilim ve hikmet pergelinin san’at ile tasvir ettiği nakışları...

u2.jpg

AÇIKLAMA

• san’at ve tasvirinin mucizeli kudret eliyle, lütuf ve keremle süsleyip aydınlattığı süslemeleri;

•        lütuf ve kereminin ve teveddüd ve taarrüfünün lâtifelerinden rahmet ve nimetle tebessüm eden çiçekleri;

•        rahmet ve nimetinin ve terahhum ve tahannününün feyzinden cemal ve kemal ile tezahür eden meyveleri;

•        ve, aynaların fâniliği ve yansıtıcıların gelip geçiciliğiyle beraber, onlarda yansıyan o mücerred ve kesintisiz güzelliğin bâki kalarak, gelip geçen mevsimler ve asırlar ve devirler üzerinde yansıma ve görüntülerinin ve gelip geçen mahluklar ve günler ve seneler üzerindeki nimetlendirmesinin devam edip gitmesinin şehâdetiyle, Onun cemal ve kemâlinin yansıması ve parlamasından başka birşey değildir.

Evet, aynaların fâniliği ve varlıkların gelip gitmesiyle beraber yansımaların ve ışıkların devam etmesi, bütün açığa çıkmış herşeyden daha açık bir surette, onlarda görünen güzelliğin aynalara ait olmadığına delâlet eder ve en açık bir dille ve en anlaşılır bir delille gösterir ki, o yansımalar, varlığı zorunlu olan Vâcibü’l-Vücudun ve varlığı daimî olan ve her bir vesileyle Kendini sevdiren Bâkî-i Vedûdun mücerred güzelliğinin ve aynalar üzerinde daima yenilenen ihsanlarının görüntüleridir.

Evet, eserin mükemmelliği, akıl sahipleri için, fiilin mükemmelliğine delâlet eder. Mükemmel fiil ise, anlayış sahipleri için, ismin mükemmelliğine delâlet eder. İsmin mükemmelliği, açıkca sıfatın mükemmelliğine; sıfatın mükemmelliği ise, zorunlu olarak şe’nin mükemmelliğine; şe’nin mükemmelliği ise, hakkalyakîn derecesinde bir kesinlikle ve o zâta lâyık bir şekilde, zâtın mükemmelliğine delâlet eder.

Dördüncü Mertebe

Celâli yüce olan Allah, herşeyden sonsuz derecede büyüktür. Zira O, adaleti olan ve adaletiyle herşeyi dengeleyen öyle bir Adl-i Âdil ve her bir varlığın geneli hakkında küllî hüküm veren Hakem, O küllî hükmün icrasına hükmeden Hâkim, bütün sebepleri o küllî hükmün gerçekleşmesi için en yararlı yerlere sevk eden Hakîm ve zâtı sonsuz olan Ezelîdir ki, şu kâinat ağacının binasını, meşiet ve hikmetinin asılları üzerinde altı günde tesis etmiş...

Bediüzzaman Said Nursi
Yirmi Dokuzuncu Lem'a

---

HAŞİYE : Bu Üçüncü Mertebe, cüz’î bir çiçeği ve güzel bir kadını nazara alıyor. Koca bahar bir çiçektir. Cennet dahi bir çiçek gibidir. O mertebenin mazharlarıdırlar. Ve âlem, güzel ve büyük bir insan; ve huriler nev’i ve ruhanîler taifesi ve hayvanlar cinsi ve insan sınıfı, herbiri mânen güzel bir insan hükmünde, bu mertebenin gösterdiği esmâyı safahâtıyla gösteriyor.