Bunu yapabilirsen seninle beraber dans oynayalım

Bunu yapabilirsen seninle beraber dans oynayalım

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

İ’lem eyyühe’l-aziz! 
Müslümanları lehviyat-ı nevmiye mesabesinde olan dünya hayatına davet etmekle, Cenâb-ı Hakkın helâl ettiği tayyibat dairesinden, haram ettiği habîsat mezbelesine teşvik eden adamın meseli öyle bir sarhoşa benzer ki: Parçalayıcı arslan ile, ünsiyetli ehlî atı birbirinden tefrik edemiyor. Sehpa ağacıyla jimnastik ağacını birbirinden ayıramıyor. Kanlı yarayı kırmızı gülden temyiz edemediği halde, kendisini mürşid bilerek irşad ve nasihata çıkıyor. Esnâ-yı irşadda bir adama rastgelir. Zavallı adamın arka tarafında korkunç bir arslan duruyor. Ön tarafında da sehpa ağacı kurulduğu gibi, her iki yanında da dehşetli yaralar var. Fakat adamcağızın elinde iki ilâç vardır.

Ve lisanıyla kalbinde iki tılsım vardır. Onları istimal ederse şifâyab olur. Ve o arslan ata inkılâp eder. Burak gibi bineği olur. O sehpa ağacı da daima teceddüd etmekte olan ahvâl-i âlemi, seyyal manzaraları seyretmeye âlet ve vasıta olur. O sarhoş herif, o zavallı adamcağıza diyor: “Yâhu, nedir o ilâçları, tılsımları saklıyorsun? Onları at, keyfine bak.”

Adamcağız: “Yok baba! Bu ilâçlar ve tılsımların hıfz ve himayelerindeyim. Onlardan almakta olduğum haz, lezzet, keyif bana kâfidir. Fakat o arslan gibi parçalayıcı ölümü öldürebilirsen ve sehpayı kırmakla kabir ağzını kapatabilirsen ve hayatımın mâruz kaldığı fenâ ve zeval yaralarını bir hayat-ı bâkiyeye tebdil etmekle tedavi edebilirsen, pekâlâ, seninle beraber dans oynayalım.

Ve illâ gözümün önünden def ol, git. Sen ancak kendin gibi sarhoşları kandırabilirsin. Ben sarhoş değilim. Dünyanıza, keyfinize ihtiyacım yok. Çünkü, 2 حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 1 نِعْمَ الْمَوْلىَ وَنِعْمَ النَّصِيرُ bana yeter.”

1 : “Allah bize yeter; O ne güzel vekildir.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:173. 
2 : “O ne güzel dost ve O ne güzel yardımcıdır.” Enfâl Sûresi, 8:40.

Bediüzzaman Said Nursi
Mesnevi-i Nuriye