Bu zafer Allah’ın vaadidir, fakat insanların çoğu bilmezler

Bu zafer Allah’ın vaadidir, fakat insanların çoğu bilmezler

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Rûm Suresi 1-6. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

1 . Elif, Lâm, Mîm. (*)

2,3,4,5 . Rum’lar (Arapların bulunduğu bölgeye) pek yakın bir yerde (müşrik olan Îranlılara) mağlûb oldu; fakat onlar bu mağlûbiyetlerinden sonra, birkaçsene içinde (üç ile dokuz yıl arasında, Îranlılara) gālib geleceklerdir. (**) Önünde de sonunda da emir Allah’ındır; o gün mü’minler de Allah’ın yardımıyla sevinecektir. (O,) dilediğine yardım eder. Çünki O, Azîz (kudreti herşeye üstün gelen)dir, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

6 . (Bu zafer) Allah’ın va‘didir. Allah, va‘dinden dönmez; fakat insanların çoğu bilmezler.

(*) “Sûrelerin başlarındaki hurûf-ı mukatta‘a (Elif, Lâm, Mîm gibi tek tek yazılan harfler) İlâhî bir şifredir. Hâs abdine (husûsî kulu Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’a) onlarla bazı işâret-i gaybiye (gizli işâretler) veriyor. O şifrenin miftâhı (anahtarı) o abd-i hâs’dadır (ASM). Hem onun veresesindedir (vârisi olan âlimlerdedir). Kur’ân-ı Hakîm, mâdem her zaman ve her tâifeye (topluluğa) hitâb ediyor. Her asrın her tabakasının hissesini câmi‘ (içine alan) çok mütenevvi‘ vücuhları (çeşitli yönleri), ma‘nâları olabilir. Selef-i Sâlihîn (Sahâbe, Tâbiîn ve Tebe‘-i Tâbiîn) ise, en hâlis parça onlarındır ki, beyân etmişler.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 241)

“الٓمٓ: Üç harfiyle üç hükme işârettir. Şöyle ki: Elif, هٰذَا كلَامُ اللّٰهِ اْلاَزَلِيُّ[Bu, Allah’ın ezelî kelâmıdır] hükmüne ve kazıyesine; Lâm, نَزَلَ بِه۪ جِبْر۪يلُ [Onu Cibrîl indirdi] hükmüne ve kazıyesine; Mîm, عَلٰي مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلَاةِ وَالسَّلاَمُ [Muhammed (ASM)’a] hükmüne ve kazıyesine remzen ve îmâen (remiz ve îmâ ile) işârettir.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 29)

(**) Mekke müşrikleri, o günlerde kendileri gibi müşrik olan Îran Devleti’nin, ehl-i Kitab olan Doğu Roma İmparatorluğuna galebesiyle sevinmişler ve kendilerinin de Müslümanlara böyle gālib geleceklerini söylüyorlardı. Hz. Ebû Bekir (ra) bir tartışma üzerine Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden Übey bin Halef ile bu âyetteki müjdeye binâen iddiâya girdi. Sözleşmeye göre, üç sene içinde Romalılar gālib gelirse Hz. Sıddîk (ra) on deve alacak, aksi hâlde verecekti. Peygamberimiz bundan haberdâr olduğunda بِضْعٌ ta‘bîrinin üç ile dokuz arası rakamlara delâlet ettiğini, dolayısıyla süreyi dokuza, develeri yüze yükseltmesini buyurdular. Sözleşmeyenilendi. Yedinci yılının başlarında Romalılar beklenmedik şekilde gālib gelmekle, Hz. Ebû Bekir (ra) develeri o müşrikin vârislerinden aldı ve hepsini tasadduk etti. (Celâleyn Şerhi, c. 6, 86)