Bu toplum Mehmet Akif ve Bediüzzaman'a mecbur

Bu toplum Mehmet Akif ve Bediüzzaman'a mecbur

Edebiyat ve Sanat alanında çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Himmet Uç ile Mehmet Akif'in Âsım karakteri ve Bediüzzaman'ın fikirleri üzerine konuştuk.

Röportaj: Serdar Bilgin
RİSALEHABER-ÖZEL

Sayın Hocam, sizi yakından tanımak istiyoruz. Bize, kendinizi takdim edebilir misiniz?

Erzurum’da doğdum, anam babam merkeze bağlı Mördülük, Tınazlı Köyünde yaşadılar, atalarımın altı yüz yıllık mezarları bu köyün mezarlığında. Dedelerim Osmanlı Rus Savaşlarında, İstiklal Savaşında yer almışlar. Ortaokul, lise ve üniversiteyi aynı şehirde okudum. 1982 yılında Nabizade Nazım ile ilgili doktora tezi ile Edebiyat Fakültesinde doktor oldum. Ortaokul, lise ve yüksekokulda çalıştım. Daha sonra Dicle Üniversitesinde yardımcı doçent oldum. “Ahmet Mithat’ın Sanatı ve Edebiyatı, Mehmet Cellal’in Hikaye ve Romanları, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Romanlarında Şahıslar” isimli çalışmalarım ile doçent oldum. Daha sonraki çalışmalarım; Roman ve Eleştiri Terimleri Sözlüğü, Tematik Türk Şiiri Antolojisi, Temalardan Şiirimize, Batı Edebiyatında Deneme, Türk Edebiyatında Deneme, Hikaye ve Romancı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Çocuk Edebiyatı, Romancı ve Romanlar, Namık Kemal Kitabı, Psikanalitik Edebiyat, Tevfik Fikret’in Psikobiyografisi, Edebiyatımıza Estetik ve Felsefi Bakışlar, Mehmet Akif ve Hikaye Sanatı, Dev ve Dahi Necip Fazıl Kısakürek oldu. Bunlardan ayrı olarak Bediüzzaman’ın eserleri üzerinde çalıştım. Bediüzzaman’ın Fikir ve Sanat Dünyası ve Risale-i Nur Ekseninde Kur’an Estetiği çalışmalarımı yayımladım. Halen Süleyman Demirel Üniversitesinde profesör olarak görev yapmaktayım, çeşitli internet sitelerinde edebiyat, sanat, felsefe, Risale-i Nur üzerine araştırmalarımı ve yazılarımı yayımlanıyorum. Risale Haber‘in yazarlarındanım. Şu anda “Bir Anlatı Metni ve Edebi Eser Olarak Kur’an” üzerinde çalışıyorum.

MEHMET AKİF’İN BOZULMUŞLUĞA KARŞI TEKLİFİ: ÂSIM

Sayın Hocam, Risale-i Nur'un muhtelif yerlerinde Mehmet Akif’ten bahsedilir. Mehmet Akif’in ideal genci Âsım’ın Neslinde Risale-i Nurların yeri nedir?

Edebiyatımızda her edip; yüz yılı aşkındır devam eden geçiş süresince toplumumuza tipler ve karakterler lanse etmişler. Nazım bir sosyalist insan karakteri ortaya sürerken, Halide Edip Handan romanında Handan gibi Avrupai bir karakter ortaya koydu. Yakup Kadri vatansever ama biraz politik, teoriye boğulmuş bir Atatürkçü karakteri yazdı, kendi de mutsuz oldu, çünkü böyle bir karakter Türkiye’de olmadı. Mithat Efendi Felatun Beyle Rakım Efendi’de çalışmayı önemseyen, Batıdan derinlikli haberi olan, değerlerine bağlı bir karakter öne sürdü. Mehmet Akif ise Âsım karakterini geliştirdi.

Âsım; Safahat’ta bir bölümdür, 315 ten 410 sahifeye kadar devam eder. Bir manzum roman gibi kaleme alınmıştır. Bu romansı bölümün dört karakteri vardır. Hocazade, Köse İmam, Âsım, Emin. Geri kalmış Osmanlının kurumlarında, günlük hayatında meydana gelmiş perişanlığı anlatan levhalar vardır. Dini, sosyal ve kültürel hayatın dejenere tablolarıdır bunlar. Akif bu bozulmuşluğu düzeltmek için Âsım karakterini bir teklif olarak öne sürmüştür. Avrupa hayatından örnekler verir, aramızdaki farkı anlatır. Çalışmayan ve hazır yiyici tembel bir neslin düşeceği kaosları anlatır. Âsım karakterinin özelliğini şöyle anlatır Akif:

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git!, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?

NUR TALEBELERİ ZULMÜ ALKIŞLAMAZ

Bu şiir Bediüzzaman’ın karakterize ettiği karakterin de özellikleridir. Nur talebeleri zulmü alkışlamaz, zalimi asla sevemezler, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemezler, geleneğin devamıdırlar, ecdadına kimseyi saldırtmaz. Bediüzzaman Hazretleri, yanında Sultan Hamid’e sataşan bir doktordan rahatsız olur ve onu getirenlere “Nereden buldunuz bu adamı? Ben o padişahı veli olarak kabul ediyorum. “ der. Hak namına haksızlığa Nur talebeleri tapmaz. Dini, siyasi, iktisadi ve kültürel tevhidi savunurlar, onların hayatı genel anlamda tevhit bütünleştirici felsefedir. Yanlış olan her şeye hayır derler, uysal koyun değildirler, konuşulması gereken yerde konuşurlar. Kanayan yara toplumsal değil itikadidir, bütün kanayan yaraların kaynağı dini hayatın kanamasıdır. Din; hayatın hayatı hem nuru hem de esasıdır, o ihya edilirse toplum da ihya edilir derler, aldırmazlık etmezler. Hakkı tutar kaldırırlar, son yüzyıllarda hak yere düşmüş ve savunulmamıştır, Bediüzzaman ve talebeleri hakkı savunur.

Dindeki uygulamayı o da Bediüzzaman gibi eleştirir.

Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;
O yerin gökten inen dini, hayatın dini?
Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek?
Müslümanlık mı dedin?... Tövbeler olsun, ne demek!
Hani Kur´an´daki rûhun şu heyûlâda izi,
Nasıl İslâm ile birleştiririz kendimizi,
Ye´si tedrîc ile zerk etmiş edenler dîne...
O ne mel´un aşı, hiç benzemiyor, hiç birine!
Dikkat et: 1000 senesinden beri, a´sâbı harâb,
Yatıyor koskoca bir âlem-i îman, bîtâb.
Pıhtı halinde yürekler, cevelânsız kanlar;
Çevirip yastığı tekrar uyuyor kalkanlar!
Gözünün gördüğü yok beynine çarpan güneşi!

BU TOPLUM MEHMET AKİF’E ve BEDİÜZZAMAN’A MECBUR

Akif ‘in Safahat boyunca telkin ettikleri; Bediüzzaman ile birleşir, ama Bediüzzaman; ismini sayabileceğim en az elliye yakın yazarımız ve aydınımız gibi geçmişe nostalji ile bağlanmaz. O bizi büyük yapan değerleri güçlendirmeye çalışır. İmanı güçlendirerek toplumun temelini güçlendirir, diğer şeyler ondan sonra gelirler, ne yazık ki ne Akif ne de Bediüzzaman gereken ilgiyi görmemiştir, ama mecburdur bu toplum onlara, uçurumun kıyısında dönebilirler. Çünkü bunlar fikir değil zorunluktur.

Akif, Mandal Hoca’nın imanı şöyle anlatır:

- İşte gördün ya, Hocam, millet için lâzım olan,
Hoca Mandal´daki îman gibi sağlam îman.
Titretirsin yine dünyâyı, emîn ol, tir tir;
Hele sen Şark´a o îmanda beş on sîne getir.

Âsım bölümünün içinde Çanakkale Şehitleri şiiri de vardır.

Sarılır, indirilir mevki´i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun´-i beşer;
Bu göğüslere Hudâ´nın ebedî serhaddî;
"O benim sun´-i bedi im, onu çiğnetme" dedi.
Âsım´ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmiyecek.

Çanakkale’de savaşan Âsım’ın neslidir. Sonra Âsım‘ın portresi çizilir

Görmedim ben bu kadar dörtbaşı ma´mûr insan.
Ne büyük hilkat o Âsım, ne muazzam heykel!
Dalgalandıkça içinden taşan îman denizi,
Dökülen hisleri gör: İncilerin en temizi,
Sonra, irfânı için söyleyecek söz bulamam;
Oğlanın bildiği, öğrendiği herşey sağlam.
Ne güreştirmediğim kaldı, ne koşturmadığım;
Çölün âsûde muhîtinde geçen günlerimiz,
Bana gösterdi tamâmıyle ki: Oğlun eşsiz;

Ona neler lazım olduğu anlatılır, çünkü o başıbozuklukları güç ile susturmaya çalışır.

Hadi tahsilini ikmale tez elden, hadi sen!
Çünkü milletlerin ikbali için evladım,
Marifet bir de fazilet, iki kudret lazım.
Ma'rifet kudreti olmazsa bir ümmette eğer,
Tek fazîletle teâlî edemez, za'fa düşer.

Bunlar Bediüzzaman’ın fikirleri ile aynıdır. O, ilmi de imanı da gerekli görür, her ikisini ilim ve marifette birleştirir. Âsım, romanın sonunda Almanya’ya tahsil için gönderilir. Almanlar gelişmişlikte örnek telakki edilmiştir o zamanlar.

Bediüzzaman’ın eserleri ile Akif ve onun karakteri Âsım’ın anlayışı ve yaşayışı büyük benzerlikler gösterir.

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum