Biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik

Biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), İsrâ Sûresi 100-104. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

100-De ki: “Eğer Rabbimin rahmet hazînelerine siz sâhib olsaydınız, o zaman (dahi) harcamak(la tükenir) korkusuyla gerçekten cimrilik ederdiniz. Zâten insan çok cimridir.”

101-Celâlim hakkı için, (biz) Mûsâ’ya apaçık dokuz mu‘cize verdik; (*) (Ey Resûlüm!) İşte İsrâiloğullarına sor! (Mûsâ) onlara geldiği zaman, bunun üzerine Fir‘avun ona: “Ey Mûsâ! Doğrusu ben seni sihirlenmiş zannediyorum” demişti.

102-(Mûsâ ise:) “Gerçekten (sen de) bilirsin ki, bunları birer delil olarak, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Fir‘avun! Şüphesiz ki ben de seni mahvolmuş zannediyorum” dedi.

103-Nihâyet (Fir‘avun) onları o yerden (Mısırdan) çıkarmak istedi de onu ve berâberindekileri, hep birlikte suda boğduk.

104-Ve onun ardından İsrâiloğullarına şöyle buyurduk: “(Fir‘avun’un sizi çıkarmak istediği) bu yerde oturun; artık âhiret va‘di (kıyâmet) geldiği zaman, hepinizi (sizi ve onları toplayıp) bir araya getireceğiz.”

(*) İbn-i Abbâs (ra)’a göre, Mûsâ (as)’a verilen dokuz mu‘cize şunlardır: “Ejderhâya dönüşen asâsı, Yed-i Beyzâ (ışık veren eli), onun duâsı bereketiyle; çekirge, ekin biti ve kurbağaların istîlâları ile içilmek istenen herhangi bir suyun hemen kana dönmesi âfetlerinin Mısırlıların üzerinden kaldırılması, asâsını vurması ile taşların yarılıp su fışkırması, denizin yarılarak geçebilecekleri yolların açılması ve Tûr Dağı’nın İsrâiloğullarının üzerine kaldırılarak korkutulmalarıdır.” (İbn-i Kesîr, c. 2, 403)