Birleşmiş Milletler 'Kara Kıta'da da çuvalladı

Birleşmiş Milletler 'Kara Kıta'da da çuvalladı

Mezarı olmayan mezarlık şehir Mogadişu'da “Yiyecek bulan yaşar, bulamayan Türk'ün yanına koşar” düşüncesi hakim.

Halk,  24 yılda 55 milyar dolar para toplayan BM'nin yapamadığını 400-500 milyon dolarla Türkiye'nin 3 yılda nasıl yaptığını soruyor. 

Türkiye'nin yaptırdığı havalimanı terminali henüz açılmamış... Kara düzen alışkanlıklar sürüyor. Görevli önündeki bilgisayara rağmen bütün işlemini kağıt kalemle yapmakta ısrar edince kuyruk yılan gibi kıvrım kıvrım uzanıyor.  Bir tarafta 'watani' diğer tarafta 'ajnabi' yazan pasaport bankolarının biri için sıraya girmem gerek. Vatandaş değilim, ecnebi hiç değilim. İkilemde kalıyorum. “Abi gal gal” nidalarıyla yanıma koşturan Kızılay üniformalı bir genç, pasaportumu kaptığı gibi içeri odalardan birine giriyor. 5 dakika sonra 'ehlen yallah' diyerek kapı dışarı ediyor.  “Ey ahali ne olacak Somali'nin hali pür melali” diyerek yaptığım haberlerin üzerinden 3.5 sene geçmiş, tekrar Mogadişu'dayım... Hava sıcak mı sıcak, tozu da cabası. Havalimanı çıkışında “Türki Türki” sesleri yükseliyor. Memleketteki tek beyazlar, Türk olunca her beyaz “Türki” diye anılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinden 1 gün önce Eş Şebab'ın üstlendiği Türk heyetine yönelik saldırının ardından kapı ağırlıkları birkaç yüz kilo olan zırhlı araçlardan birine gitmek üzere misafiri olduğum Kızılay ekibiyle hareket ediyoruz.  Havalimanından şehre giden yollar, Erdoğan'ın ziyareti dolayısıyla Türk bayrakları ile donatılmış. Duvarlarında binlerce mermi, roket izi ile kevgire dönmüş binalar Mogadişu'nun 21 yıllık iç savaşta ne kadar yorgun düştüğünün canlı tanığı.  Yol üstündeki askerî barikatlar, Afrika Birliği'nin çoğunluğu gayrimüslim askerlerinin kontrolünde. Türkiye'nin şehir merkezine yaptığı 23 kilometrelik asfaltın neredeyse her santimetrekaresini güvenlik gerekçesiyle barikatlarla donatmışlar. Geleni geçeni durdurup sorguluyorlar. Her seferinde mini bir diplomasi devreye giriyor. Meramını anlatman asgari 5 dakika.
Peki bu kadar güvenliğe rağmen Türk görevlilerin kaldığı otele saldırı nasıl olur? Cevap, Somalili şoförden: “Eş Şebab, bölgedeki üst rütbeli polis ve askerleri satın almış. Tespit edildi, hepsi gözaltında.” 

Kızılay'ın içinde onlarca kamyon, parke taşı ve yer altı borusu ürettiği tesislerle yardım depolarında onlarca görevli; 300'den fazla işçi hizmet veriyor. Merkez binada; Türk Kızılayı Genel Başkan Yardımcısı Nihat Adıgüzel, Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Akar, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Turunç, Denetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turan Aslan, Başkan Yardımcısı Hasan Karahan, Genel Müdür Dr. Mehmet Güllüoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Mintez Şimşek'ten oluşan Kızılay heyeti, Somali'deki çalışmalar hakkında bilgi veriyor. Daha sonra yardım çalışmaları yerinde görmek için bir tur düzenleniyor. 
İkindiye doğru kıvrandığımı görünce mültecilerin sığındığı ücra köşelerdeki kamplara gitmem için bir araç tahsis ediliyor. Kızılaycılar yanıma küçük (!) bir koruma ordusu veriyor. Elleri tetikteki korumalar trafik tıkanınca ıslık çalıyor, bağırıp çağırıp yolu açıyor. Hassas noktalarda araçtan inip namluları sağa sola çeviriyorlar. Her kavşakta aynı ritüel. 

Şehrin her mahallesi kah tenekeden, kah kağıttan yapılmış derme çatma barakalarla dolu. Şoför; Waaberi, Afgooye Yolu, Dagmada, Yakşid, Cezire ve Medina mahallesindeki kamplardan birkaçını gezebileceğimizi söylüyor. 

İlk adres Dagmada... Kampın kesif kokusu kısa sürede aracın içini kaplıyor. Kapıların açılmasıyla da Afrika'nın sinek ordusu bedenimize seferler düzenliyor. Açık havada bile havasız kalan çadırlar, aynen bıraktığım gibi.  Metrekareye 3-4 çocuğun düştüğü, günü tek öğünlük darıyla geçiren sefil hayatlar, işte yine karşımda. 

Kara yüzlü, kömür gözlü yarı çıplak çocuklar kampta yardım dağıtacağımızı zannedip bir anda çadırları ayağa kaldırıyor. Attığım her adıma senkronize geri geri giden uzunca bir kuyruk oluşuyor.  “Esselamu aleyküm” diyen, dokunmak isteyen garibanları ikazlarıma rağmen etrafımdaki güvenlikçiler dağıtıyor. Bir iki çul, üç beş kap kaçaktan oluşan çadırlar Waaberi, Yakşid kamplarının da değişmez görüntüsü. Yaşadığı onlarca yıllık savaş ve açlık sonrası milyonları kaybeden Somali'de bir mezarlık bile yok. İç savaştakiler öldükleri binaların, kamptakiler ise salgın hastalık korkusuyla çöle gömülmüş. Peki ya eski mezarlar? Her zaman olduğu gibi Vehhabi görüşlü militanların hışmına uğramış. Güneşin batmasıyla birlikte Mogadişu'nun arka sokakları karanlığa gömülüyor. Biz de kampa dönüyoruz. Zira burada en önemli kural: Gece sokağa çıkanın canı çıkar!..

1 MİLYONDAN FAZLA İNSAN TEHLİKEDE

Birleşmiş Milletler bu sene de kıtlık bekliyormuş!

Ülke genelinde yapılan son beslenme anket sonuçlarına göre; yetersiz beslenen 5 yaşın altındaki yaklaşık 218 bin çocuktan 38 bini ölümle burun buruna. Bu rakamlara itirazımız yok da Somali halkının var. 

Somali, Birleşmiş Milletler (BM) için dipsiz kuyu... Her ortamda “Ne kadar para akıtırsak akıtalım yetmiyor. Sürekli kuraklık buna bağlı da kıtlık, açlık, salgın hastalık var” gerekçesiyle yardım kampanyaları düzenliyor. En son 2 hafta önce ajanslara yine benzer bir haber düştü: “Somali'de bu sene yağışların az olması sebebiyle yeniden kıtlık yaşanıyor. BM acil yardım çağrısında bulundu. Son birkaç gün içinde 6 bebek açlıktan hayatını kaybetti....” 
BM, 2011'de ülkenin güney ve doğu kesimlerini etkileyen kuraklığın bu defa kuzey kesimlerde görüldüğünü iddia ediyor. 1 milyon 25 bin kişinin kıtlıktan etkilenmesi bekleniyormuş.  Ülke genelinde yapılan son beslenme anket sonuçlarına göre; yetersiz beslenen 5 yaşın altındaki yaklaşık 218 bin çocuktan 38 bininin ölümle burun buruna olduğu belirtilmiş. Hastalıkların ve yetersiz insani yardımın ölümlerde önemli faktör olduğu vurgulanmış. Bu rakamlara, tespitlere bizim itirazımız yok da Somali halkının var. 
1991'den günümüze Somali adına 55 milyar dolar para toplayan BM'nin yapamadığını 400-500 milyon dolarla Türkiye'nin 3 yılda nasıl yapabildiğini sorguluyorlar. BM'nin paraları Kenya'da harcayıp bitirdiği iddiasıyla Mogadişu'da Türklere gösterdikleri sevgi oranında BM'den de nefret ediyorlar.  BM görevlilerine küçük bir hatırlatma... “Toplanan her 100 dolarlık yardımın 67 dolarını masraflara harcıyoruz” açıklamanızı adınıza Somali halkına ilettim, ikna olmadılar. Size sorarlarsa, başka bir şey söyleyin. Nasreddin Hoca'nın “Kedi buysa ciğer nerede? Ciğer buysa kedi nerede?” fıkrasını da mutlaka okuyun.

RAKAMLARLA SOMALİ
Başkent:  Mogadişu
Resmî dil: Somalice, Arapça
Yönetim biçimi:  İslam Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı:  Hasan Şeyh Mahmud
Kuruluş: 1 Temmuz 1960
Yüzölçümü:  637.657 kilometrekare
Nüfus:  10.428.043 (2014 tahmini)
Milli Gelir:  1 milyon aç insan!

Kemikler dahi ayrıştırılıyor

Kızılay ve İBB, halka çöp torbaları dağıtmış. 320 çöp konteyneri, Mogadişu'daki çeşitli alanlara yerleştirilmiş. Sokaklardan günlük yaklaşık 600 ton çöpün toplandığı iki farklı depolama alanında kemikler dahi ayrıştırılıyor. Halka binalarını boyamaları için malzeme bile dağıtılmış.  Atık su ve yağmur suyu toplama havzaları da inşa edilmiş. Izgara sistemiyle toplanan su, mevcut su havzalarına boşaltılıyor. 

Eve dönüşe kızılay'dan teşvik

Türk Kızılayı, Cezire bölgesinde evlerini terk etmek zorunda kalan 30 bin kişiye çadırkent kurmuş. Çadırkentlere; tuvaletler, duşlar, çamaşırhane, musluklar, su dağıtım üniteleri ve su tankları, gerekli altyapı gibi tesisler hazırlanmış. Bugüne kadar bütün ihtiyaçları karşılanan ailelerden evlerine dönenlerin 6 aylık bütün ihtiyaçları karşılanmaya başlanmış.

Kaldırım ve yollar yapılıyor

Kızılay, İBB ve TİKA iş birliği ile Cezire Çadırkenti başta olmak üzere şehirde birçok noktaya kaldırım ve yol yapılmış. Ara sokaklar elden geçirilerek şu ana kadar 23 km asfalt dökülmüş. Caddeler, güneş enerjisiyle aydınlatılıyor.

Meslek okulu yükseliyor

Kızılay ve Somali Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki anlaşma sonucu inşasına başlanan meslek lisesinde; makine, elektrik, inşaat ve bilişim konusunda 360 öğrenci kalifiye eleman olarak yetiştirilecek. 

Enkazlar kaldırılıyor

Kızılay ve İBB'nin bir başka desteği daha... 21 yıldır iç savaştan muzdarip olan Mogadişu için kentte enkaz ve molozları temizlemek için bir proje başlatılmış. Kullanılamayacak durumdaki kamu binalarından başlayarak birçok binanın enkaz ve molozlarını kaldırılmış. 
 
Liman inşa edildi

Türk Kızılayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TİKA, Sağlık Bakanlığı ve diğer STK'larımız 2011'den beri “Yeter ki Somali ayağa kalksın” düşüncesiyle yoğun bir çalışma içinde. Günü kurtarmak yerine Somali halkını içine düştüğü girdaptan kurtarmayı amaçlayan çalışmalar arasında liman bile var.

Sağlığa neşter 

Türk Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) Mogadişu'da ambulans destekli tıbbi bir birimle hizmet veriyor. Ayrıca yeni inşa ettirilen 200 yatak kapasiteli hastane ve sağlık meslek lisesi, sağlık sorunlarına neşter vuruyor. Mikro hastanelerin inşası ise, Türk Büyükelçiliği ile koordineli yapılıyor. 

PARKE ÜRETEN TESİS

Yeniden inşa ve rehabilitasyon faaliyetleri kapsamında Türk Kızılayı-İBB ortaklığıyla parke taşı ve bordür üretim tesisinin yanında buna ilave olarak taş kırma ünitesi yapılmış.

Her gün ekmek her gün yemek 

Mogadişu'nun Hamarweyne yöresinde, 2 bin metrekare arsada; hastaneler, okullar, engelliler, yetimhaneler ve halk için sıcak yemek ile ekmek üretmesi için tesis kurulmuş. Tesiste günlük 12 bin ekmek ve 14 bin kişilik yemek üretilip dağıtılıyor.

Türkiye 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.