Bir edebi portre: Ahmet Kutsi Tecer

Tecer, cumhuriyet döneminin köyü ve değerlerini, halk şiirini keşfetmeyi kendine gaye edinmiş bir şairi, yazarı, araştırmacısı. Erzincan’ın Apçağı köyünde doğar. Daha sonra aile batıya göç ederler. Babası Adapazarı, Yalova ve civarı vilayetlerde memurluklar yapar. Tecer İstanbul’da doğar. Çocukluğu Kırklareli’nde geçer. Tahsilini İstanbul’da yapar. Avrupa’ya gönderilir, Paris’te okur. 
 
“Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gitmesek te gelmesek de 
O köy bizim köyümüzdür” dörtlüğü meşhurdur. Köyün ihmal edildiğini ifade etmek ister. 
 
Avrupa’dan döndükten sonra lise öğretmenliği yapar. Sivas’ta Halk Şairleri Bayramı düzenler. Aşık Veysel‘i bulup çıkaran odur. Bitirme tezi olarak hocam Orhan Okay’dan Tecer’i almıştım. O zaman İstanbul’a gidip ailesini bulmuştum. Meliha Hanım coğrafya öğretmeni. Hanımefendi bir bayan. Notre Dame dö Sion Fransız kız lisesinin Türk bölümü müdürü idi. Beni okulda misafir etti. Odasını verdi, bana Tecer’in yayınlanmamış şiirleri, tiyatroları ve evrakı metrukesini getirdi. 
 
Hayatımın ilk araştırmalarını yapıyordum, ortaya kalın bir araştırma çıktı. Erzurum’da Orhan Okay hocam benim araştırmacı olacağıma o çalışmayı gördükten sonra kanaat getirdi. Yaptığım bir doktora tezine benziyordu. Bütün şiirleri bulmuştum, yıllarca o şiirler tiyatrolar bekledi, hele makaleleri onları daha yayınlamadık. 
 
Cumhuriyet, Tecer gibi bir kimseye sahip çıkmadı. Benden başka da onun ile ilgili büyük bir eser kimse yazmadı. Tam yirmi yıl her gittiğimde İstanbul’a araştırdım ve ortaya bir kitap çıktı. Kendim bastırdım, matbaa bana gadretti. baskı kötüydü. İnci Hanım’a göndermiştim, “daha kaliteli bir yerde bastırabilirdin” demişti. Kızı Leyla Tecer “kitabı bitmesin diye yavaş okuyorum“ demişti. “Bu kadar vesika merakı sana nereden bulaştı” demişti. Ben de babamın bir esnaf olduğunu söylemiştim. Kendisi Paris’te Dramaturji okumuştu. O da bana babasının bazı evrakını vermişti, özellikle Tecerin babasının oğluna yazdığı bir mektup önemli bir mektuptu. 
 
Baba Şerafettin Bey beyefendi bir adam. Tecer, “babamla Cuma günleri evde hazırlanır Cuma’ya giderdik, hiçbir zaman Camii avlusunda hazırlanmadık“ dermiş. Tecer, Milli Eğitimde çalışırken birgün odasından bir adam hızla çıkar, Tecer arkasından bağırır. Adama sorarlar neden hayatında pek bağırmamış bir adamı kızdırdın “o da kendisine rüşvet teklif ettim ona kızdı” der. Memurlar “Hayatta rüşvet teklif edilmeyecek nadir adamlardan birine nasıl bu işi yaptın“ diye çıkışırlar.
 
Kendini halk edebiyatı araştırmalarına verir. Karacaoğlan ile ilgili yeni bilgiler yayınlar. Halk şiirinin bir rönesansını yapıp onu modernleştirmek ister. Koşma dörtlüklerine yeni yapılar kazandırmak ister. Köyü ve değerlerini anlatır. Eşi “araştırma için köyde kalırdı, eve geldiğinde bitlendiği olurdu” derdi. Avrupa şehirleri Londra ve Paris büyüsü ile köksüz modernizm ile meşgul olan aydınlarımıza bir muhalefet olarak halk şiirini örnek verir. Onlarla meşgul olur. Türk folklorunun kaybolup gitmesine engel olmak için çabalar. “Türk folkloru kurtuldu“ diye sevinir.
 
Köşe başı tiyatrosu bir mahallede bir köşeyi anlatır. Bizim hayatımızdır, bekçi, muhtar, bey, ağabey gibi sıradan insanları anlatır, çok defa sahnelenmiştir. Köroğlu piyesi meşhurdur, defalarca oynanmıştır. 
 
Nerdesin?
Geceleyin bir ses böler uykumu 
İçim ürpermeyle dolar nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin
Gün olup sürüyüp beni derbeder
Bu ses rüzgarlara karışır gider
Gün olur peşimden yürür beraber
Ansızın haykırır bana Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden 
Varlığımız yalnız ona verdim ben
Elverir ki bir gün  bana derinden
Ta derinden bir gün bana gel desin.
 
Nihat Sami Banarlı, Tecer öldüğünde “şair onu arayan sese gitti” der.  Şiir biraz sorgulama şiiridir, onu sürekli denetleyen arayan bir sesi anlatır. Bu ses Allah‘tır da.
Şairlerimiz, yazarlarımız önemli insanlardır. Türkücülerimiz ve flaş sanatçılarımız gazeteleri doldurur, hiçbir değeri olmayan onların hayat ayrıntıları çocuklara, gençlere sunulur. Aslında köksüzlük sergilenir. Halbuki yüzlerce şair yetiştiren bu toprakların değerleri dipte, köşede kalır gider. 
 
Gazetelerin bir küçük edebiyat sütunları bile yoktur. Yazarlar koro halinde gündelik siyaset yaparlar. Bir dönem büyük yazarlarımız varmış, onlar edebi kültürel değeri olan yazılar yazmışlar. Bedri Rahmi, Peyami Safa daha niceleri.
 
Tecer siyaset gereği Paris’teki görevinden alınır. Galatasaray lisesinin orta kısmına hoca olur. O okulu gidip görmüştüm. Tecer’in dolaştığı ortam Fikret’in dolaştığı ortamdı. İki farklı şair iki farklı dünya. Müdür bey Tecer’i görmüştü. Dünya kadar edebiyat araştırması yaptım uluslararası nitelikte ama ham ve ruhsuz bir edebiyat çevresinde yaşayıp gittim.
 
Orda Bir Köy Var Uzakta
 
Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gitmesekte gelmesek de 
O köy bizim köyümüzdür
 
Orda bir ev var uzakta
O ev bizim evimizdir
Yatmasak da kalkmasak da 
O ev bizim evimizdir
Orda bir ses var uzakta
O ses bizim sesimizdir
Duymasak da tınmasak da 
O ses bizim sesimizdir
 
Orda bir dağ var uzakta
O dağ bizim dağımızdır
İnmesek de çıkmasak da 
O dağ bizim dağımızdır
Orda bir yol var uzakta 
O yol bizim yolumuzdur
Dönmesek de varmasak da 
O yol bizim yolumuzdur
(Ahmet Kutsi Tecer)
 
Bu şiirde ihmal eden köylüyü, tabiatı ve insanı anlatır, aydınların onlara uzaklığını eleştirir şair.
 
Öldüğünde devrin devlet ricali taziyeler yayınlar. Eşi Meliha Hanım bana onun ile ilgili bilgiler vermişti. Tecer’in babası Şerafettin Bey’in resmi önemli idi. Tecer’in lise ve ortaokul yılları resimlerini kitabımda yayınladım. 
 
Tecer’in en yakın arkadaşı Tanpınar’dır. Tanpınar ona “Huzur’un Adamı Tecer” diye hitap eder. Hayatında hiç aşırılıklar olmayan nezih bir insandır Tecer. Osmanlı bir babanın Osmanlı ile Cumhuriyet ortasında kalmış bir değerli kişiliktir.
 
Veysel’i bulup çıkarması, araştırmaları, köye ilk dikkati çekenlerden olması, mütevaziliği, değerlerinden ve halktan kopmaması ile hayırla yad edilecek bir insandır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.