Bir çok Lem’a onun evinde telif edildi

Bir çok Lem’a onun evinde telif edildi

Şükrü İçhan, Hazretlerine Isparta’daki bağ evini tahsis eden bahtiyar adamdır

Ömer Özcan’ın haberi:

RİSALEHABER-1934 senesinde Barla’dan Isparta’ya sevkedilen Bediüzzaman Hazretlerine Isparta’daki bağ evini tahsis eden bahtiyar adamdır Şükrü İçhan. İsmi, evladlarının vefatı dolayısıyla Kastamonu Lâhikasında şu şekilde geçmektedir: 
“Isparta'da, Risale-i Nur'un ders ve neşrine iki köşkünü bir zaman tahsis eden kardeşimiz Şükrü Efendinin iki genç evlâdının vefatı, beni müteessir etti.”

Üstad Bediüzzaman Hazretleri sekiz yıl kadar Barla’da kaldıktan sonra, 1934 senesinde Isparta’ya intikal eder. Isparta’da, kısa bir müddet kaldığı ilk evden sonra, bir bağ içinde bulunan Şükrü İçhan’ın evine taşınır. İki katlı olan bu ev –maalesef- yıkıldığı gibi, elimizde bir fotoğrafı dahi yoktur. Bediüzzaman hazretlerinin ifadelerinde bahsi geçen ikinci köşk ise, Şükrü Efendinin kardeşi Nuri İçhan’a aittir.

Merhum Re’fet Barutçu ağabeyin kendisinden dinleyerek yaptığım tespitlere göre; Risale-i Nur’un 19. Lem’a İktisat Risalesinden itibaren 26. Lem’a İhtiyarlar Risalesine kadar olan kısım (23. Lem’a’nın aslı Hubab Risalesindendir) bu evde te’lif edilmiştir. Hz. Üstad’a, Şükrü Efendinin bu evinde en çok Hüsrev, Re’fet, Rüşdü ağabeyler hizmet etmiştir.
İktisat Risalesinde bahsi geçen “Bal yeme hâdisesi” de bir Ramazan günü bu evde yaşanmıştır.

Hz. Bediüzzaman, 1935 Eskişehir hapishanesine de Şükrü Efendinin bu evinden alınıp götürülmüştür. Bu sebeple 26 Rica olması gereken İhtiyarlar Risalesi, 16 Rica ile hitam bulmuş, tamamlanamamıştır. Bunun da elbette bir hikmeti vardır… 

2 Eylül 1966'da vefat eden Şükrü İçhan ağabeyimizi rahmet ve şükranla anıyoruz…

***

Şükrü Efendinin köşkünde Bediüzzaman Hazretlerine hizmet eden Mehmed Gülırmak’ın hatıralarından kısa bölümler:

Sonunda Üstad Barladan Ispartaya niçin getirildi? Orada ne gibi hatıralarınız var?

Zabıta getirdi. Isparta’ya Kelle Mehmed’in evine kiraya geldi. Üstad altı yedi ay orada kaldı, Isparta’nın merkezinde. Oradan Şükrü Efendinin köşküne geçildi. Burası Isparta’nın dışında bahçe içinde bir yerdi. Rahmetli anacığımı götürdüm, ben kuyudan su çektim, anacığım her tarafı gıcır gıcır yıkadı, ertesi gün Üstad taşındı oraya.

İktisat Risalesinde geçen bal yeme hâdisesi nasıl oldu?

Mübarek Ramazan günüydü, ben gündüzden balı gördüm. Üstad’a hediye geliyor. Beyaz bir oğul balı... Akşam oldu, yukarıda ezan okunuyor… Üstad ayakta hemen iki lokma ile iftar açardı... Ben de yukarı çıkmadan “ha babam, de babam” diye diye üç günde onu bitirdim. En sonunda yarım peteğin yarısı kaldı. Sonra Rüşdü Efendiye, Re’fet Bey’e, Hüsrev’e birer parça ağızlarına tıktım. Çoğunu ben yedim, onlara tadımlık az kalmıştı…” (Ömer Özcan Ağabeyler Anlatıyor–1 )

www.RisaleHaber.com

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.