Beyan Üzerine

Kainat, ilahi bir beyanın tecessüm etmiş halidir. Mahluk, bir beyan numunesidir. Varlıkların yaratılması, kendi aralarındaki münasebetleri, eşya ile ilişkileri ve alemdeki nizamla beraberlikleri birer sanat harikası ve ilahi tasarrufun beyanıdır.

Kainatta var olan nizam, aynı zamanda manayı, beyanı ve lafzı birbirine arkadaş yapar. Adetullah olan her şey, söze döküldüğünde beyan olur. Bir ifade ve bir delille açıklama hikmete uygun izah olur.

"Allamehül beyan" ile ilahi emrin hakikatine ulaşır insan. İnsana beyan talim edilir. Hakikat denizinden onun aklına, duygularına ve ruhuna Kur'an talimi ile beyan verilir.

Beyanın nahiv kaidelerine uygunluğu, belağat ile ifadesi ve sözün manaya sadık kalması ile kainattaki tecessüm, aynı zamanda kendini yazı ile ifade eder.

"Felsefe-i beyaniye" buradan çıkar. Risale, mananın ruhu ile hikmetin kaidelerini "cezalet-i beyan" ile çağın kulağına ve dimağına seslenir. Eşya arasındaki bağ, söze dökülür. Muciz olan beyan, kainattan kitaba ve kitaptan hitaba yol alır.

Beyan, belağatın önemli ve ikinci durağıdır. Beyan, delilin mantıkla ve belağatla yolculuğudur.

Beyan,  Kur'anla indirilen ve "tenezzül-ü ilahi" olarak insanlara lütfedilen ilahi fermanın zikir olarak öğretilmesidir. Talimle terbiyelenmesi ve dimağın bunu idrak ederek söz ve mana bütünlüğü ile ifadesidir.

Beyan, risalenin Kur'anı çağımıza/asra takdimidir. Sözü ikna basamaklarında akılla buluşturmasıdır. Kelamın, ispat süzgecinden geçirilmesi, hakikatin ispat ve tespitidir.

Ahir zamanın dehşetinden ve vahşetinden galeyana gelen hakikat ve incitilen mana ve kısırlaştırılan fehim, kendilerine dayanak ve metanet aradılar. "Zamanın ve zeminin merhametsizliği" ile "helaket ve felaket insanı"nın söz hakkı doğdu. Çağa temsil verildi, selef-i salihin bu asrın vekilini huzura çağırdı. Ona hazırlık olsun diye, sözünü doğru beyan etsin diye, felaketten önce rüyasında yaşadığı ve Ağrı Dağı’nın infilak ettiği, parçalandığı temsildeki en korkulacak anda yanındaki annesine "Ana korkma" diyen Bediüzzaman'a, sadık rüyada amirine denildi ki "İ'cazı Kur'anı beyan et!"(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 312)

İşte "Kur'anın manevi bir mucizesi"(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 319) olarak Risale-i Nur ile ifade edilen beyan.

Beyan hakikatinin anlaşılması, beyanın önemi ve beyan felsefesi ile beyan metodu olarak risalenin beyanı, bir anlamda kendisiyle beyanı ve günümüzce idrak edilmesi yine beyanla olacaktır.

Felaket asrının rüyası ile haber verildiği gibi bir infilak/patlama ve yaralanma oldu. Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Kur'anı koruyan ve ona hizmet eden Osmanlı dağıldı. "Kur'anın etrafındaki surlar yıkıldı." Bu durumda "Kur'an kendi kendini müdafaa edecek"(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 312) zeminde risale meyvesini verdi.

Çağa beyan, Kur’an’ın o derin manalarından süzülen risale ile akla, delile ve ispata değer vererek ikna ile beyan etti.

Beyan üzerinde daha çok durmak, çağın beyanını anlamak, beyanın latif ve muhabbet kokulu sıcaklığı ile belağatı ve tebliği tesis etmek,  çağı dinlendirir, huzur getirir.

Risalenin beyan metodu incelenmeye değer. İfademizi çağın en keskin silahı olarak lafız ve mana ortaklığına dönüştüreceksek, beyanla bu mümkün.

Beyan üzerine 15 vazifeden biri olarak Bediüzzaman'ın belirttiği şekilde çalışmalar yapmaya bir giriş kabilinden müzakereler yapmak için bekleme süremizi fazlasıyla geçirmişiz.

O halde beyanla devam edelim.

Hizmet hedefimizi, risale ile alakalı yapacağımız çalışmaları beyan edelim. Beyan, belirleyici ve bağlayıcıdır. Deklarasyon olduğu için sorumluluk taşır ve beyan sahibini beyannamesinden dolayı nimet ve külfet ile birlikte beyanına dahil eder, taahhüt kabul eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum