Beşar düşerse ne olur?

Suriye lideri Beşar Esad’ın önünde üç seçenek vardı: 1. Ortadoğu’daki değişim rüzgarının önünde bir karakter sergileyerek tarihe değişimin lideri olarak geçmek, 2. Ülkesinin iç dengelerini kollayarak zamana yayılmış bir değişim ve demokratikleşme süreci konusunda toplumuna ve dünyaya güven vererek tarih sahnesindeki yerini almak, 3. Değişim talebini silahla bastırmak. Beşar Esad, bütün telkinleri bir tarafa bıraktı ve en kötü seçeneğin rotasına girdi. Zaman kazanabilir ama dünyanın bu noktasındaki değişim sürecini durduramaz. O zaman düştüğünde ne olacak bakmakta yarar var.

Ortadoğu’da yeni dönem

1- Mısır’ın Camp David Anlaşması sonrasında İsrail ile barışı seçmesi, Golan Tepeleri’nin işgali nedeniyle aynı tercihi kullanamayan Suriye’yi dünyanın en garip ittifakına zorladı: Suriye-İran!.. Ordusu başta, bütün devlet yapılanması katı laiklik üzerine oturmuş bir ülkenin Şii-radikal/İslamcı İran’la süren ittifakı ilkeler değil çıkarlar üzerine kuruldu. İki devlet de yalnızdı ve çareyi birbirlerine kenetlenmekte buldular. Suriye’deki Baas rejiminin yıkılıp, yerine demokrasinin kurulması, İran’ın bölgede tek başına kalmasına neden olacak.

2- “Garip” Suriye-İran ittifakının Ortadoğu’daki önemli ürünü Lübnan’daki Hizbullah ve Filistin’deki Hamas oldu. Bu örgütlerin oluşmasında tabii ki İsrail’in pervasız, hoyrat ve kanlı politikalarının büyük rolü vardı. Ama, Beşar’ın gidişi Hizbullah ve Hamas’ın yok olma sürecinin de başlaması anlamına gelecek.

3- Bu tür bir gelişme, Ortadoğu açısından her zaman ciddi kriz noktası olan Lübnan’ın -nihayet- kalıcı istikrar için şans yakalaması şansını doğuracak.

4- Suriye-Baas rejimi, Soğuk Savaş yıllarından günümüze, Rusya dengesini ihmal etmeyen bir stratejiye sahip. Bu nedenle, Doğu Akdeniz’de
ki Rus donanmasının en önemli üssü Lazkiye’de. Suriye’deki değişim, Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki üssünü kaybetmesi ve bölgeden çekilmesi demek.

5- Her ne kadar Hizbullah ve Hamas gibi radikal örgütler ile boğuşmak zorunda kalsa da, Suriye’nin diktatörlük yapısı İsrail’in işine geliyor. İsrail, yüksek tehdit algılamasını Washington ve Avrupalı başkentler nezdinde kolay pazarlıyor ve arkasındaki desteği güçlü kılabiliyor. Mısır’daki demokratikleşme süreci İsrail’in, “Arap demokrasilerine” hazırlıklı olmadığını, demokrasiler karşısında nasıl davranacağını bilemediğini gösterdi. Bu nedenle, demokratik bir Suriye, işgal altındaki toprakları, Golan Tepeleri’ni, İsrail’den çok daha kolay talep edebilecek ve İsrail’in anti-Arap propaganda mekanizmasını yok edebilecek güce sahip olacak.

6- Suriye’deki demokrasi hareketine destek veren Amerika, bu hareketin başarıya ulaşmasından sonra, geleneksel “İsrail yanlısı” politikasına çeki-düzen vermek zorunda kalacak. Bu tür bir gelişme, Mısır-Suriye hattında yeni bir batı yanlısı yönetim anlayışının doğmasına, bu anlayışa Amerikan desteğine ve İsrail’in Arap demokrasileri karşısında yalnız kalmasına yol açacak.

7- Suriye’nin muhtemel demokrasisi, Türkiye örneğinden esinlenmektedir. Bu nedenle, demokratik Suriye, Türkiye’yi rahatlatır, Ortadoğu’daki etkinliğinin artmasına neden olur. Suriye’nin demokratikleşmesi, “Arap baharı”nın “Türk yazı”na dönüşmesine neden olur.

ABD: Kritik gelişme

Türkiye, sınırlarındaki Irak sorununu az-çok kontrol altına almışken patlak veren Suriye krizinin sıcaklığını her geçen gün biraz daha hissedecek... Bu arada Washington’da, “sistemin askerleşmesi” sürecinde de yeni adım geldi... Robert Gates’in emekliliği sonrasında Savunma Bakanlığı görevine atanan CIA’nın bugünkü yöneticisi Leon Panetta’nın onay işlemleri tamam... Yerine, Afganistan’daki Amerikan işgal kuvvetlerinin komutanı, Irak’tan çok iyi tanıdığımız General David Patraeus geliyor... Böylece, sivil bir kurum olan CIA de Amerikan ordusunun kontrolüne geçmiş oluyor... Amerikan ordusunun CIA ile birlikte geliştirdiği yeni savaş stratejisi yakın gelecekte yaşadığımız bölgeyi kökten etkileyecek boyutta...

Ardan Zentürk-Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.