Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile görüşen Son Şahitlerden Hüseyin Kileci ağabey Hakkın rahmetine kavuştu. 14 Ocak 2023 Cumartesi günü vefat eden Hüseyin ağabey cenazesi pazar günü öğle namazının ardından İstanbul Fatih Camiinden alınarak Edirnekapı’daki aile mezarlığına defnedildi.

Hüseyin Kileci ağabey 1934 yılında Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde doğmuştu.

MİLLET ÜSTAD’I GÖRÜNCE ETRAFINI SARDI

Hüseyin ağabey Bediüzzaman Hazretleriyle görüşmelerini Necmettin Şahiner'e şöyle anlatmıştı.

"1951 yılında İstanbul’a geldim. Fatih Camii’ne yakın bir marangozhanede sanat öğrenmeye başladım. 1952 yılının zannedersem Nisan ayının bir cuma gününde Bediüzzaman’ın Fatih’teki câmiye çok yakın olan Reşadiye Oteli’ne geldiğini duydum. Abdest alıp doğruca otele gittim. Yukarı çıktım. Tam o sırada Üstad iki talebesiyle odadan cumaya gitmek üzere çıkıyorlardı. Kendisine selâm verdim ve elini öptüm. Hayatımda hiç bu kadar tatlı bir el öptüğümü hatırlıyorum.

"Üstad otelden çıktı, ben de arkasından gittim. Fatih Türbesinin yanına gelince Üstad orada dua etti. Daha sonraları, Üstad’ın yanındaki iki talebenin Ziya Arun ve Muhsin Alev olduğunu öğrendim. Üstad türbe ziyaretinden sonra câmiye yöneldi. Câminin sağ tarafındaki mahfile girdi. Ayağındaki süt beyazı çoraplarını çıkardı ve yanına koydu. Ben de tam arkasında durdum. Ziya ve Muhsin Ağabeyler Üstad’ın iki yanına oturdular. Üstad cuma namazını kıldıktan sonra câminin cümle kapısından dışarı çıktı.

"Millet Üstad’ı görünce etrafını sardı. Kimi ona sarılıyor, kimi elini öpmeye çalışıyordu. Üstad, Fatih Meydanına çıktı. Bütün millet peşine takılmıştı. Yüzlerce insan, Üstad’ın peşinden Reşadiye Oteli’ne kadar gitti. İlk defa Üstad’ı böyle görüp tanımış oldum.

EVLÂDIM, SENİ MADDÎ VE MÂNEVÎ DUALARIMA HİSSEDAR EDİYORUM

Üstad’a Küçük Çamlıca Tepesi eteklerinde Adalar’a bakan eski, ahşap bir ev tutulmuştu. Bir gün Muhsin Ağabey, “Ben Üstad’ı ziyarete gidiyorum” dedi. Ben de onunla beraber gittim. Vapurla, Üsküdar’a geçtik. Muhsin Ağabey “Üstad yoğurdu sever” dedi. Üsküdar’dan yoğurt alıp Küçük Çamlıca’ya gittik. Kapıyı çaldığımızda “Üstad uyuyor” dediler. Arkadan cam vuruldu. Baktık ki Üstad bize eliyle “Gelin” işareti yapıyor. İçeri girdik, elini öptük.

Üstad, “Abdulmuhsin kardeşim, bu delikanlı kim?” dedi. “Bizimle kalıyor, Nur talebesidir Üstadım” dedi. Üstad “Risale okuyor mu?” dedi. Muhsin Ağabey: “Okuyor Üstadım, beraberiz” dedi. Üstad bana: “Evlâdım, seni gece gündüz bana hizmet ediyormuş gibi kabul ediyorum, maddî ve mânevî dualarıma hissedar ediyorum” buyurdu. Ben de: “Allah râzı olsun Üstadım” dedim. Bakışları çok derunî idi. Projektör gibi gözleri vardı. Gözlerine bakınca insan kâinatı seyreder gibi oluyordu. Ziyaretten sonra Süleymaniye’ye, medreseye döndük.