Sosyal bütünleşme nasıl olacak?

İnsan ilişkilerinin kalitesi, karşılıklı hakkaniyet ve eşit düzlemde ifade  özgürlüğü ve diyalogla  ortaya çıkar. Nitelikli bir beraberliğin göstergesi ise kendini doğru ve rahat ifade edebilme güveni ve güvenliğidir.

Bireyin fıtrata uygun yapılanması ve fıtri inşası da buna bağlıdır. Kişiler arası böyle bir münasebet düzeyi ile farklılıklar tezahür eder. Ortak noktaların belirlenmesi ve işbirliği ile ayrışma noktaları gün ışığına çıkar. Buna göre tercih hakları, beraberliğin sınırları ve farklı beraberliklerin kaide ve kuralları belirginleşir.

Bireylerin kümeleşmesi, gruplaşması ve toplumda ortak duyarlılığa sahip fikir ve düşünce ile meslek yapılanmaları bu süreçte organize olurlar. Kendi disiplin ve çalışma alanında büyürler. Bu toplum içinde oluşan organizasyonların organizma gibi sağlıklı ve birbirinden bağımsız, birbirini besleyen ve ortak amaçlar dışında çeşitlilik arz eden bir sistemde gelişmeleri ancak hak ve eşitlik inancı ile mümkündür.

Sivil toplum kuruluşları buna göre farklı ve gelişmeci olur. Pozitif rekabet ile sosyal bütünleşme içinde birliği yaralamadan özgürlükler zemini genişletilebilir. Aksi halde negatif bir rekabet, kıskançlığı öne çıkaran güç grupları ve ötekini  baskılayan bir hukuk ihlali söz konusu olur. Bu sistemler ise hangi fikir, düşünce ve niyet ile ortaya çıkarsa çıksın, araçlar ve yöntemleri itibariyle  maksada ve insani gelişmeye zararverir.

Sosyal kümeleşmelerin özgürlük ve hakkaniyet içinde birbirini kabul etmeleriyle beraber eşit haklar ve inşa ile demokratik sistem kurulabilir.

Farklı inanç ve hareket gruplarının birbirini engellemeden ortak bir paydada vatan birliğini sağlamaları temel hak ve hürriyetlerde eşit ve hakkaniyete dayanan bir sistemde hür olan bir hürriyetle mümkün olur.

Farklı dini grup ve anlayışlar sadece kendini öncelikleyerek ve kendini birinci görüp diğerlerini gücü nispetinde kendine bağlamaya ya da etkisizleştirmeye çalışırsa birlik nasıl mümkün olacak?

Siyasi hareketler, karakterleri itibariyle elbette açı ve görüş farkı ile bir mücadele ve rekabet içinde olacaklar.

Özel sektörde de kazancın merkeze yerleştiği  bir süreçte haksız rekabeti nasıl önleyeceğiz?

Açık ve şeffaf bir sistemin inşası nasıl mümkün olacak?

Benzer şekilde sivil toplum hareketlerinin de insani kriterlerde mutabık kalınacak şekilde sonuna kadar bağımsız ve özgürlük temelli yapılanmaları desteklenmelidir.

Bütün bu farklılık içinde bütünlüğün inşası sanıldığı kadar kolay değil. Tarihi geçmişimizin pederşahi ve itaat temelli kolonileşme ve ötekine kapalılık ile siyasi gücün otoriter yapısı ve bürokratik oligarşi işimizi zorlaştırsa da, 20. yüzyıla girerken Bediüzzaman bunun ilacını ve köklü reçetesini yazmıştır.

İman ve özgürlük bağlamında  ne baskılamak ne de baskıya maruz kalmak.

Bediüzzaman, bunun için temel teşkil edecek sosyal bütünlük veya bütünleşme reçeteleri vermektedir. İstibdadın her türlüsüne karşı hürriyet, haksız kazanç ve imtiyazlar karşısında eşitlik (=Ref-i İmtiyaz), şahıs merkezli yapılar yerine istişare, ruhbana değil bürhana bağlılık, taklit yerine tahkik, tarafgirlik yerine hakperestlik ve ihtilaf yerine ittifak gibi bütünleştirici sistemler önermektedir.

Bunları daha geniş müzakere etmek duasıyla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum