Bediüzzaman'ın pesimist-bedbin adam analizi

Bediüzzaman'ın pesimist-bedbin adam analizi

Colombcular bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş güruhtur

Risale Haber-Haber Merkezi
 
Amerika'nın Müslümanlar tarafından keşfedildiği tartışmalarını değerlendiren Mustafa Özcan, bizden sayılan bazı kimselerin Amerikan kıtasını veya kıtalarını Müslümanların keşfini reddetmelerinin psikolojik bir mesele olduğunu söyledi. Özcan, Yeni Akit'teki yazısında "Hakikat ile algı arasında kalmışların algıyı tercihleridir. Zira bu redde kompleks yatmakta ve barınmaktadır. Bu ihtimalin peşinen reddedilmesi bir güvensizlik meselesidir. Kitlesel olarak medeni cesaretten yoksun olmanın göstergesidir" dedi. 
 
Müslümanların 14 yüzyıllık tarihlerinde 10 yüzyılı açık ara ile kapattıklarına dikkat çeken Özcan, "Sadece iki dilimlik dört yüzyıllık bir fetret veya rehavet tarihi vardır. Bundan dolayı İslam medeniyetinin yenildiğini söylemek büyük bir gaflet ve ötesinde cürettir. İslam medeniyeti yenilmese bile böyle hissedenler vardır. Bunlara özür dilemeciler (apologetics) denmektedir. Pısırıklar. Bu psikoloji içinde olanlar kendilerini inkar etmekte ve reddi mirasta bulunmaktadırlar. Bu algı ile sadece günümüzde değil tarihte de yenildiklerini varsaymakta, tarihi üstünlüklerini ret ve inkar etmektedirler" şeklinde yazdı.
 
Pesimist/bedbin adamın her şeyi karanlık ve kötü gördüğünü vurgulayan Özcan, Bediüzzaman'ın bu tür insanları nasıl yorumladığını hatırlattı:
 
"İnkar, ilmi değil fikri bir meseledir. Tedavisi de ilmi değil fikridir. Bu da yeniden şahsiyet kazanmakla mümkündür. Şahsiyet kazandıktan sonra da insan kaybettiği özgüvenini yeniden toparlayabilir, kazanabilir. Bediüzzaman bu hususta şunları ifade etmektedir: “Keza nazar ile niyet mahiyet-i eşyayı tağyir eder’. Dolayısıyla bu mesele afaki bir mesele değil zihni bir meseledir. Ontolojik değil tamamen psikolojiktir. Dışarıda olmayan içeride olan bir keyfiyettir. 
 
"Bediüzzaman bir başka yerde bu ruh halini şöyle analiz eder: “Evet, herkes kâinatı kendi aynasıyla görür. Cenâb-ı Hak, insanı kâinat için bir mikyas, bir mizan suretinde yaratmıştır. Her insan için, bu âlemden hususî bir âlem vermiş; o âlemin rengini, o insanın itikad-ı kalbîsine göre gösteriyor. Meselâ, gayet meyus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve meyus suretinde görür. Gayet sürurlu ve neşeli, müjdeli ve kemâl-i neşesinden gülen bir adam, kâinatı neşeli, güler gördüğü gibi; mütefekkirâne ve ciddî bir surette ibadet ve tesbih eden adam, mevcudatın hakikaten mevcut ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür. Gafletle veya inkârla ibadeti terk eden adam, mevcudatı, hakikat-i kemâlâtına tamamıyla zıt ve muhalif ve hata bir surette tevehhüm eder ve mânen onların hukukuna tecavüz eder.”
 
"Colombcular bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş güruhtur. Kendini inkar başkalarını ispat mesleğini bırakmalıyız. Taklitten kurtulmalıyız. Kendimiz olmadan düzlüğe çıkamayız. Komik ve gülünç olanlar Colomb tezini reddeden değil bilgi sahibi olmadan bunu kabul edenlerdir. Kendimizi, en azından atalarımızı hafife alma ve inkar bataklığından kurtulmalıyız. Mağluplar galiplere, pısırıklar da fodullara çalışır. 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.