Bediüzzaman’ı gözetlemek için o ev tercih edildi

Bediüzzaman’ı gözetlemek için o ev tercih edildi

Biz Kastamonu’ya şapka inkılâbından dolayı 1939 senesinde sürgün olarak gittik...

Ahmet Bilgi’nin haberi:

RİSALEHABER-Bediüzzaman Said Nursi'nin Kastamonu'da karakolun karşısındaki evde kendi isteğiyle kalıp kalmadığına dair tartışmalara bir katkı da Ömer Özcan’dan geldi. Ağabeyler Anlatıyor kitaplarında yer alan Kastamonu şahitlerinden Nadir Baysal’ın sözleri de karakol karşısında “zorunlu” ikamet ettiği düşüncesini destekliyor.

Nadir Baysal’ın sözleri şöyle:

nadirbaysal_risalehaber.jpgDoğum tarihim 1341 (1925). Doğum yerim Bitlis’in Mutki kazası. Mutki’de Buban Aşireti mensubuyuz. Biz Kastamonu’ya şapka inkılâbından dolayı 1939 senesinde sürgün olarak gittik. 1949’da af çıktı geri geldik. Bizim Buban aşireti tamamen sürgün edildi. Aşiretimizi Türkiye’nin muhtelif yerlerine dağıttılar. Biz Kastamonu’ya gönderildik.  Gittiğimizde Üstad Bediüzzaman da Kastamonu’daydı.

KARAKOLUN KARŞISINDA İKAMET ETMEYE MECBUR ETMİŞLERDİ

Kastamonu’da ilk olarak Çaycı Emin Ağabeyle tanıştık. Çaycı Emin ağabeyler Vanlıydı. Onlar da sürgüne gönderilmişlerdi. Onların kahveleri (çayhane) vardı. Ben o zaman küçük yaştaydım. Çaycı Emin Ağabeyin yanında çayhanede çalışıyor, ona yardım ediyordum. Onlar bize sahip çıktılar. Kastamonu’ya ilk vardığımızda iki ay kadar çarşı içinde bir ev kiraladık, orada kaldık. Üstad’ın Kastamonu'ya ilk geldiğinde kısa bir müddet ikamet etmiş olduğu ev münhal imiş. Çaycı Emin, bu evin boş olduğunu ve Üstad’ın da tavsiyesi olduğunu söyleyince biz bu eve yerleştik. Dokuz sene hiç kira vermeden Üstad’ın bu ilk evinde mukim olma şerefine nail olduk. Bu ev mahalle kenarında gözden uzak bir yerde olduğu için, Üstad’ı kolayca gözlenebilecek, gözetlenebilecek yer olan karakolun karşısındaki evde ikamet etmeye mecbur etmişlerdi. Karakolun karşısındaki bu ev şimdi müze olmuş.

ÇOCUK OLDUĞUMDAN, POLİS ÜSTAD’A OLAN HİZMETİME KARIŞMAZDI

Çaycı Emin ve Mehmet Feyzi ağabeyler Üstad’la devamlı görüştükleri için karakoldan onlara pek müdahale edilmiyordu. Fakat bunların haricinde olanların, Üstad’ın yanına gitmeleri pek müşküldü. Bir de benim gibi çocukların -yaşımız küçük olduğu için- Üstad’a gitmemize müdahale edilmezdi. Bundan istifade ile Üstad’ın yanına sık sık gider, mektup, lâhika getirip-götürme, postaya verme, çamaşır yıkama, ekmek alıverme gibi hizmetlerini görürdüm. Bir misafir geldiği zaman, Çaycı Emin Ağabey vasıtasıyla onları alır, mahalle içerisinden dolaştırarak, -Karakolun karşısından değil- arkalardan, başka yollardan götürürdüm Üstad’ın kapısına kadar.

ÜSTAD’IN EVİ KARAKOLUN TAM KARŞISINDAYDI

Üstad, Cuma veya Pazar günleri Kastamonu'nun kuzeybatısına düşen Karadağ’a çıkardı. Ekseri yalnız giderdi. Mehmed Feyzi Efendi ile de çıkardı ormana. Ben Üstad’la beraber Karadağ’a hiç çıkmadım.

Üstad’ın İkamet ettiği ev, Araba Pazarı civarındaydı ve Karakol’un karşısına düşüyordu. İki katlı olan bu evin alt katı odunluktu. Tahta merdivenle salona çıkılırdı. Salonun merdiven tarafı açıktı. Salon kapısının arkasından mandalla ip takılıydı. Kapı açma usulünü bilmeyenler kapıyı çaldıklarında, Üstad isterse kapıyı açardı. Ama biz açma usûlünü bildiğimiz için, çalmadan içeri girebilirdik. Odası çok küçüktü, üçe üç gibi. Yerde bir kilim seriliydi. Bir de sediri vardı.

ademolmez_risalehaber-001.jpgsaidnursi_karakol-001.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.