Bediüzzaman’dan Mustafa Sun­gur Ağa­be­ye: Sen gö­re­cek­sin!

Bediüzzaman’dan Mustafa Sun­gur Ağa­be­ye: Sen gö­re­cek­sin!

Vefatının 5. yılında rahmetle anıyoruz

Risale Haber-Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin en yakın talebelerinden Mustafa Sungur Ağabey, 1 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti. Mezarı Eyüp Kabristanındadır. Sungur ağabeyimizi rahmet dualarımızla anıyoruz. Ağabeyler Anlatıyor kitaplarının yazarı Ömer Özcan’ın Sungur ağabeyle ilgili duyguları…

Mustafa Sungur Ağa­bey, 1929 Ef­lâ­ni do­ğum­lu­dur. Allah, Kur’an ve Peygamberden uzak bir nesil yetiştirmek amacıyla açılan okullardan biri olan Kas­ta­mo­nu Göl­köy Köy Ensti­tüsü’nü bitirir. Ken­di köy­ü Çalışlar’da bir müd­det mu­al­lim­lik yap­ar. 1946 se­ne­sin­de Ri­sa­le-i Nur’da ad­la­rı ge­çen Mu­al­lim Ah­met Fu­at, Mus­ta­fa Os­man, Hıf­zı Bay­ram, Meh­met Fey­zi ağa­bey­lerin vesileleriyle Ri­sa­le-i Nur­’u ta­nı­r ve oku­ma­ya baş­la­r.

mustafasungurabi.jpg(Sungur ağabeyin 29 Kasım 2004 tarihinde İzmir'de çekilmiş resmi)

MUSTAFA SUNGUR MEŞAKKATE, ÇİLEYE BİLEREK TALİP OLMUŞTUR

Risaleleri okudukça, Köy Enstitüsü mezunu Mustafa Sungur’un iç âleminde derin sarsıntılar başlar, hayata ve insanlığa bakışı süratle değişir. Yerinde duramaz; kalbini uyandıran, maneviyat gözlerini açan eserlerin sahibine, Bediüzzaman’a gitmeye karar verir. Eylül 1947’de, Emir­dağ’da, ömrü boyunca “Üstadım” diyeceği zatı, Said Nursi’yi ziya­ret eder. Bediüzzaman, Sungur’u şefkatle sinesine basar. Genç Sungur kararını orada verir; insanların ebedi saadeti için iman-Kur’an yoluna baş koymayı ahdeder. Meşakkate, çileye bilerek talip olur. Nitekim daha bir sene geçmeden, 1948’de Af­yon mah­ke­me­si mü­na­se­be­tiy­le hapishane­ye düşer. 1953’te Sam­sun Büyük Ci­hat Ga­ze­te­si’­ne gön­der­di­ği bir ya­zı yü­zün­den Sam­sun’da tek­rar hap­se alın­ır. Katıldığı kervan böyle yürümektedir... Hz. Üstad’ın dar-ı ahirete irtihalinden sonra Sungur Ağabey hizmet hayatı boyunca defa­lar­ca mah­ke­me­ye ve­ril­ir, ha­pis yat­ar.

KUR’AN HİZMETKÂRI OLARAK BE­Dİ­ÜZ­ZA­MAN’IN YA­NIN­DA KAL­MA­YA BAŞ­LA­R

Mustafa Sungur, 1954 se­nesin­de Is­par­ta’da, şim­di mü­ze olan ev­de çok sevdiği Üs­tad’ının, Be­di­üz­za­man’ın ya­nın­da Kur’an hizmetkârı olarak kal­ma­ya baş­la­r. Be­di­üz­za­man haz­ret­le­ri­nin en ya­kın, en sadık hiz­met­kâr ve tale­be­le­rin­den­ birisi olmuştur.

SUN­GUR! SEN GÖ­RE­CEK­SİN, BU HİZ­ME­TİN MEY­VE­Sİ­Nİ SEN GÖ­RE­CEK­SİN

Üs­tad Bediüzzaman, Sun­gur Ağa­be­ye: “Sun­gur! Ha­ya­tım, ha­ya­tın­la de­vam ede­cek” de­miş ve onu “mut­lak ve­ki­l” ola­rak ta­rif et­miş­tir. Ve şu müj­de­yi ver­miş­tir: “Sun­gur! Sen gö­re­cek­sin, bu hiz­me­tin mey­ve­si­ni sen gö­re­cek­sin, kab­ri­me ge­lip ba­na oku­ya­cak­sın...” Bu sözleri kendisinden ve kader arkadaşı Bayram Yüksel ağabeyden defalarca dinledim.

Sun­gur Ağa­bey de­nin­ce ak­lı­ma şun­lar ge­li­yor:

Ri­sa­le-i Nur­’a mu­az­zam vu­ku­fi­yet…
Mes­lek-meş­rep hu­su­sun­da men­ba, Hz. Üs­tad’a ve nur­la­ra bu ci­het­le ayinedarlık...
Kim­se­nin ta­ham­mül ede­me­ye­ce­ği yo­ğun­luk­ta se­ya­hat­ler...
Tür­ki­ye ve dün­ya­da­ki hiz­met mer­kez­le­riy­le bi­za­ti­hi alâ­ka­...

MUSTAFA SUNGUR AĞABEYDEN BİR HATIRA

1954 senesinde Cey­lan, Zü­be­yir ağa­bey ve ben; üçü­müz Üs­tad’ımız­la beraber Bar­la’ya git­tik. Bay­ram ağa­be­yi (Isparta’da) nö­bet­çi bı­rak­tık. Üç-dört ay kal­dık Barla’da...

Bir gün Üs­tad Haz­ret­le­ri bir şey­ler söy­le­di, ‘gel­me­yin’ der gi­bi bir şey­ler ama tam anla­ya­ma­dık. Zü­be­yir Ağa­bey o me­zar­lık­tan yu­ka­rı çık­tı; ben de gi­de­yim de­dim ve tâ yu­ka­rı­da bu­luş­tuk Hz. Üs­tad’la. Üs­tad de­di ki: “Siz gel­di­niz, ben es­ki za­man­lar­la bu­lu­şa­cak­tım, be­nim ha­yalim kuv­vet­li ol­du­ğu için 10 se­ne­ye ya­kın kal­dı­ğım Bar­la’da o gün­kü âle­me gi­de­cek­tim. Be­nim Bar­la ha­ya­tım, ha­ya­tı­mın en lez­zet­li, en saadetli gün­le­ri­dir” de­di.

Hâlbuki ri­sa­le­ler­de: “Bar­la’da­ki iş­ken­ce­li ha­ya­tım...” di­yor Üstad’ımız. De­mek ki bir ci­hetten ba­kın­ca en mes’ud günleri… Ma­lum ek­ser Ri­sa­le-i Nur ha­ki­kat­le­ri ora­dan ilan edil­miş. Ora­da yazıl­dı ya... İş­te o ha­tı­ra­lar, kâi­na­tı te­ma­şa en mes’ud ha­tı­ra­la­rı. Za­hir na­zar­da da, dai­ma na­zar ve ta­kip al­tın­da... Ona Üs­tad “en iş­ken­ce­li ha­ya­tım” di­yor.

Siz de bi­ze ba­zen di­yor­su­nuz, “Sun­gur Ağa­bey, ha­ya­tı hep ha­pis­te geç­miş” fa­lan… Bir ci­het­te doğ­ru, ama bir ci­het­te en sü­rur­lu ha­ya­tı­mız Üs­tad’la kal­dı­ğı­mız gün­lerdi. Ha­pis ha­ya­tı ha­ya­tı­mı­zın en sa­a­det­li, mad­dî ma­ne­vî bay­ram­la­rı­mız­dandı el­ham­dü­lil­lah...”

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum