Bediüzzaman'a tek tek namaz ve tesbihat tekmili verirdik

Bediüzzaman'a tek tek namaz ve tesbihat tekmili verirdik

Her gün Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi'nin huzurlarına girdiğimizde muntazaman tek tek herkese sorardı

Risale Haber-Haber Merkezi

Yakın talebelerinden merhum Tahiri Mutlu anlatıyor:

Her gün Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi'nin huzurlarına girdiğimizde muntazaman, tıpkı bir tekmil verir gibi tek tek herkese sorardı:
"Namazı kıldınız mı? Kıldık efendim.
"Tesbihatı yaptınız mı? Yaptık efendim.
Sonra: "Öyleyse buyurun, oturun" der derse öyle kabul ederdi.
Bazen tesbihat yetişmezdi. "Tesbihatı yetiştiremedik" dedimizde asık bir yüzle sert bir şekilde, "Haydi haydi çıkın tesbihatı tamamlayın da gelin" deyip bizi huzurundan çıkarır, tesbihatı tamamlamadıkça huzuruna kabul etmezdi. Ondan sonra en aşağı üç saat, bazen beş saat sabah dersleri devam ederdi.

Tahiri Mutlu Kimdir? (1900-1977)
Nur Talebelerinin Tahiri Ağabey, Bediüzzaman’ın son yıllarında yanında bulunmuş, hizmet tarzını yakından görüp bilen sayılı kişilerdendir. Üstad’ın hizmet için vekil olarak bırakıp, “Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam, Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilecek” dediği kişilerden birisidir. Said Nursî onun, on velî kuvvetinde olduğunu söylemiştir: “Tahiri´nin öyle bir derecesi var ki, manevi sahadaki derecelerinden birini görse dünyayı terk eder! Ya Rabbi, bu manevî varlığını kendisine bildirme! Ahirette Ümmet-i Muhammed´e faydası olacak…”

Tahiri Mutlu, 1900 yılında Isparta’ya bağlı Atabey ilçesinde dünyaya geldi. Çocukluk yılları, mânevî değerlerin ön planda tutulduğu, dinî hassasiyetleri olan bir aile ortamında geçti. Vatanî hizmetini Millî Mücadele yıllarında yerine getirdi. Savaş sonrasında gazilik unvanı ve madalyası aldı. Kendisine gazilik maaşı bağlandıysa da, o bu maaşı almaya yanaşmadı.

Tahiri Mutlu 1930 yılında Bediüzzaman’ın ismini duymuş ve Risâle-i Nur’la tanışmıştı. Bu tanışmadan sonra Hafız Zühdü’nün oğlu Eşref ile birlikte Barla’ya giderek Bediüzzaman’ı ziyaret etti. Bu ziyaret kendisini çok etkiledi. 1935 yılından sonra fiilen Risâle-i Nur Talebeleri safında yerini aldı. 1942 yılında Ayetü’l-Kübra Risâlesi’nin bastırılması amacıyla İstanbul’da kırk beş gün kaldı. Bu arada sık sık Sahaflar Çarşısı’na giderek Bediüzzaman’ın eserlerinin olup olmadığını araştırdı. Bunun sonucunda İşaratü’l-İ’câz, Hakikat Çekirdekleri ve Lemeat adlı eserleri bulup aldı.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.