Bediüzzaman’a göre bilimsel vasıflar

Bediüzzaman’a göre bilimsel vasıflar

Aksoy, "Bediüzzaman Said Nursi ve Bilim Anlayışı" başlıklı bir tebliğ sundu

Mehmet Selim Mardin'in haberi:
 
RİSALEHABER-Eskişehir'de düzenlenen Bilgeler Zirvesi’nde yer alan Bediüzzaman sunumlarını aktarmaya devam ediyoruz.
 
Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, "Bediüzzaman Said Nursi ve Bilim Anlayışı" başlıklı bir tebliğ sundu.
 
Bediüzzaman Said Nursi'nin, iman ilmini bu çağın insanının aklına uyumlu bir şekilde tecdit ederek sunduğunu, yenilikçi düşüncelere dayalı gözlemlerle İslam dünyası ve tüm insanlığın ana problemlerine Kur’an eksenli çözümler serisi ürettiğini ifade eden Aksoy, "Bediüzzaman’a Göre Bazı Model Bilimsel Vasıflar"ı şöyle sıraladı:
 
•Bilimsel baskı dahil her türlü baskıya karşı dirençli olunmalıdır. Bilinmelidir ki, bilimsel baskı siyasi baskıdan kaynaklanır ve taklitçiliği doğurur. “Efkar-ı ammeye hocalık edecek, yine efkar-ı amme-i ilmiyedir” sözü gereği, bilim adamlarının birlikte yol göstericiliği ile bazı olay ve olgulardaki toplumsal kabuller bilimsel çalışmalarla teyid edilerek “akademik/bilimsel kabul” aşaması yerine getirilmelidir. Bu aşamadan sonra ancak siyasilerin ya da uygulayıcıların kabul aşamasının başlayacağı unutulmamalıdır. 
 
•Yaşam boyu öğrencilik, bilim öğrenme şevki ile yapılan iş gönül işi, hizmet aşkı haline getirilmelidir. Bu konularda kabiliyetlere göre alan seçiminin belirleyici özelliğe sahip olduğu unutulmamalıdır.
 
•Kararlı ve sabırlı olmalı, aceleci olunmamalıdır. Araştırıcı bir meslek olan akademisyenlikte bir olay karşısında araştırıp dinlemeden hemen bir yargıya varmamalıdır. Özellikle farklı mizaç ve yapıdaki öğrencilerle ya da araştırma ekibi ile  ilişkilerde ortaya çıkacak problemlerin çözümü için anahtar kavram sabırdır. 
 
•Bilimlerin ve fenlerin özü yani zübde ve hülasası alınmalıdır.
•İcat ve yenilik fikrine sahip olunmalıdır (icad ve teceddüt).Alemde’kimeylü-l istikmal (tekamül meyli) ve beşerdeki meyl-ü teceddüt’ten (gelişme ve yenilenme ihtiyacından) haberdar olunmalıdır.
 
•Bilim adamlarının işine cahiller karıştırılmamalıdır. Bilim ortamına dışarıdan yapılacak müdahalelere karşı olunmalıdır.
•Bilim yaparken kıskançlıklarla karşılaşılabileceği hesaplanmalıdır.
 
•Delile dayanmalı; esassız bir şey alemin içinde çabuk yayılmayacağı bilincinde olunmalıdır. “Her zamanın bir hükmü var, biz delil isteriz” sözünden hareketle çağımızın akademik özelliği unutulmamalıdır.
 
•Görüşlere değer verilmelidir. Bu aynı zamanda demokrat olmanın da gereğidir. Bilimsel diyaloğa (temas) açık olmakla da bilim daha sağlıklı çözümler üretir.
 
•Herkesin kendi sanatında büyük olduğu kabul edilmelidir. Demokrasilerde herkesin padişah olması söz konusudur. Cemiyet böylesi fertlerle güçlenir. 
 
•Stratejist olunmalıdır. Bediüzzaman bu konuda, istikbal denilen medrese-i efkar’dan bahseder. Mazideki müyülat-ı kalbiye yerine temayülat-ı akliye’ye vurgu yapar. 
 
•“Merak ilmin hocasıdır” ve “ihtiyaç sanata hocalık eder” sözleri bilim ve sanatta merak ve ihtiyaç saiklerinin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
 
•Özgürlük ve özerkliği önemsemeli, fakat Allah’a olan sorumluluğu unutmamalıdır. Diğer bir deyişle bilim cübbesini, insana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyet simgesi olarak görmelidir.
 
•Eleştirel düşünme ve aynı zamanda eleştiriye açık olunmalı; hata yapılabileceği kabullenilmelidir (öz eleştiri, otokritik). Yeni verilerle, yeni öğrenilenlerle eski bilgilerimizin karşılaştırılması açısından kendimizle ve gerçeklerle yüzleşmenin yani özeleştirinin önemi büyüktür.
 
•Gerektiğinde vakarlı olunmalı ve bilim onuruna sahip çıkılmalıdır.
•Kendine has bir öğretim metoduna (usulü tedris) sahip olunmalıdır. Özellikle gerçekleri zamanın anlayışına uygun en yeni izah ve beyan tarzlarıyla ispat etmek gerekir. Günümüzdeki ikna ve ispat metodunun önemi unutulmamalıdır.
 
•Toplumdan kopuk olmamalı, görüşlerini  ve araştırmalarını yayınlamalı ve kamuoyuna yansıtmalıdır. Bunların araçları Sivil Toplum Kuruluşlarında üyelik, gazete ve dergilere makaleler yazmak, konuşmalarda bulunmak ve eserlerini yayınlamak olabilir.
 
•Objektif ve gerçekleri  araştırıcı olmalı; doğru ve gerçek olanı (hakikat-i mahz) yansıtmalıdır. 
•Aklı ifrat derecesinde kullanarak demagoji ve cerbezeye yol açmamalıdır.
 
•Söylenilenle yapılanlar arasında tutarlılık bulunmalı, ayrıca telkin edilen ilmin seviyeye, şahsa, zamana ve zemine  uygun olması gerektiği bilinmelidir. Bilimi topluma indirgemeli ve herkesin anlayabildiği dille kitlelere sunum yolları aranmalıdır.
 
•Bilimi maddi istismara, zevk ve eğlenceye alet etmemeli, akademisyenliği zengin olma mesleği olarak görmemelidir.
 
• İki kanatlı olmalı; akıl, fikir ve kalp ile gerçeklere ulaşmalıdır (Şimdiki tabirle Mercedes modeli).
•Ciddi fakat alçakgönüllü, insaflı ve sevgi sahibi olmalı, kibirli olmamalı, ilmi enaniyetten uzak durmalıdır. Bu özellikler genç öğrencilerle iyi bir iletişim ve birlikte öğrenme iklimi sağlar. 
 
•Cömert fakat iktisatlı olmalı. İlimde bencil olmamalı ve diğergam olunmalıdır.
•İyi bir planlama, model ve programla içinde yaşanılan zamanın problemlerine çözüm yolları bulmaya gayret edilmelidir.
 
•Çok yönlü ve derin düşünmeli, dikkatsiz ve yüzeysel bir bakışla imkansız  bir şeye mümkün nazarıyla bakmamalıdır.
 
•Bilim ve bilim adamlığının/akademisyenliğin evrenselliğine inanmalıdır.
•Ekip çalışması, takım ruhu, iş bölümü (taksimü’la’mal), iş birliği (teşrik-i mesai) ve mesailerin tanzimi gibi konulara önem vermelidir.
 
•Kitap okumayı sevmeli ve bu özelliğini geliştirmelidir. Bir konuda o alanın bilimsel kaynaklarını, literatürünü takip etmekle ancak ilerleme sağlanır, düşünceler gelişir.
•Batıl şeyleri tasvir etmeden ve fıtratı değiştirmeye zorlamadan, yönlendirici bir şekilde eğitim metodu uygulanmalıdır.
 
•“Şeriat mizanlarıyla tartmak” sözü gereği her şeyi ezbere değil, en azından sevap ve günah cihetleriyle tartmak gibi bir reflekse sahip olunmalıdır.
 
•“Sırat-ı Müstakim” yani denge halinde olunmalıdır. Yine ”hassasiyet ve muhakeme” dengesi ile kalbi hassasiyetlerimizin muhakeme ile çatışmaması gerektiğine inanılmalıdır. Yoksa radikal şiddet grupları gibi olunur. Diğer bir ifadeyle “dinde hassaslık, muhakemey-i akliyede noksanlık” söz konusu olur.
 
•Mantık ve belagata önem verilmelidir.
•Sonuç olarak daha çok sayıda akademik kavramlar, tespitler Bilge Bediüzzaman’ın eserlerinde bulunmaktadır.
 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.