Bediüzzaman: Vatandaşlarıma ve kardeşlerime birkaç söz söyleyeceğim

Bediüzzaman: Vatandaşlarıma ve kardeşlerime birkaç söz söyleyeceğim

Beş yüz senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız, sabahtır

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Divan-ı Harb-i Örfî adlı eserinden bölümler)

Hâtime

Vatandaşlarıma ve kardeşlerime burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis nâtamam kalır.

Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin ahfâdı olan vatandaşlarım ve kardeşlerim! Beş yüz senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız, sabahtır. Yoksa, sahrâ-yı vahşette yatmakla gaflet sizi yağma edecektir.

Hikmet denilen makine-i âlemin nizamı ve telgraf hattı gibi umum âleme uzanan ve dal budak salan kanun-u nurânî-yi İlâhiyenin müessisi olan hikmet-i İlâhiye, ufk-u ezelden kaderin parmağını kaldırmış, size emrediyor ki: Tefrika ile müteferrik su gibi katre katre zâyi olan hamiyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle, yani İslâmiyet milliyetiyle tevhid ve mezc ederek, zerratın câzibe-i cüz’iyeleri gibi bir cazibe-i umumî-i vatanî teşkil ile kütle-i azîmi küre gibi tedvir ederek şems-i şevket-i İslâmiyenin cemahir-i müttefika-i İslâmiyenin mevkibinde bir kevkeb-i münevver gibi câzibesine ittibâ ile muvazene ve âheng-i umumiyeyi muhafaza ediniz.

Hem de hürriyet-i şer’iye denilen yüksek bir hakikat-i içtimaiye, Sübhan ve Ağrı dağları gibi istikbalin cibâl-i şâhikasının tepesinde ayağa kalkmış ve esaret-i nefis altına girmeyi yasak etmiş ve gayra tecavüzü tecviz etmeyerek şeriata istinad etmiş olan sultan-ı hürriyet, yüksek sadâ ile sizin gibi mâzinin en derin derelerinde gafil ve müteferrik insanlara “Fen, san’at silâhıyla cehalet ve fakra hücum ediniz” emrini veriyor.

Hem de ihtiyaç denilen medeniyetin pederi ve terakkiyatın müessisi olan üstad-ı ihtiyaç, sillesini kaldırmış, size hükmediyor ki, ya hayat-ı hürriyetinizi bu sahrâ-yı vahşette yağmacılara vereceksiniz, veyahut meydan-ı medeniyette fen ve san’at balonuna, şimendiferine binerek istikbali istikbal ve o ecnebî ellerine geçen o emval-i müttefikayı istirdad ederek kâbe-i kemâlâta koşacaksınız.

Hem de İslâmiyet milliyeti denilen mâzi derelerinde ve hal sahrâlarında ve istikbal dağlarında hayme-nişin olan ve Salâhaddin-i Eyyûbî ve Celâleddin-i Harzemşah ve Sultan Selim ve Barbaros Hayreddin ve Rüstem-i Zal gibi ecdatlarınızdan emsalleri gibi dâhi kahramanlarla bir çadırda oturan bir aile gibi, herkesi başkasının haysiyet ve şerefiyle şereflendiren ve hayat-ı ulviyenin enmuzeci olan İslâmiyet milliyeti size emr-i kat’î ile emrediyor ki: Ta her biriniz umum İslâmın mâkes-i hayatı ve hâmi-i saadeti ve umum millet-i İslâmın ferdî bir misâl i müşahhası olunuz. Zira, maksadın büyümesiyle himmet de büyür. Ve hamiyet-i İslâmiyenin galeyanı ile ahlâk da tekemmül ve teâlî eder.

Hem de meşrutiyet-i meşrua denilen dünyada beşer saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile makine-yi hayatın buharı olan hürriyetteki irade i cüz’iyeyi istibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i şer’iyenin mayasıyla mayalandıran meşrutiyet-i meşrua sizi herkes gibi imtihana davet ediyor ki, sinn-i rüşde bülûğunuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor.

İmtihana hazırlanınız. Mevcudiyetinizi ittihadla gösteriniz ve hamiyet-i diniye-i millî ile fikir ve vicdan-ı şahsiyenizi milletin kalb ve akl-ı müştereki gibi gösteriniz. Yoksa, sıfır çekecek ve şahadetnâme-i hürriyeti elinize vermeyecektir.

Evet, mâzinin sahrâlarında keşmekeşliğinize sebebiyet veren her birinizdeki meylü’l-ağalık ve fikr-i hodserâne ve enaniyet, şimdi istikbalin saadet-saray-ı medeniyetinde fikr-i icada ve teşebbüs-ü şahsiyeye ve fikr-i hürriyete inkılâp edecektir, inşaallah.

Hatta diyebilirim ki: Ey şark vilâyetlerindeki vatandaşlarım! Başkalarının sükûtî medreselerine nispeten sizin gürültülü olan medreseleriniz bir meclis-i meb’usan-ı ilmiyeyi gösteriyor.

Hem Şâfiî olduğunuzdan ve imam arkasında kıraat-ı Fatiha ile semâvî ve ruhanî vızıltılarınız sizi mezheben ve medreseten ve fıtraten

1 وَاَنْ لَيْسَ لِـْلاِنْسَانِ اِلاَّ مَا سَعٰى ’nın başka bir unvanı olan teşebbüs-ü şahsiyeye teşvik ediyor.

Hem de her bir kemâlin müessis ve hâmîsi olan cesaret ve nâmus-u millet-i İslâmiye sizlere emrediyor ki: Nasıl ki, şimdiye kadar dimağdan kalbe mecrâ açmakla, aklı kuvvete mezc ederek maarifinizi kılıçlarınızın hutut-u cevherinden öğrenmekle şecaat-i maddiyede terakki ettiniz. Şimdi ise, kalbden fikre karşı menfez açınız. Kuvveti aklın imdadına ve hissiyatı efkârın arkasına gönderiniz.

Ta ki, şecaat-i akliye-i medeniyet meydanında namus-u millet-i İslâmiye pâyimal olmasın. Kılıçlarınızı, fen ve san’at ve tesanüd-ü hikmet-i Kur’âniye cevherinden yapmalısınız.

2 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

Bediüzzaman Said Nursî

1-“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” Necm Sûresi, 53:39.
2-Bâkî olan sadece Odur.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

Memleketimde mektep-medrese açtırmak üzere geldim

Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum

Şeriatın bir hakikatine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım

Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır

Neme lazım demediğimden bu mahkemeye girdim

Şeriatı rüşvet vermedim

Hükûmetin işine karışmayacağız, hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz

Adalet namazında kıbleniz dört mezhep olsun

Gazeteler iki yanlış kıyas ile İslam ahlakını sarstı

Heyecanı teskin ettim, yoksa bir fırtına daha olacaktı

İttihad-ı Muhammedinin (asm) tarifi budur

İşittim ki, askerler bazı cemiyetlere intisap ediyor

Anladım iş fena, itaat muhtel, nasihat tesirsizdir

Askerler içine Cuma günü ulema ile beraber gittim

Bediüzzaman: Dünyevî bir saadetimiz bir cihetle bilim ile olacak

Bu ömürden sonra sırf âhireti düşünmek lâzım

Biz ki hakikî Müslümanız aldanırız fakat aldatmayız

Onu âlimlikle yâdetmek ilme husumettir

İtaat-i askeriyeyi, âmâl-i nâmeşruaya feda etmeye ihtimal verdiler

Bir insan yılan sûretine girse yahut bir velî haydut kıyafetine girse

Hak daima üstün gelir; hakka galebe edilmez, millet uyanmış

Alem-i İslâmın terakkisinin birinci kapısı şeriat dairesindeki hürriyettir

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.