Bediüzzaman: Şöhretten usandım, kaçıyorum

Bediüzzaman: Şöhretten usandım, kaçıyorum

Uhdesinden gelmediğim çok vazifeyi bana yükletiyor

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Münazarat adlı eserinden bölümler)

Sual: Ulemâya pek çok itab edilir, hatta...

Cevap: Büyük, hem pek büyük bir insafsızlık!

Sual: Neden?

Cevap: Ademin kabahatine vücut vermek kadar ahmaklıktır.

Sual: Ne demek?

Cevap: Bir zâtta ilim, adem-i hilim ile iktiranı cihetiyle, adem-i hilimden neş’et eden kabahati ile ilmi mahkûm etmek ne derece eblehliktir. Öyle de, İslâmın kudsiyetini daima telkin eden ve ahkâm-ı diniyeyi iktidarlarınca tebliğ eden ve şimdi millet-i İslâmiye mabeyninde en ziyade hürmet ve muhabbet ve merhamete müstehak olan bîçare ulemâyı, zamana yakışacak ulemanın adem-i vücudundan neş’et eden kabahati ve günahıyla mahkûm etmek ve o kabahat ve o günahı o bîçarelere haml etmek ahmaklık değildir de ya nedir?

Evet, vücutlarından zarar gelmemiş, istediğimiz ulemanın ademinden gelmiştir. 

Zira zekîler galiben mektebe gittiler. Zenginler, medresenin maişetine tenezzül etmediler. Medrese de—intizam ve tefeyyüz ve mahreç bulunmadığından—zamana göre ulemayı yetiştiremedi. Sakınınız! Ulemaya buğzetmek bir hatardır. (HAŞİYE 1)

Sual: Niyeti hâlis olanlar azdır. Senin niyetin hâlis olsa muvaffak olacaksın. Niyetine bak.

Cevap: Lillâhilhamd ve lâ fahr... (HAŞİYE 2) İhlâs niyetini ihlâl eden ve anâsır-ı garaz olan nesep ve nesil ve tamah ve havf beni bilmiyorlar. Ben de onları tanımıyorum veya tanımak istemiyorum. Zira, meşhur bir nesebim yok ki, mazisini muhafazaya çalışayım. Ben ebu lâşey olduğumdan bir neslim de yoktur ki, istikbalini temin edeyim... Öyle bir cünunum var ki, Divan-ı Harp dehşet ve tahvifiyle tedavisine muktedir olamadı. Öyle bir cehaletim var ki, beni ümmî edip, dinar ve dirhemin nakşını okuyamıyorum.

Kaldı, ticaret-i uhrevî... Öyle bir ahd etmişim ki, re’sü’l-mâli de kaybetsem mesleğimden dönmeyeceğim. Şimdiden hasâret ediyorum, çok günaha düşüyorum.

Birşey kaldı, o da şöhret-i kâzibedir. İşte ben ondan usandım, kaçıyorum. Zira uhdesinden gelmediğim çok vazifeyi bana yükletiyor.

Sual: Neden meşrutî hükûmete ve dinsiz olmayan Jön Türklere mümkün olduğu kadar hüsn-ü zan ediyorsun?

Cevap: Mümkün olduğu derecede sû-i zan ettiğiniz için, ben hüsn-ü zan ederim. Eğer öyleyse zaten iyi; yoksa, ta öyle olsunlar, yol gösteriyorum.

Sual: İttihad ve Terakki hakkında reyin nedir?

Cevap: Kıymetlerini takdirle beraber, siyasiyunlarındaki şiddete muterizim. (HAŞİYE 3) Lâkin onların iktisadî ve maarifî olan—bâhusus şarkî vilâyetlerdeki—şubelerini bir derece istihsan ve tebrik ederim.

HAŞİYE 1 : Ehl-i medaris, meyus olmayınız. Şimdi ilim ve fen hâkimdir. Her nev’iyle teâli edilecek, en âlâsı en âlî tabakaya çıkacak.
HAŞİYE 2: Şeyhin kerameti şeyhten rivayet; lâkin tahdis-i nimet dahi bir şükürdür. 
HAŞİYE 3 : Adaletin tevziinde adalet olmazsa zulüm görünür. Bir hatır için bin hatır kırılmaz. Şiddet ayrı, hamiyet ayrıdır. Bir hod-pesend hakkı iltizam etse, çokları haksızlığa sevk eder, belki mecbur eder.

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

​​Şu eserlerim Kürt olduğu gibi, aynı halde Türk, aynı vakitte Araptır

Size beğendirmek için değil, hakka hizmet için yazdım

Kürt aşiretleri ile yaptığım ders siyaset doktorlarına yardım eder

Yalnız Kürdistan’a değil âleme bağırarak müjde veriyorum ki

İstibdat İslâmiyeti zehirlendirir dalalet gruplarını doğurur

Bu sistem herkesi bir padişah hükmüne getiriyor

İstibdadın çirkinliğine, meşrutiyetin iyiliğine delilim şudur

Zulüm, belki kafanızdaki cehâletin zulmetindendir

Vahşet ayıları, cehâlet ejderhası, husumet kurtları

Yeis, aczden gelir. Yeis, mâni-i herkemâldir

Teşebbüssüz tevekkülünüz Allah'a karşı inat demektir

Meşrutiyet hükûmete düştüğü vakit...

Ey Kürtler! Sizin bey ve ağa, hatta şeyhleriniz dahi...

Cehâletimizin silâhıyla, asıl bizi mahveden...

Beyler, ağalar, müteşeyyihler iki kısımdır farkları şudur

İşte böyle yapana 'büyük adam' denir

Şeriat zemine nüzûl etti ta ki insanın yüzünü ak etsin

Ruh-u meşrutiyet şeriattandır; hayatı da ondandır

Onlar namazı kılıyordu, kıbleyi tanımıyordu

Şeriatı isteyenler iki kısımdır

Hıristiyan ve Yahudi milletvekillerinin oylarının şeriatta ne kıymeti var?

Merhamet dilencileri ya haksız veya tembeldirler

İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez!

Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder

Dininden korkan adamın, dinde hissesi örümcek ağı gibidir

Eğer, Mehdi gelecekse hemen gelmeli

Cehalet ağa, inat efendi, garaz bey, intikam paşa, taklit hazretleri, mösyö gevezesi

Her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz

Bir müfside de hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız!

Çok iyiler var ki, iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar

Bunu ezber edebilirsiniz: Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl

Bu devletin dini, din-i İslâmdır

Din saadetin ziyasıdır, hissin ulviyetidir, vicdanın selâmetidir

Hürriyet, âdâb-ı şeriatla edeplenmeli ve süslenmeli

Ey Türkler ve Kürtler! İnsaf ediniz!

Sizde olanı yarı hürriyettir, diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır

İnsana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyeti intaç eder

İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar

Veliye, şeyhe ve büyük bir âlime karşı nasıl hür olacağız?

Bediüzzaman, Rum ve Ermenilerin hürriyeti hakkında ne düşünüyor

Yine esir Kürtler ve Türkler idi

Hürriyet fikri alem-i İslamda öyle bir inkılap yaptı ki

Devletimizi parça parça etmek için ağızlarını açmış olan o müthiş yılanlara ne diyeceğiz?

Gayr-ı müslimlerle nasıl eşit olacağız?

Ermeniler ile nasıl dostluk üzerinde ittifak edeceğiz?

Beşi geveze birkaç tanesi de zevzek

'Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin' ayetinin tefsiri şudur

Kâfirin iki mânâsı vardır

Büyük işlerde yalnız kusurları gören aldanır veya aldatır

Gayr-ı müslimin askerliği nasıl caiz olur?

Müslümanlar bundan dolayı fakirleşti

Memurluk yerine sanat, ziraat ve ticaret tercih edilmeli

Ermeniler nasıl saatçi ve makineci oluyorsa vali de olurlar

Bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar ediyorlar

Müslümanların medenileşmesi İslâmiyete ittibaları nispetindedir

Ey muhataplarım! Ben çok bağırıyorum çünkü...

Ey Türkler ve Kürtler! Ecdad ve çocuklarınız size diyecek ki

Niyette iyi etmişler, amelde yanlış gitmişler

Biz Türkler ve Kürtler neden böyle sefil ve müflis kaldık?

Biz ölsek, milletimiz olan İslâmiyet bâkîdir, milletim sağ olsun

Zekat çeşmesine güzel bir mecrâ yapınız

Herşeyden evvel bize lâzım olan doğruluktur, yalan söylememektir

Müslümanlar uyandı ve uyanıyor

Misafir olmayarak, hediye almayarak şunu göstermek istiyorum

O şeyleri öyle öldüreceğimki kıyâmete kadar haşrolmasın

Şeyhlerin mesleklerinin esası şu olmalı

İşte İttihad-ı İslâm'ın tarifi

İki hayatım elimde tek hayatlı olan meydanıma çıkmasın

Şimdiki şeyhlerden bunları isterim

Ey divaneler! 'Mü’minler ancak kardeştir' İlahi kanununu işitmediniz mi

Birşey bütünüyle elde edilmezse, tamamen de terk edilmez

Arı su içer bal akıtır, yılan su içer, zehir döker

Acaba İslam alemi bir intizamı daha bulamayacak mı?

Çok evlilik üzerinden Şeriata saldıranlara cevap

Neden Abdülhamid'e hem itiraz ettim hem de onu savundum?

Sizden sözünüzü fiilinizle tasdik etmenizi isteriz

Kürtlerin içtimai hayatı Türklerin saadetinden neş’et eder

Arabî vâcip, Kürdî câiz, Türkî lâzım

O ayrılık taassup, hile ve şüphe doğurur

Medresetüzzehra'nın şartları bunlardır

Medresetüzzehra'nın gelir kaynakları bunlardır

Medresetüzzehra için neden bağırıyorum?

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.