Bediüzzaman rüyalarında bile o şeyi takip ediyordu

Bediüzzaman rüyalarında bile o şeyi takip ediyordu

Avukat Ömer Faruk Uysal, Bediüzzaman Said Nursi'nin hürriyeti "rüyalarda bile takip eden ve o sevda ile her şeyi terk eden birisi" olduğunu söyledi.

Risale Haber-Haber Merkezi

Uysal, Mardin'de yapılan İman ve Hürriyet Sempozyumunda "İmanın hassası olarak hürriyet" başlıklı bir sunum yaptı:

Bediüzzaman Said Nursi kendisini hürriyeti "rüyalarda bile takip eden ve o sevda ile her şeyi terk eden birisi" olduğunu, "Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam" dediğini "hararetle hürriyete çalıştığını" kendisi ifade ediyor. O'na göre; "Hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir."

Bediüzzaman'ın karakter özelliklerine baktığımızda; a-cesaret, metanet, dirayet b-şiddet-i şefkat ve rikkat, ifrat-ı şefkat c-istiğna  d-yaratana tevekkül ve teslimiyet  e-dürüstlük ve mertlik f-hürriyete düşkünlük ve özgür bir ruh hali diyebiliriz. Bu karakter (cibilliyet) özellikleri çoğunlukla güzel ahlak tezahürlerinden sayılır.

Üstad Nursi 1907 da 29 yaşında payitaht İstanbul'a geldiğinde Hürriyet'in ilanı 1908 de icra edilmiş, Osmanlı toplumu ve İstanbul'da muhtelif partiler, cemiyetler, gazeteler ve çok seslilik hâkim ve Hürriyet söylemleri ve atmosferi yaygındı.

Özgür ruhu, hürriyetperverliği meşrutiyet ve hürriyetin ilanı ile birleştiğinden onda büyük bir heyecana yol açtığı anlaşılmaktadır.

O, içtimai ve siyasi konularda yani füruatla ilgilendiği ve yazdığı eski Said döneminde de, usuli açıdan (usuliddin) yani altı iman esası veya Kuran'ın Tevhid, Nübüvvet, Haşir, Adalet maksatlarına göre tahlil ve tespitler yapmıştır. Kur’an'ın dört maksadı birbirini destekler ve açıklar. Tevhid aynı zamanda bir hak ve adalet ilkesidir. Tevhid hak ve hakikat, zıddı şirk ise zulm-ü azimdir. Şirk Allah'ın ve mahlûkatın kıymetine ve hukukuna tecavüzdür. "Allah hakkın ta kendisidir." (Lokman 30, Hacc 6)

Haşir zaten iyileri ödüllendirmek(cennet), kötüleri cezalandırmak (cehennem) için mahkeme-i kübra ile ilahi mutlak adaletin tezahürüdür. Nübüvvet ise, Tevhid, Hak ve Hakikat(adalet) ve Haşir'i tebliğ ve neşretmektir.

İslam tarihinde, gelenekte hürriyet kelime ve terim olarak yer almamakla birlikte, ruh-u hürriyet, adalet, hukuk, hak ve hürriyet bağlamında yer almıştır. Adalet hukukun idesi, ideali ve gayesidir. Hukuk adaletin sosyoekonomik politik alanda gerçekleştirmeye yönelik, maddi müeyyide ile teçhiz edilmiş normlar bütünüdür. Hukuk hakkın çoğulu, hak hukukun tekilidir. Hukuk haklar demektir.

Hak ve hürriyet kavramları eş anlamlı olmasalar bile birbirlerinin yerine kullanılabilecek tarzda bir iç içelik taşırlar. Bununla birlikte hak hürriyetin temeli ve konusu, hürriyet de hakkın gerçekleşme aracı olduğundan, hakkın hürriyete göre onu da içine alacak şekilde daha kapsamlı olduğu söylenebilir.

Yazının tamamı için tıklayınız

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.