Bediüzzaman: Kur'an altı kelime, altı derece şiddetle gıybeti kötüler

Bediüzzaman: Kur'an altı kelime, altı derece şiddetle gıybeti kötüler

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Hutbe-i Şamiye isimli eserinde İslam dünyasına yönelik beyan ettiği müjdeler, hastalıklar ve tedavileri

Risale Haber-Haber Merkezi

Gıybetin derece-i şenaati, Kur’ân der:

 اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخِيهِ مَيْتاً
(“Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” Hucurât Sûresi, 49:12. )

Altı kelime ile, altı derece şiddetle gıybeti takbih ediyor. Yani, hemze ile der:

Aklına bak, böyle şeye cevaz verir mi? Müstakim aklın yoksa kalbine bak, böyle şeye muhabbet eder mi? 

Selim kalbin yoksa vicdanına bak, böyle dişinle kendi etini parçalamak gibi hayat-ı içtimaiyeyi bozmaya rıza gösterir mi? 

Vicdan-ı içtimaiyen olmazsa insaniyetine bak, böyle canavarvarî iftirasa iştah gösterir mi? 
Mânen insaniyetin olmazsa, rikkat-i cinsiye ve karabet-i rahmiyene bak, böyle kendi belini kıracak harekete meyleder mi? 

Rikkat-i cinsiyen olmazsa hiç sağlam tabiatın yok mu ki, ölüyü dişlerinle parçalıyorsun?

Demek akıl, kalb, vicdan, insaniyet, rikkat-i cinsiye, tabiat, şeriat nazarında gıybet merduttur, matruddur.

 اِنَّ اْلاِنْسَانَ الَّذِى لاَيُدْرِكُ سِرَّ التَّعَاوُنِ لَهُوَ اَجْمَدُ مِنَ الْحَجَرِ اِذْ مِنَ الْحَجَرِ مَا يَتَقَوَّسُ لِمُعَاوَنَةِ اَخِيهِ اِذِ الْحَجَرُ مَعَ حَجَرِيَّتِهِ اِذَا خَرَجَ مِنْ يَدِ الْمُعَقَّدِ الْباَنِى فِى السَّقْفِ الْمُحَدَّبِ يَمِيلُ وَيَخْضَعُ رَاْسَهُ لِيُمَاسَّ رَاْسَ اَخِيهِ لِيَتَمَاسَكَا عَنِ السُّقُوطِ
(Teavün ve yardımlaşma sırrını idrak edemeyen insan gerçekten taştan daha camiddir. Çünkü bir taş, taşlığıyla birlikte kardeşine muavenet için eğilip bükülür. Eğimli bir binânın dam ve kubbesinde mahir bir ustanın elinden çıkar çıkmaz, kardeşinin başına yaslamak için başını eğer, sımsıkı sarılır tâ ki, düşme tehlikesinden kurtulsunlar. (İşârâtü’l-İ’câz)

Yani, kubbelerde taşlar başbaşa vururlar, ta düşmesinler.

(Devam edecek)
 
ÖNCEKİ BÖLÜMLER:

Avrupa ilerledi, İslam dünyası niye geri kaldı?

İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak

İslam ahlakını yaşarsak diğer din mensupları İslâmiyete girecek

Elbette böyle bir zamanda Kur’ân hükmedecek

İslam'ın önündeki sekiz engel dağılıyor

Amerika ve Avrupa filizofları İslam'ı övüyor

İslamiyet maddeten de hükmedecek

İslam aleminin kırılmaz 5 kuvveti var

Yeryüzü pisliklerden temizlenecek, dünya barışı sağlanacak

İslam dünyası hakkında nasıl ümitsiz olursunuz?

İslâmiyet aleyhinde bu halin devam etmesi hiç mümkün müdür?

İşte İslam aleminin kalbindeki hastalığı öldüren ayet

Doğruluğu ihya edip hastalıklarımızı tedâvi etmeliyiz

Bediüzzaman: Yol ikidir; ya doğru söyle, ya da sus!

Husumet ve adavetin vakti bitti öyleyse...

Muhabbet, uhuvvet, sevmek, İslamiyetin mizacıdır

Neme lâzım deyip tembellik döşeğine atmak zamanı değil!

Hakikat-i İslâmiye bütün siyâsâtın fevkindedir

İttihad-ı İslâmın tam zamanı gelmeye başlıyor

Ecnebiler işte bu ahlakımızı çaldılar ve yükseldiler

Müslümanların saadetlerinin anahtarı meşveret-i şer’iyedir

Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun!

Şûrâ-yı şer'î o düşmanları durdurur

Hamiyet-i diniye mi, hamiyet-i milliye mi lâzım?

Ahirette olduğu gibi, dünyada da İslâmiyet milliyeti hakim olacak

İman dünyada da bir mânevî cenneti temin eder

İnsanlık, Kur’ân’ın hakaikine yapışacak

'Dindar milletvekilleri bana siyaseti şeriata âlet ediyorsun' dediler

Hakikî adalet odur ki Allah’ın emri namıyla olsun

Mesleğimiz, ahlâk-ı Ahmediye ile tahallûk ve sünneti ihyâ etmektir

Gazetecilerin yaptığı iki kıyas-ı fâsid

Arap,Türk,Kürt,Arnavut,Çerkez ve Lâzların en kuvvetli milliyetleri İslâmiyettir

İttihad-ı Muhammedî dediğimizde o cemaat murad değildi

Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir

Ne kadar imana kuvvet verilse, hürriyet de o kadar kuvvet bulur

Cemaatleri iki şartla tebrik ve onlarla ittihad ederiz

Benim dahil olduğum cemaat İttihad-ı İslâmdır

Neden bazen imzamda Bediüzzaman yazıyor

Hükûmet içinde hükûmetin zararı görüldü

Şu sûre, bütün envâ-ı şirki reddeder

Vicdanın dört temel unsuru ruhun dört hissi vardır

Bizde sülûk tevazudan başlar, mahviyetten geçer

'Rahat zahmettir, zahmet rahattır'ın sırrı budur

Hırs ile acelecilik, mahrumiyet sebebidir

En müthiş maraz ve musibetimiz şu tenkittir

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.