Mehmet Ali ERDEM

Mehmet Ali ERDEM

Bediüzzaman Ermeni olsaydı ne olurdu?

Üstadın köyünün eski Ermeni köyü olduğu iddiaları gibi maalesef verilen tepkiler de ırkçılık kokuyor. İddia sahibinin ırkçılığı ve kan dökücülüğü ortada olduğundan bizleri şaşırtmadığı gibi sözünün de değeri olmadığı için etkilemiyor da.

Ama ona verilen tepkiler, tepkileri verenlerin kimlikleri nedeniyle derin bir hayal kırıklığı oluşturuyor.
 
Bediüzzaman’a Ermeni demek ona hakaret midir? Bunu söyleyenler karalama amacıyla söylemiş olsa dahi bunu hakaret kabul etmek, Ermenilere hakaret değil midir? Dolaylı da olsa ırkçılık değil midir?
 
Ben bir Türküm ve Üstadı Kürt olduğu için değil ama Kürt olduğunu bilerek, fikirleriyle ve eserleriyle sevdim, sevenleri arasına katıldım. Kürt olmasının benim açımdan hiçbir olumsuz yanı olmadığı gibi aksine ülkemiz ve ülkemiz dışındaki Kürt kardeşlerimizle daha da kaynaşmamız için ayrıca bir vesile olacağından ötürü daha da mutluyum. 
 
Benim onu sevmem için ne benim Türklüğüm ne de onun Kürtlüğü engeldi.
 
Üstad’ın Peygamber Efendimizin (asm) soyundan geldiğini öğrenince de, yani Arap olduğunu öğrenince de mutlu oldum. Manevi evladı olmasının yanı sıra nesebinden geldiği de hissedilse bile öğrenmek de hoştu. Ama Kürt olmadığını düşünmedim, Kürt olmasa da sevinmezdim. Seyit olması Kürt olmadığı manasına da gelmezdi, bu coğrafyada herkes herkes ile akraba olmuş olabilir. Kerbela olayından sonra İran ve Orta Asya coğrafyasına göç eden ve sonra bir kısmı tekrar bu topraklara dönen ehli beyt, hem Türklerle hem de Kürtlerle akraba da olmuştu.
 
Peygamberimiz âlemlere rahmet olarak gönderildi, sadece Türklere, Kürtlere ve Araplara değil ki! 
Ermenilerin de, Rusların da, Amerikalıların da Çinlilerin de onda hakkı var. Bir Ermenin, Çinlinin Müslüman olma, Müslümanlara önderlik etme hakkı yok mu?
 
Kıyametin ne zaman kopacağını Allah bilir ama dünyanın daha ömrü varsa önümüzdeki yüzyıllarda zamanın yeni bedîsi (gelecek olsaydı) Ermenilerden gelse kabul etmeyecek miyiz? Böyle düşünürsek, Peygamber Efendimiz zamanında Arap olduğu ya da kendi kabilesinden olmadığı için onu reddeden Yahudi-Musevilerden veya Arap kabilelerinden ne farkımız kalır?
 
Peygamberimizi ve varisi âlimleri/velileri ırkı için sevmedik, ırkı için terk etmeyiz. İnsanların birbirine üstünlüğü ancak takva ile olup, bir kavme mensup olmak ya da olmamak, alçaltıcı ya da yüceltici bir özelliğe sahip değildir. Bediüzzaman’ın (sadece Said Nursi Hazretlerini değil, tüm zamanların bediüzzamanlarını kastederek söylüyorum) Ermeni olamayacağını söylemek, Hz. Muhammedi (asm) kendi kavminden bekleyen Yahudilerin tavrına benzer, Allah’ın emrine uymayarak Hz. Adem’e secde etmeyen şeytanın durumuna benzer.
 
Peygamberimizin Veda Hutbesindeki vasiyetini hatırlayalım:
Ey insanlar!  Rabbiniz birdir. Babanız da birdir… Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında  en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine  suçlanamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
13 Yorum