Bediüzzaman düşerken bağırır: Ah dâvâm!

Bediüzzaman düşerken bağırır: Ah dâvâm!

O, İslâm dünyasında örnek gösterilecek onlarca dava adamından sadece biri

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Van'da kaldığı senelerde sık sık ‘iki minare yüksekliğinde' diye tarif ettiği Van Kalesi'ne çıkar. Orada dik ve sarp bir yerde bulunan mağarada inzivaya çekilir. Âlem-i İslâm'ın ihyası adına izdirap çeker. İmansızlık gayyasına yuvarlananlar için dua dua yalvarır. Tefekkürlere dalarak ‘Kur'an'ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu bütün dünyaya ilan etmenin' yollarını arar. Bazen gelecek nurlu nesilleri gözünün önüne getirir, bazen Medresetüzzehra'nın projesine odaklanır.

Yine bu düşüncelere dalmak için o kutlu mekâna hızlı adımlarla giderken ve tam mağaraya inecekken birden ayakları kayar. Ayağını koyacak, eliyle tutunacak bir yer bulamaz. Bir an boşlukta kalıverir. Ölümün yüzünü gösterdiği o an bile kendi canı ve hayatı aklına gelmez. Sesinin çıktığı kadar bağırır: "Davam, Ah Davam!" Düştüğü yer, altı metre yüksekliğinde bir kayalıktır; fakat sanki gizli bir el onu iter ve o, üç metrelik bir kavis çizerek aşağıdaki mağaranın kapısının önüne iniverir.

Bu hâdise, herkese Allah'ın duyurulması ve insanlığın kurtarılmasını mefkûre edinen, onu hayatının gayesi bilen ve bu uğurda maddî-manevî her türlü fedakârlığı göze alan Bedüzzaman'ın davasına sadakatinin de bir göstergesi aynı zamanda. O, İslâm dünyasında örnek gösterilecek onlarca dava adamından sadece biri. Çünkü tarihimiz, bir peygamber ve en büyük dava adamı olan Hz. Muhammed'den (sallallahu aleyhi ve sellem) intikal eden davayı aynı ruh, azim ve heyecanla muhafaza etmeye çalışan yüzlerce büyük zatla bezeli.

Peki, Kâinatın Sultanı Peygamber Efendimiz'e (sallallahu aleyhi ve sellem) “Bir elime ayı, bir elime güneşi verseniz ben davamdan dönmem.” dedirten, Mus'ab Bin Ümeyr'i zengin bir ailenin çocuğu iken kendisini saracak bir kefen bile bulamadan toprağın bağrına düşüren, Eyüp Sultan'ı 90 yaşında ata bağlanarak İstanbul önlerine getiren, Selahattin Eyyûbî'ye gülmeyi unutturan, Murat Hüdavendigar'a “Allah'ım Müslümanları mansur ve muzaffer eyle, dilersen Murad kulun sana kurban olsun.” ifadelerini söyleten, Bediüzzaman'ı kendisinden önceki birçok âlim gibi memleket memleket sürgüne gönderip zulümler çekmesine sebep olan ve kendisinden sonra gelenleri de Sibirya'dan Sana çöllerine, Afrika'dan Avustralya'ya gönderen ‘dava' ne demek? Dava adamı olmak herkesin harcı mı?

Bediüzzaman Hazretleri, Lemaât'te “Bir gaye-i hayal olmazsa, yahut nisyan basarsa, ya tenasi edilse; elbette zihinler enelere dönerler, etrafında gezerler. Ene kuvvetleşiyor, bazen sinirleniyor. Delinmez ta ‘Nahnü' olsun. Enesini sevenler, başkalarını sevmezler.” diyor. Yapılan işlerde bir hedef belirlenmezse enaniyetin öne çıkıp benlik ve bencilliğin kuvvetlenmesi söz konusu olabiliyor. Bir hedef olmazsa ya da unutulursa zihinlerin enaniyet ve bencillik girdabına sürüklenmesi kaçınılmaz. Yani muvaffakiyetin olabilmesi için hedefin tespit edilmesi ve onun bir an olsun akıldan çıkarılmaması gerekiyor. Hekimoğlu İsmail, bu noktada, “Her insanın bir hedefi, bir gayesi olmalı. O hedef onu koşturur. Yoksa çalışmayan makineler gibi çürür gider.” diyor.

DAVA ADAMLARININ VASIFLARI

- Mutlaka bir hedefi vardır.
- Yaptığı ve yapacağı her işinin önünü ve sonunu çok iyi düşünür. Hiçbir zaman karambole adım atmaz ve onun plansız işi olmaz.
- Gönül verdiği dava uğruna, kendi öz nefsine kadar her şeyi feda etmeye hazırdır.
- Yaptığı işleri bilerek yapar, her işinde iradesinin hakkını verir.
- Her gün davası uğruna gördüğü, müşahede ettiği acı manzaralar ve gelecek adına milletini tehdit eden şeyler karşısında bin defa ölür, bin defa dirilir ve bir kere ölmekle kurtulmayı asla düşünmez.
- Tepeden tırnağa hayat doludur. Yaşamanın önemli olduğunun da farkındadır. Ama o, diriliş eridir ve hayatı gibi diğer değerli şeylerini de öldürmeye değil, yaşatmaya bağlamıştır.
- Başkalarının bilgi ve tecrübelerinden istifade eder. Meşveretsiz işi olmaz.
- Kendisini, başkalarını yaşatma zevkine adamış, nefsî haz ve zevklerinden sıyrılmış bir insandır.
- Davasına karşı vefalıdır. Bir an onu düşünmemeyi büyük günah sayar.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.