Bediüzzaman bitkilerdeki İlahi Sanatı okurdu

Bediüzzaman bitkilerdeki İlahi Sanatı okurdu

Vefatının 54. Yılında Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, Harran'da anıldı.

Risale Haber - Haber Merkezi

Vefatının 54. Yıl dönümünde Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde,  bir konferans ile anıldı.

Harran Kaymakamlığı ve Harran Akademi’nin ortaklaşa düzenledikleri programa konuşmacı olarak  Harran Üniversitesi, Biyoloji Bölüm başkanı Prof. Dr. Hasan Akan katıldı.

Bediüzzaman’ın hayatını anlatan bir sinevizyon gösterimi ile başlayan program, ”Bediüzzaman'ın Bitkiler Üzerine, İlahi Sanatla İlgili Düşünceleri” konferansıyla devam etti.

Konferanstan notlar:

Pas tutmuş yüreklerin baharda uyanması, ilahi aşkı bulması lazım. İlahi aşkı arayanlar için muhteşem güzellikler var.. İlahi sanatları temaşa etmemiz gerekiyor. Oysa ki, gönül dünyamız yeşilliklerle güzelleşiyor. Bazen gördüğümüz bir güzel manzara  bir hafta gönül dünyamızı etkiliyor. Her göz kapaklarımızın açılışı, gönül dünyamıza gönderilen bir fotoğraf ustası demektir.

Her insan, penceresinden yakaladıklarıyla bir fotoğraf sanatçısıdır adeta.. Çiçeklerin renklerine, kokularına, süslerine kendimizi vermek lazım. Kainatın ahengine kulak  vermek gerekir. İnsanın fıtratında çiçekleri sevmek var. Çiçeklere derin sevgi var fıtratımızda.. Nadide, görkemli ve göz kamaştıran bu güzellikler karşısında insanoğlu aciz kalıyor.

İnsanın güzelliğe yatkın bir tarafı var. İnsanla-Çiçekler arasında bir kodlama var adeta. Çiçeklerin göze dokunan, buruna dokunan, kulağa dokunan birer manaları var. Bu güzellikler, adeta duygularımızın rızkıdır.

Tasavvufi ve manevi anlamda çiçeklerin yansıttığı manalar var. İnsan ile tabiat arasında ahenkli bir uyum var. Karşılıklı bir etkileşim var. Sonbaharda sararmış bir yaprağın dalından düşüşünü görmek bile bir tefekkürdür. Kulağımıza taşınanlar, gözümüze ilişenler, gönlümüze düşenler hepsi birer düşünme ve tefekkür malzemesi olarak algılanmalı. Bu nimetleri ve ilahi sanatları düşünmek gerekiyor. İnsanı eşrefi mahlukat yapan da bu durumdur. Kimsenin, hiçbir canlının okuyamadığı bu manzaraları ve kainat kitabını bir tek insanlar okuyabiliyor. Yeryüzündeki varlıkların yerini ve önemini anlamamız gerekiyor.

Çiçeğin maddi varlığı ötesinde “taşıdığı anlamı sevmek” de lazım. Bitkilerin insanlarla kol kola oluşunu iyi okumak gerekiyor. Deruni araştırmalar ya da varlıkların dilini çözmeye çalışmak, hikmetlerini ve anlamlarını anlamak inancımızda çok paha biçilmez sevaplarla değerlendiriliyor. “Bir saat tefekkür bir sene nafile ibadetten hayırlıdır” deniliyor.

Bitkiler birer ilham kaynağı. Bunlardan etkilenen ince ruhlu insanlar, duygularını şiirlere, edebiyata ve sanata dökmüşlerdir. Bitkilerin tarihimizde, kültürümüzde, efsanelerimizde çok önemli yerleri vardır. Her bir bitkinin bir anlam değeri vardır. İnsanın ruhuna güzellikler ve estetikler katmıştır. 

Pozitivist bir bakış, kuru bir botanik bilgisi sunmaktadır oysa ki duygular donmamışsa, taş kesilmemişse, bitkilerdeki ilahi sanatı duymalıyız.. Bediüzzaman da bitkilerdeki ilahi sanatı okurdu  zaten. 

Dünyamıza güzellik katan çiçekler, hayata huzur katan orman, soframızı süsleyen meyve ve sebzeler düşünce dünyamızda da anlamlandırılmalıdır. Şimdi dinlediğim tüm bitkilerde bana her şey Allah’ı hatırlatıyor. Sanat-ı İlahi karşısında beşere düşen bir acz-i insani durumu vardır.

Bediüzzaman, “tabiat ana” fikrini  çürütüyor ve her bir bitkinin “bismillah diyerek” tevhidin birer delili olduklarını gösteriyor. Bir yaprak bile O'nun izni olmadan dalından kopmaz.

Bediüzzaman eserlerinde, varlıklara bakış ve baktırma tarzını kazandırıyor. Bakmak ile görmek arasındaki farkı öğretiyor.

Bedîüzzaman Said Nursî yeşilliklerle iç içe yaşamış ve kırlarda gezmiştir. Dağlara ve ağaçlara karşı ihtimam göstermiştir. Barla’da kaldığı evinin önündeki Ulu Çınar bunların başında gelir. Bu menzilleri, Yıldız Sarayına değişmediğini ifade etmiştir. Bediüzzaman hazretleri yeryüzünde yazılan, bahar sayfasında teşhir edilen rahmet ve hikmetin mu’cizeli eserlerini, ağaçlar ve bitkilerdeki İlâhî sanatın harikalarını, sîmalarında parıldayan tevhîd sikkelerini okurdu.

Prof. Akan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kainat sarayında bulunan bütün antika san'atları, hârikaları ve mucizeleri tarif eden Hz. Muhammed olmuştur. Kainattaki sanat harikalarını tarif eden rehber: Hz.Muhammed (s.a.v)’dir.  Kutlu doğum haftanız mübarek olsun.

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.