Bediüzzaman, aktörlüğü değil faktör olmayı seçti

Bediüzzaman, aktörlüğü değil faktör olmayı seçti

Özcan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin "haliliye mesleği"ne dair açıklamalrda bulundu

Risale Haber-Haber Merkezi

Gazeteci Mustafa Özcan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin "haliliye mesleği"ne dair açıklamalrda bulundu.

Bediüzzaman Hazretleri'nin mesleğinin sıfatlarını anlatırken ‘haliliye mesleği’ tabirini kullandığını, İmam Rabbani Hazretlerinin de haliliyet makamına özel bir önem atfettiğini belirten Özcan, Akit'teki yazısında "Hazreti İbrahim’le birlikte başlayan bu meslek Velayet-i Ahmediye üzerinden geçerek İmam Rabbani’ye vasıl olur. İmam Rabbani’den sonra Bediüzzaman da mesleğini haliliyet üzerine bina eder. Meslek haliliyet meşrep ise hillettir. Bunu şöyle beyan eder: ‘Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder." dedi.

Bediüzzaman'ın meslek olarak haliliyet mesleğini benimsediğini, merhum Hasan el Benna'nın da mesleğini bu esas üzerine oturttuğunu ifade eden Özcan, "İhvanü’l Müslimin (Müslüman Kardeşler) bir haliliyet mesleğidir. Hedefi, Müslümanların dağılan birlik ve beraberliklerini onarmaktır. Bununla birlikte, Filistin meselesine angaje olmaları nedeniyle pratik olarak da Risale-i Nur mesleğinden biraz ayrılırlar. Risale-i Nur’dan farklı olarak yapılarının merkezinde kitap değil rehber (mürşid-i) vardır ve İhvan baştan beri siyasetle ilgilenir ve merkezine alır. Hem irşat hem de siyasi faaliyeti birlikte yürütür. Bir de Filistin meselesi nedeniyle buna gönüllü fedai hareketi eklenmiş ve bu da gizli faaliyetlere ve yapılanmalara neden olmuştur. Bu meseleden dolayı Müslüman Kardeşler sürekli olarak yaftalanmış ve karalanmışlardır. Halen de devam etmektedir. 1952 inkilabı ile birlikte aldıkları darbeler nedeniyle 1950’li yıllarda mesleklerini tadil etmişlerdir. Siyasetle ilgileri devam etse de örgütlü yapılarını ve inkilapçılıklarını geride bırakmışlardır. Kısaca kendilerini gözden geçirmişlerdir" şeklinde yazdı.

Müslüman Kardeşler'in İmam Rabbani ve Bediüzzaman’ın siyasi alanı irşat mesleği yerine, hem irşadı hem de doğrudan siyasi alanda aktör olmayı seçtiklerini hatırlatan Özcan, "Bediüzzaman bu ikilemi topuz misaliyle reddeder. Bu yönüyle Bediüzzaman gibi İhvan’ın en yakın dostlarından olmasına rağmen Ebu’l Hasan en Nedevi de bu yolun muhataralı olduğunu parmak basmış ve Bediüzzaman’ın dediği gibi selametli yolun aktör olmaktan değil faktör olmaktan geçtiğini ifade etmiştir. Bu dindarların siyasetle iştigal etmeyecekleri anlamına gelmez. Ama irşat eksenli hizmetlerin cemaat adına siyasete girmelerine itirazdır. Zira bu durumda din rekabet alanı haline gelecek ve dini temsil edenler dini siyaset veya iktidar için istismar etme pozisyonuna düşeceklerdir" dedi.

Ebu’l Hasen en Nedevi'nin de aynen Bediüzzaman gibi değişimin imani ve ahlaki temelde ve eksende gelişmesi ve yükselmesi gerektiğini söylediğini açıklayan Özcan, yazısını şöyle sürdürdü:

"Bu cemaatler açısından doğrudan siyasetle ilgilenmeyi sınırlandırdığı gibi aynı zamanda örgütlü ilgilenmeyi de yasaklamaktadır. Ebu’l Hasan en Nedevi bu hususta İslam’ın siyasi Yorumu adlı eserinde hem Mevdudi hem de Seyyid Kutup’un tarzına karşı çıkmıştır. Sızarak veya örgütlenme biçimiyle hizmet metodu İslam tarihinde benzeri görülmüş bir şey değildir. Eğitim alanındaki hizmetler bile bu meseleye yani örgütlenmeye alet edilmiştir. Bu tarz yöntem olarak bidattır ve haliliyet mesleğini bir biçimde hululiye mesleğine çevirmektir. Hululiye Allah’ın kula hulul ettiğine ve sızdığına inanan bir anlayıştır. Bu inancın somutlaşmış hali Nepal gibi ülkelerde tanrıçalar üzerinden ortaya çıkıyor. Siyasi anlamda hululiye anlayışını siyasi yapıya veya devlet organlarına sızmak olarak tarif edebiliriz. Hululiye mesleği akaitte bidat olduğu gibi siyasi alanda da bidattır ve haliliyet mesleğini tahrip etmektir. Sonuçları ortada."

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum