Bazen

En çok kış günlerinde, karlı havalarda  üşürüz. Girizgahımız üşümenin alameti.
Bazen de kasavet-i kalpten  üşürüz. Riyanın soğuk çehresi vicdani doğrularımızı  dondurduğu için. Kalbi ısıtacak, muhabbeti tesis edecek bir hal lazım böyle zamanlarda.

Bazen düşünürüz derin derin. Hayallerimiz ile yüzleşmenin, maceralarımıza yenik düşmenin ve bir şey yapamamanın hazin öyküleri ile. Ümitsizlik girdabının bizi sarmaladığı an, bu andır.
Bazen düşünürüz. Hakikat avcısı olarak meraklarımızı giderirken. Tefekkür vadilerinden seyrederken alemi. Ülfet perdelerini açıp, tevhid penceresinden kainatı okumaya başlarken.

Bazen sıkılırız. Neden sıkıldığımızı bildiğimiz kadar bilmemenin hayret veren şaşkınlığı içinde. Kendimize gelemeyiz bir müddet. Ya dalarız o an ve dağıtırız düşünce sistemimizi. Ya da sığınırız ilahi kudrete, inşirah isteriz.

Bazen seviniriz. Hem de çocukça. Ertelenmiş bir sevgi grizu gibi patlarız. Dışa vururuz hemencecik. Elimize yeni geçmiş bir oyuncak misali aldığımız bir eşya, duyduğumuz bir müjde ve olacağına inandığımız bir gelişme vaki ise, yine seviniriz. Dört köşe oluruz.
Kendimizi akıllı ve başarılı zannederiz böyle demlerde.

Bazen mutsuz oluruz. Hatalarımızın yüzümüze inen şamarından. Kusurlarımızın bir bir üstümüze sükun ettiği anlardan. Nefsi ıslah edememenin ıstırabından. Bizi esir alan ihtiyaçları karşılayamamaktan. Günahların içimizi acıtan etkilerinden ve pişmanlıklardan.

Bazen kızarız. Başkasının şahsında kendimize. Vücut sistemimizi bozma pahasına. Fizyolojimizi ağır tahrik altında provoke etme inadına. Hayatı ıskalama ve sitemimizi dosta düşmana iletme adına. Bir yanlışı düzeltme veya bir yanlışa düşme acısına.

Bazen baskılanırız. Çevremiz tarafından. Bazen de bizi bilmeyen ve kışkırtılmış telkinlerin musallat olduğu ahmaklardan. Zararlı haşerelerden. Kıskanç ruhlardan. Ezilmiş ve dışlanmış müstebit barısızların fırsat denemelerinden.

Bazen okuruz. Yorgun ve argın. Pozitif bir süreçte ise dingin ve müteyakkız. Aklı ve kalbi açık bir öğrenme içinde. Kendimizi unuttuğumuzda okuyanın başkasına yarayan bilgisi ise nafile. Nefsinden başlamayan bir okumanın verdiği eziyet.

Bazen ölürüz. Hem de canlı cenaze. “Ölmeden ölmek” bu olsa gerek. İddiasız, tembel, atalet zindanında ve ölüm döşeğinde ölürüz her an. Yeteneklerimizin hakkını verememenin hazin sonunu yaşayarak. Maksadı dışında kullanarak. Manayı öldüren bu haller, nefsi dirilten ve yanıltan sonuçlarla kandırır.

Bazen lezzetleniriz. Dost sofrasındaki bir yemekten. En lezizi de bizim ikram ve hürmette bulunduğumuz lezzetlenmelerden. Mekanlar, ayrı bir lezzet kapısı açar varlığımıza. Vücut sistemimiz maddi lezzetlerle rahatlar. Yemek, içmek, mekan ve nikahla. Ruhun lezzetlenmesi ise ayrı bir hazine kaynağı. İman, marifet ve muhabbet sayesinde.

Bazen yazarız. Zorunlu bir evrak takibi ya da sıkılmışlığın kağıda döktüğü hissiyat. Kendini ifade, düşüncesini yayma ve araştırma ürünü fikir serpintileri ise ayrı bir yazma heyecanı. Başlangıcı zor olan yazılarla sonunda ferahlarız. Kolay yazı girişlerinde ise, adrese yakın yol kaybeden bir seyyah gibi olabiliriz.

Bazen konuşuruz. Bilerek ya da bilmeyerek. Doğru ya da yanlış. Faydalı veya zararlı. Hikmetli veya anlamsız. Hizmet yüklü veya hezimet dolu. Düşünerek veya düşünmeyi zaafa uğratarak. Kavl-ı leyinle veya haşince. İkna ve ispatla ya da baskı ve tepki ile.

Bazen yürürüz. Açık havada ruhun teneffüsü ve tenezzühü için. Fırsat olmayan hallerde işe ve eve yetişmek için. Evrakı yetiştirerek, arkadaşı ziyaret ve ölü zamanı değerlendirmek adına. İçimizdeki kışı değerlendirmek veya sağlık kabinlerine az uğramak için.

Bazen kazanırız. Neyi kazandığımıza bakarak sevinmenin geçiciliği ile neyi kaybettiğimizin farkına varmadan. Kazanırken kaybetmek en tehlikeli “Kaz”anç. Eksileri arttıran bilançoların başarı hanesi yüksek maliyetle sonuca varmışsa, kazanılan gidicidir.Giderdir ve gider.

Bazen bazen oluruz. Eh bir kelam. Vesselam. 

Şair ne güzel söylemiş:
“Ümit cihandan da büyük”.
Daha da güzeli üstadımdan:
“Ehl-i haliz, namzedi istikbaliz.”

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.