Batıp gidenler ve doğanlar

Batan güneşi seyretmek acı mı verir insana?

Sönüp gidecek olduğunu bile bile hayranlıkla seyrederiz güneşi.

Kaybedeceğimizi ve elimizden çıkacağını tam bir bilmek ile bildiğimiz halde yapıştıklarımıza neden o kadar içten yapışırız?

Bir çocuk gördüğü süslü bir balonu hiç düşünmeden istemesi gibi nefsimize hoş gelen şeyi düşünmeden isteyiveririz. Helal dairede de olsa bir fani ne kadar sevilmeyi hak eder? Ne kadar kıymet verilmeyi…

Kimi ne kadar seveceğimize, neyi ne kadar hayatımızın içinde tutacağımıza bir ilim ile mi karar veririz? Yoksa ne olduğunu anlayamadan hayatımızın orta yerinde bir şeyleri buluverir miyiz?

Biz hesabını kitabını yapmasak da her şey bir büyük hesaba göre işlemez mi?

Hayır bildiklerimizde şer, şer bildiklerimizde hayır olabileceğine göre neyi ne için ve ne kadar isteyeceğiz?

Ya da; neden, ne kadar ve ne için kaçacağız?

Güneş, martı ve deniz…

Anda ne var? sekiz ismi azamın mazharı olan güneş, rahmet arşı olan suyun görkemli suretlerinden olan deniz ve havada asılı duran martılar…

Geçmişe takılmasa insan, geleceğin kaygısından da bir an sıyrılsa Cennet gibi değil mi an?

İki hafta içinde dördüncü kere feribot ile Yalova’dan İstanbul’a geçiyorum. Ne güzel. Hiçbiri diğerine benzemiyor. Aynı deniz aynı güneş aynı yol sözde ama hiçbir sefer bir seferi tutmuyor. Ben aynı ben değilim ki…

Ağlayan adam kainatı ağlar, gülen adam güler görür. Esiri isem iç veya dış etkilerin sanıyorum ki her şey de esir. Hür isem her şey de hür. Elim mahkum ise bir şeylere herkes de mahkum… ya da bende hükmetme arzusu..

Kimin borusu ne kadar öter bu dünyada ve İsrafil’in Sur’u mukabilinde dayanacak olan var mıdır?

Hükmeden kim mahkum kim?

En zayıf ve en her şeyden habersiz sandıklarımız işlerin kendisine göre organize edildiği kişiler olmasın? En ziyade zayıf ve kimseye sözü geçmez dediklerimiz ilahî düzenlemenin zembereği olamazlar mı??? belki de dünya onlar nazara alınarak tanzim ediliyor.

Nasıl yavrular en ziyade rahat ile besleniyor ise “dünyadan haberi yok” dediklerimiz, kendileri bilmese de dünya onların gönlünce evrilip çevrilmesin mi?

En önemsemediğimiz kişi, duasına en çok muhtaç olduğumuz kişi olamaz mı?

En her şeyden habersiz zannettiklerimiz derinlerin derinine vâkıf olamazlar mı?

Çok mu belirsizlik oldu, her şey sizin bildiğiniz gibidir mi deseydim. Bildiğinizden şaşmayın kimselere kanmayın mı deseydim.

Bildiklerimizden şüphe etsek yeni şeyler öğrenmeye kapı açılır belki de. Sürekli yanlışlarımıza yeni bahaneler mi arayalım yoksa yaşadıklarımızdan ibret alıp “yanlış yoldan doğru yola gireyim” mi diyelim?

Elbette hepimiz hürüz. Kendimizi kimselere kul köle etmediğimiz sürece, hislerimizin esiri olmadığımız sürece, hevamızı ilah edinmediğimiz sürece, kendi irademiz ile aklımızı ipotek etmediğimiz sürece, öfkemize kapılmadığımız sürece ve daha nicelerden halas olduğumuz sürece.

Peki daha doğruyu bulmadan kendi doğrusundan ayrılmak doğru mu? sıfır doğru ile yaşanır mı? haydi eski hal muhal olsun ya yeni hal gecikirse… dönüp eski hale de yapışamayız. Sabredip beklemekten başka ne gelir elden. Bazen çıkmaza girdik sandığımız anlar çıkışın dar geçitleridir. Dünyaya gelen bir bebek gibi daracık yerlerde kemiklerimiz sıkışır da yeni doğacağımız yere bir hazırlıktır bu.

Öyle daralır öyle daralırız ki kavuştuğumuz ferahlık dünyalara bedel olur. Öyle susar öyle susarız ki bir yudum su umman gelir bize.

Dünya ne kadar debdebeli ve dağdağalı olsa da Cennetin bekleme salonu olarak görmek ile tahammül edebiliriz. “ne Cenneti ne Cehennemi düşünüyorum, Allah’ın rızasını arıyorum” diyebiliriz ama bu, bizim hayatımızın gerçeği ile uyumlu olup olmadığına bakmamız gerekir. Elbette kimse Cenneti garantilemiş değildir ve Cehennemden kurtulmayı da. Ve çok az insan Cennetin ferahlığını düşünmeden tahammül edebilir. Rahmetin iltifatını görmek kolay mıdır?

Ne çok soru var. Bütün soruların kaffesi ise kendimiziz belki de…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum