Başbakan, 2016'da dağa çıkan PKK'lı sayısını açıkladı

Başbakan, 2016'da dağa çıkan PKK'lı sayısını açıkladı

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, 9 Eylül Üniversitesi'nin yeni akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bunların aklı kendi aklı değil. Bir başka akıl var. O akıl karşımıza çıkamıyor. O akıl arka planda aynı Hacivat Karagöz gibi bunları yönetiyor.

Başbakan Binali Yıldırım, Sabancı Kültür Merkezi'nde yapılan 9 Eylül Üniversitesi'nin 2016- 2017 akademik yılı açılış törenine katıldı. Yıldırım'a İzmir ziyaretinde eşi Semiha Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile milletvekilleri ve parti yöneticileri eşlik etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektönü Prof. Dr. Adnan Kasman tarafından karşılanan Başbakan Binali Yıldırım, saygı duruşu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı korusunun söylediği İstiklal Marşı'nın ardından üniversiteyi tanıtan filmi izledi.

Rektör Prof.Dr. Adnan Kasman, "15 Temmuz'da cumhuriyetimize yapılan darbe girişimi ulusumuzca kahramanca önlendi. Karalık güçleri, korkunç planlarına rağmen ulusumuzun sahip çıkmasıyla geri püskürtülmüştür. Üniversitemize sızmış olanlar temizlendi. Gerekli tedbirlere alındı" dedi.

İKİLİ EĞİTİM 2019 YILINA KADAR BİTECEK

Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitime ayrılan ödeneğin arttığını belirterek, "15 Temmuz'da olduğu gibi, sağına soluna bakmadan 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır' diyen öğrenciler yetiştireceğiz. Meslek liselerine ağırlık vereceğiz. Yüksek öğretimde kalite kurulunu kuracağız. Her beş yılda bir değerlendirme tabi tutulacak üniversitelerimiz. Üniversitelerimizin sadece sayısını değil, kalitesini de arttırmak istiyoruz. Yine ikili eğitimi de önümüzdeki yıl kaldıracağız. Geçen yıldan bu yana 20 bin derslik yaptık. Demek ki istediğimiz zaman yapıyoruz. Bu ikili eğitimi 2019 yılına kadar bitireceğiz" dedi. İsmet Yılmaz, İzmir'de de öğretmen değil derslik ihtiyacının olduğunu ifade etti.

"ADETA BİR ŞEHİR"

Başbakan Binali Yıldırım, sözlerine eğitim yılının hayırlı olması dileğiyle başladı. 9 Eylül'ün İzmir için çok şey ifade ettiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım şöyle dedi:

"9 Eylül İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş günü ama bununla sınırlı değil aynı zamanda Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandırdığı ve bütün dünyaya yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan ettiği gündür. Dolayısıyla bu ulusun ecdadından kalan bu topraklarda yeni bir dönemi başlattığı günün adı, 9 Eylül'dür. Üniversitesi de İzmir'in Ege'nin hatta Türkiye'nin takdirini kazanmış önemli üniversitelerimizden bir tanesidir. Dolayısıyla toplam öğrenci sayısı 80 bini bulan adeta kendi başına bir şehir haline gelmiş önemli üniversitenin öğretim yılı açılışında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir heyecan, mutluluk duyuyorum. Kuruluşu çok eski değil 1982. Ancak 9 Eylül Üniversitesi kısa tarihine rağmen çok büyük mesafe kaydetti. 16 fakültesiyle beraber ülkemizin geleceğine gençlerimize çok güzel hizmetler veren bir üniversitesi haline geldi."

"HALKIN DUYGULARINI SÖMÜRDÜLER"

Son 14 yılda AK Parti hükümetlerinin eğitime büyük yatırım yaptığını, eğitim bütçesini geçen 14 yıl içinde 10 kat arttırdıklarını söyleyen Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin, Milli Savunma Bakanlığı bütçesini geçtiğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, "Bu ne demek? Geleceğe yapılan yatırım tanka, tüfeğe yapılan yatırmadan çok daha iyidir. Taşa toprağa yapılan yatırımdan çok daha önemli. Eğitim olmadan bir şey olmaz. Kavgaların, terörün altında eğitim yetersizliği var. 15 Temmuz'da yaşadığımız FETÖ küresel terör tehdidinin darbe girişiminin arkasında da bu var. İnsanların duygularını, kutsallarını istismar ederek kullanarak, sömürerek insanlığın başına bela olacak bir terör örgüt oluştu" dedi.

FETÖ'nün uzun yıllar içinde kurulduğunu da anlatan Başbakan Binali Yıldırım, "Yıllar sürdü. Birden bire olmadı. Peki nasıl bu hale geldi? Çünkü ortak değerlerimizi kullandılar" dedi.

"ŞAKA MI DİYE SORDUM"

Darbe teşebbüs gecesini de anlatan Başbakan Binali Yıldırım, "O gece olay olduğu zaman İstanbul'daki eve yeni geldim. Bana söylediklerinde 'şaka mı' diye sordum. O arada büyük torunum Sena telaşlı bir şekilde 'dede dede bu askerler bizim değil mi? Niye insanları öldürüyorlar' diye sordu. 11 yaşında, 11 yaşındaki bir çoğunun muhakemesi bu alçak terör örgütünün asker üniformasını giymiş, bu alçaklarda bile yok. Bu vatandaş, millete varını yoğunu vererek ülkemizi dosta düşmana karşı güçlü olsun, tehditlere hazır olsun diye aldığı silahı, uçağı hiç sorunsuzca kaldırıp bu milletin üzerine acımasızca sürerseniz, bu millet gereğini yapar. 15 Temmuz'da da bu milletin kalbindeki düşüncesini, siyasetini, görüşünü bir kenara bıraktı. Ay yıldızlı bayrağını aldı yollara düştü. Memleket söz konusu olunca her şey teferruattır. Türk milleti ne kadar asil olduğunu, bağımsızlığına düşkün olduğunu, büyük Atatürk'ün 'bağımsızlık benim karakterimdir' dediği millet kendisine yakışanı yaptı. Bu alçaklara unutamayacağı bir ders verdi" dedi.

"BİRBİRİMİZ HAKKINDA OLUMLU DÜŞÜNECEĞİZ, SEVECEĞİZ"

Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğunu da ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün değil tarih boyunca bu coğrafya hep hareketli oldu. Her zaman medeniyetlerin, kültürlerin geçiş bölgesi olmuş. Doğudan batıya doğru, ipek yoları, baharat yolları, yıllarca ticareti doğudan batıya doğru gitmiş. Batıda zenginliklere oluşmuş. Sonra zaman değişmiş, o yollardan batıdan doğuya doğru göçler başlamış. Ülkelerin inişleri var, çıkışları var. Her dönemin kendine has özelikle var ama Anadolulu toprakları buluşmanın çatışmanın merkezinde olmaya devam etmiş. Dün de böyleydi, bugün de böyle gelecekte de böyle. Hayatta kalmamız için çok güçlü olmamız lazım. Nasıl olacak? Bir, beraber, iri, diri, birlikte Türkiye olacağız. Asla unutmayın. Farklılıklarımız elbette var. Ama farklı olmayan bir şeyimiz var. Hepimizin gözünden akan damlaların rengi hep aynı. Onun için acılarımız ortak, acılarımızı azaltacağız. Sevinçlerini başarılarımızı çoğaltacağız. Bunun yolu nereden geçiyor empatiden geçiyor. Biribimiz hakkında olumlu düşüneceğiz, seveceğiz. Karşılıksız seveceğiz. Bayrağımız bizi birleştirecek. En büyük değer olacak. Vatanımız en büyük değer olacak. Millet olma şuuru en büyük değer olacak. Atalarımızın, Atatürk ve arkadaşlarının bize bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti devletimiz en büyük birleştirici özelliğimiz olacak."

"KAPALI SAYDAM OLMAYAN ÖRGÜTTEN BAHSEDİYORUM"

Türkiye'yi bölmeye çalışan çevrelerin bulunduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, "Ülkemizi zayıf düşürmeye bölmeye çalışan, başımızı ağrıtan meseleler var. 80 yılından beri bölücü terör var. Onlar derken zamanla silahı eline aldılar, meydana çıktılar. Bu ülkenin enerjisini tüketiyorlar ama FETÖ terör örgütü birikimini yaptı, sinsice kendini gizleyerek 40 yıl çalıştı. Bekledi, bir gün ansızın çıktı. Bize diyorlar ki sevgili gençler 'bunlara önlem niye almadınız' güzel bir soru. Bir terör örgütüne önlem nasıl alınır? Eğer silah çekerse, insan öldürürse, huzursuzluk çıkarırsa, toplumu rahatsız ederse yani adını koyarsanız önlemenizi alınsın. Peki ben soruyorum en üst düzey komutanın yanında taşıdığı 20 yıllık özel kalemi, adeta nefes almasını bile hisseden, karargahında, evde yanında olan ofisinde, teftişte yanında olan adam bir gün 'komutanım buraya kadar, sizi tutukluyoruz' derse ne yaparsınız. Bakın nasıl bir örgütte bahsettiğimi lütfen anlayın. Kapalı, saydam olmayan, ilişkileri net olmayan örgütten bahsediyorum. Amaç uğruna her şeyi mubah sayan bütün kutsal değerleri yerle bir eden örgütten, alçak örgütten bahsediyoruz. Zaman zaman sizinle omuz omuza namaz kılan, başkalarıyla farklı bir kılığa girer. Bunun İslamla, insanlıkla hiçbir şeyle alakası yok. Kimse kusurura bakmasın. Bu örgütün, bölücü terör, ülkemizin başını ağrıtan şer odaklarıyla var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

"HALK CUNTACILARA CONTAYI YAKTIRDI"

Terör örgütlerini bir aklın yönettiğini de söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Bunların aklı kendi aklı değil. Bir başka akıl var. O akıl karşımıza çıkamıyor. O akıl arka planda aynı Hacivat Karagöz gibi bunları yönetiyor. Bölücü FETÖ ile 15 Temmuz'dan önce biraraya geldiler. Bu darbeyi planladılar. Görev bölümü yaptılar. Darbenin başarılı sonuçlanmayacağından zerre kadar düşünceleri yoktu. Kaleyi içeriden fethettiklerini düşündüler. Her şey ellerinde, özel kuvvetler, polis içerisinde hatırı sayılır mensupları var. Yargıda oldukça mesafe almışlar. Bürokraside, iş hayatında sivil toplumda her alanda mühhiş bir yol aldıklarını düşünüyorlardı. Daha ne kaldı. Düdüğü çalalım ve ihtilali yapalım hesap bu. Çıktılar meydana fakat bir şeyi unuttular, halkı unuttular, halkı. Halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Cuntacılara contayı yaktırmıştır. Ve millete bir kez daha ecdadından aldığı bayrağı daha da yükseklere çıkararak dalgalandırmıştır. Onun içi bu aziz milletle her zaman gurur duyacağız. Bir kez daha böyle bir milletin evladı olduğumuz için gururluyuz. Hiç kimse milletimden asla mahcubiyet duymasın Böyle bir millet, dünya tarihinde yok. Tankın önüne yatan, helikopterde gelen kurşuna göğsünü açan, ölümle dalga geçen bayrak için vatana için gözünü kırpmayan 241 kahraman şehidime, vatan savunmasında hayatını veren genç fidanlarımız Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar bu ülkeni tapu senetleridir. Bu topraklarda yaşıyorsak şehitlerimize minnettarlık duymamız lazım" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ ÜÇE KATLADIK"

14 yılda Türkiye'de önemli işlere yaptıklarını, tevazuya gerek olmadoığını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye, bir Türkiye'ydi üç Türkiye oldu. Üçe katlandı. Türkiye'nin bölgesel kalkınmışlık farkını ortadan kaldırdık. Birbirine yaklaştırdık, uçurumu azalttık. Tamamen yok ettik demiyorum. Örnek vereyim. 2002'de bugün doğu, güneydoğu Anadolu'da terörle mücadelenin yapıldığı 23 ilimizin kişi başı geliri 750 dolardı. O zaman Türkiye ortalaması 3 bin 200 dolar. Ne kadar fark var 4 kat. Şimdi ne oldu Türkiye ortalaması hemen hemen üç kat arttı 9 - 10 bin dolar bandına geldi. 23 ilimizde milli geliri 5 bin 700 dolara çıktı Kaç kat artmış. 8 kat Türkiye üç kat artmış, bu bölge 8 kat artmış. İşte bu farkları azaltmamız lazım. Kardeşliğimizi geliştirmenin yolu vatandaşlarımızı nerede yaşarsa yaşasın aynı hizmeti görmesi lazım. Bugün Hakkari içinde de geniş bant internet var, İzmir'de de var. Okullar aynı hastane hizmetleri aynı, ulaşım İzmir'de havalimanı var. Yüsekova'da da var. Önceden yoktu Neye rağmen yaptık? biz onlara havalimanı yaparken 99 kere PKK terör örgütü şantiyeyi bastı, inatla karşı çıktılar. Biz de inatla yapmak için karalılığımızı gösterdik, bittikten sonra karşı çıkan PKK'nın siyasi uzantılar en önce onlar kullandılar. Böyle şey olur mu?" dedi.

BU YIL DAĞA ÇIKAN PKK'LI SAYISINI AÇIKLADI

Hizmetin önünün bilinçli olarak kesildiğini de savunan Başbakan Binali Yıldırım, "Oraya hizmet götürmeye çalışıyoruz onu engelliyorlar. Niye engelliyorlar. Belli millete ulaşmasını engelliyorlar. Dağa adam götüremeyen, yol yok okul yol, doktor yok iş yok fabrika yok bunları kullanarak bölücü faliyetlerine lojistik destek sağlayacak. Bunu elinden alınca da hırçınlaşıyor. Sağa sola saldırıyor. 2014 dağa çıkardıkları genç sayı 4 bin 500'ün üzerinde. Bu sene 10 ay içinde 400 civarında gencimizi götürebildiler. Kandıramıyorlar. Gençlerimiz artık geleceğin dağda değil, geleceğin büyük Türkiye'de olduğunu, gelişmiş büyümüş bir ülkede olduğunu gördüler. Bölücü terörle mücedelimiz, operasylonlar bütün hızıyla devam ediyor. Kırsalda şehirde nerde olursa olsun, bütün bu faaliyetleri sona erinceye kadar karalılıkla sürdürülecek" dedi.

"KURUNUN YANINDA YAŞIN YANMAMASI İÇİN AZAMİ ÖZEN GÖSTERİLİYOR"

FETÖ'ye karşı da aynı kararlılığın gösterileceğini vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, operasyonlara yönelik gelen eleştirilere kızıp "Bir mağdurluk edebiyatı tutturdular gidiyorlar. Peki darbeyi yapanlar mağdur da, darbeden hayatı kaybedenler, geleceği karartılmak istenen millet mağdur değil mi? Bu ne biçim iştir? Öyle bir şey olabilir mi? Asıl mağdur millettir. Milletin psikolojisi bozuldu. Ülkenin bütün değerlerini yerle bir ettiler. Bunların sorumlularına hesap sorulmayacak mı? Şimdi zamanı mı? Bunların avukatlığına soyunan, darbecilere destek vermek, yeni bir darbe arayışına onları sokmak bu ülkene menfatine değil vatanseverlik hiç değil" dedi.

Operasyonları yapanları da uyaran Başbakan Binali Yıldırım, "Kamu kurumlarındaki bu örgütün bütün mensupları bir bir ayıklanacak. aksi halde bu tehdit daha da büyüyerek devam eder. Hiç endiseniz olmasın. Bu noktada dikkatli çalışın, kurunun yanında yaşın yanmaması için azami özen gösteriliyor. Suçluysa gereği yapılacak. Burada şuna dikkat edeceği husumetlerimiz varsa, geçmişte rakip olmuşsan fırsat elime geçti ben de bunları FETÖ sepetine koymak gibi bir şey yaparsanız. Bunun çok büyük bedeni olur, sadece vicdani değil, hukuki sonucu da olur. Arkadaşlar intikam duygusuyla değil, merhabetle duygusuyla değil adaletten şaşmayacaksınız. Bize nasihat vermeye çalışanlar var 'neden OHAL ilan ediyorsun' diye. OHAL'i kendimize yaptık. Vatandaşa değil, vatandaşa her şey olağan bir gece olağanüstü hal yaşadı. Bir gece çıktı. İşi halletti bitti. Bizim bu hasarı tamir etmemiz lazım. Fransa'da terör saldırısından sonra bir yıldır devam ediyor. Bize iler geri laf edenlere orayı görmüyor. Bunların adetidir. Kendilerin görmezler. Avrupa ülkeleri, kendilerini üstün görme gibi hastalıkları var. Kendilerinde hastalıkları görmezden gelirler ama başkarındaki büyütürler arıza yaparlar. Türkiye ne güzel mülteci alıyor, hayatlarını kurtarıyor. Türkiye aferin güzel yapıyor. Gel yükü paylaşın yok. Bunların hiçbirisine ihtiyacımız yok. Ancak neye ihtiyacımız vara ihtiyacımız birliğimizi sağlam tutacağız, eğer kendi içimizde zafiyet düşmezsek bize hiç kimse bir şey yapamaz bunu gördük. 15 Temmuz en yakın şahididir" dedi.

"İZMİR'İNDE GERDANLIĞI OLACAK"

İzmir'e müjde vermek istediğini de söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Gençlerimiz geleceğimiz. Sizleri bilgi toplumuna taşımak için bilgi çağının bütün nimetlerinden faydalanmak için Türkiye fiziki yollarla geliştiriyoruz. Son 15 yılda dünyanın hiçbir yerinde krizlerden dolayı yapılmayan projeleri Türkiye yaptı 6 bin km bölünmüş oyla görevi devraldım. Görevi bırakırken 23 bin 500 km yol vardı. Cumhuriyet tarihinde 6 bin km yol var. AK Parti hükümetinde bununu üzerine 18 bin km. yol koyduk. Tam üç katı şimdi artık Türkiye'de yol altyapısıyla ilgili ciddi sorun kalamadı. Yavaş yavaş şerit sayısını trafiğini yoğun olduğu yerlere İzmir'de hızlı tren çalışmaları Ankara'dan başladı. Konak tüneli açtık 17 ay oldu 15 milyon İzmirli kullanmış. İZBAN'ı yerel yönetimli en iyi Şekilde yaptık. Efendim yerel yönetim CHP'li diye sığ düşüncelere kapılmadık, yatırım yaptık. Sığ düşünce içinde olmadık. Yatırımlar orada kime yazarsa yazsın yeter ki vatandaş bedel ödemesin. İzmirliler için bir müjde vereyim. Körfez geçişi projeleri tüm hızıyla devam ediyor. ÇED süreci proje süreci tamamlandı. 2017'den itibaren yeni bir sürece girmiş olacağız. Sadece İstanbul'un gerdanlığı olmayacak İzmir'inde gerdanlığı olacak" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, açılış konuşmasından sonra 15 Temmuz gecesi Ankara Genelkurmaya Başkanlığı önünde yaralanan gazi İktisat Fakültesi öğrencisi Atilla Yüce ve bölüm birincilerine plaket verdi.

STAT KONUŞULDU

Başbakan Yıldırım, daha sonra İzmir Konak Meydanı'ndaki Başbakanlık Ofisi'ne geçti. Başbakanlık Ofisi ve çevresinde polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Deniz polisi ve sahil güvenlik botu da denizde önlem aldı, atlı polisler deniz kenarında devriye görevi yaptı. Başbakan Yıldırım, binaya girmeden önce, Başbakanlık Ofisi yakınında bekleyen Göztepeli taraftarları selamladı. Yıldırım ardından, 5'inci kattaki toplantı salonunda, Göztepe'ye yapılacak stat ile ilgili tanıtım toplantısına katıldı. Toplantıda, Göztepe Spor Kulübü Başkanı Mehmet Sepil, İzmir Gücü Spor Vakfı (İZVAK) Başkanı Ali Erten, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti İzmir milletvekilleri Nükhet Hotar, Kerem Ali Sürekli, Atilla Kaya, Hamza Dağ, Necip Kalkan, İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Ali Osman Tatlısu da hazır bulundu.

Toplantı öncesinde Göztepe Spor Kulübü'nün tanıtım filminin gösterimi yapıldı. Başkan Sepil, 20 bin kişilik yapılması planlanan Gürsel Aksel Stadı konusunda, "Bugün dünyada yapılan statların önemli bir bölümü şehir içinde. 38 dönümlük alanımız 1949 yılında tahsis edildi. Bizim yapmaya çalıştığımız, 365 gün yaşayan bir yer olarak tasarlamak. Yoksa bu kadar yatırım yapılıp 15 günde bir maç yapılması çok da doğru olmuyor. Sizi Ankara'da ziyaret ettikten sonra mimarımız Bünyamin Derman ile hızlı bir çalışma yürüttük. Kendisi şu an Beşiktaş'ın Vodafon Arena Stadı'nı da yapan arkadaşımız. İnşallah bu yıl sonunda ihalesini yapıp 2018- 1019 sezonuna yetiştirmek istiyoruz. İzmir'de güzel bir stat olacak. Türkiye için de güzel bir örnek olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

"GÜZEL VE DEĞİŞİK BİR KONSEPT"

Başbakan Yıldırım projeyi beğendiğini dile getirip, "Güzel ve değişik bir konsept. Sürekli yaşam merkezi olarak planlanmış, spor alanları, vakit geçirilecek, hediyelik eşya satılabilecek çevreye yük getiren değil çevrenin yükünü alan anlayışla planlanmış. Dolayısıyla şehir içi stat olur mu olmaz mı tartışmasına nokta koyan bir projedir. İzmir'de maalesef bu tip tartışmalar öyle gündemi işgal ediyor ki yapılması gereken işler gecikiyor. Engeller çıkartılıyor. Sonunda kaybeden İzmir oluyor. İzmir'in yatırımları oluyor. Şu projeler şimdiye kadar çoktan bitirilebilirdi. Ancak hukuki süreçlerden dolayı gecikmeler oluyor. Zaman ekonomisi diye bir şey var. Zamanı etkin kullanmak gerekiyor. İnşallah bununla ilgili engel kalmadı. Artık ihaleye çıkılıyor. Bir yandan gecikmesi de belki hayırlı oldu, projeler gözden geçirildi. Bu haliyle güzel bir kimlik kazandıracak Göztepe'ye. Tarihi başarılara imza atmış İzmir'in takımı Göztepe'nin de bir ihtiyacını gidermiş olacağız. Gürsel Aksel'in de hatırası yaşatılacaktır. Başından beri milletvekillerimizle bu statların İzmir'e kazandırılması için mücadele ediyoruz. İşin kendisine bakmıyoruz işi yapana bakıyoruz sonra da işlerde sorun çıkıyor. İzmir'i, gelecek yolculuğuna devam eden marka bir şehir yapmak istiyoruz. Bu noktada da hiç ama hiç siyasi görüş, parti farkı gözetmiyoruz. Neticede hizmeti insana yapıyoruz. İnsana dönüşmeyen hizmetin ne anlamı var? Karşıyaka'da da yanlış bilgilendirme oldu sanırım, siz bırakın bu davaları da engelleri aşalım" dedi.

Başbakan Yıldırım açıklamanın ardından, salondakilerle basına kapalı görüşme yaptı. Yıldırım daha sonra cuma namazını kılmak üzere Narlıdere'deki Kutlu Yalvaç Camisi'ne gitti.

"ÇİFTÇİNİN KULLANDIĞI MAZOTUN YARISI KENDİSİNDEN YARISI BİZDEN BOL BOL EKİN"

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, İzmir merkezindeki programlarını tamamladıktan sonra helikopterle Ödemiş'e geçti. Başbakan Binali Yıldırım, polisin geniş güvenlik önlemleri altında, Ödemiş Belediyesi Kültür Merkezi'ne geçti. Bu sırada polis helikopteri de, başbakanın konvoyuna havadan eşlik etti. Başbakan Binali Yıldırım, Dünya Kadın Çiftçiler Günü, 2'nci Girişimci Kadın Çiftçiler ödül törenine katıldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in de hazır bulunduğu törende, Başbakan Binali Yıldırım, Milli Tarım Projesi'ni, tanıttı.

Ödül töreninde ilk konuşmayı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik yaptı. Salonun önemli bir bölümünü dolduran kadın çiftçilerin günlerini kutlayan Faruk Çelik, "Bugün önemli bir lasmanımız var. Ödemiş tarım için önemli bir yerimiz. Sebzede tarla bitkilerinde, süs bitkilerinde, havansal ürünlerde önemli bir bölgemiz. Sayın Başbakan göreve geldiği zaman bakanlarla görüştüğü ilk toplantıda beni çağırdı verdiği talimat şu oldu. 'Tarım kalkınmadan ülkenin kalkınması mümkün değil ve üzerimize büyük sorumluluk var' dedi. Talimat verdi. Gece demeden gündüz demeden çalıştık" dedi.

ÖDEMİŞ TARIMIN BAŞKENTİ

Toplantıda daha sonra kürsüye gelen Başbakan Binali Yıldırım, müjdelerini peş peşe sıraladı. Ödemiş'i 'tarımın başkenti' olarak kabul ettiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, “Önemli bir projeyi de burada ilk kez açıklıyoruz. Anadolu'nun eli toprak kokan Türkiye'nin bereketine bereket katan kadınlarımız ödüllerini alacaklar" dedi. İzmir'in tarımda önemli bir kent olduğunu da vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, “İzmir ilimiz büyük bir gücümüz. İzmir 4 milyonun üzerinde bitkisel üretim değeriyle beşinci sırada. 1 milyon üzerindeki hayvansal üretim, 3.5 milyar üzerinde canlı hayvan varlığıyla Türkiye'de üçüncü ili. Ayrıca İzmir gıda tarım üzerlerinde yurt dışına açılan bir ihracat kapımız. Tarım ürünleri ihracatının tüm Türkiye'deki oranın yüzde 13'den fazlasını tek başına gerçekleştiriyor. Süt üretimiyle Türkiye'de bir numarada. 2015 yılında 77 milyon TL süt desteklemesi Ödemiş'te gerçekleşti. Şehirlerimizi süsleyen bitkilerin merkezi de Bayındır, Ödemiş. Bütün süs bitkilerinin üçte birinden fazlası İzmir'den gidiyor. Geçen yılı, en fazla tarımı projesini İzmir de gerçekleşti. Bizlerde destekleri arttırmaya devam ediyoruz" dedi.

GIDA TEHLİKESİ YAŞANACAK

Gelecekte gıda ihtiyacının artacağını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya siyasetinde ilk sırada yer alan konuların yerini yarın gıda gibi su gibi hayati durumlar alacak. İnsanlarını geleceğini tehdit ediyor. 2040 yıllarında nüfusun 10 milyara çıkması bekleniyor. Buna karşılık yılda 12 milyon hektar tarım arazisi yok olup gidiyor. Bilinçsizce, şuursuzca yapılan yapılardan dolayı 34 ülke gıda sıkıntısı çekiyor, 80 ülkede su sıkıntısı çekiyor. Bunlara öncelikle hamd edip şükredeceğiz, bu sıkıntıların hiçbirisi bizde yok. Elimizdekilerin kıymetini bileceğiz ardından yarınımızı şimdiden hesap edip hareket edeceğiz. Alın teriyle sulanmayan hiçbiri toprak bereketini sofraya taşınmaz. 14 yılda 90 katrilyon tarıma destek verdik. Kentleşme son sürat devama ediyor. 20 Milyon vatandaşımız kırsalda tarımla uğraşıyor. Yani her 5 kişiden birisi tarımda ekiyor biçiyor. Hedef 2023 ne hedefliyoruz 150 milyar dolar tarımda yıllık gelir. 40 milyar dolar ihracat. Bu hedeflere ulaşmak için işte tarımının stratejik sektör kabul ettikti. Yeni uygulamaları başlatmaya karar verdik" dedi.

"HERKES KAFASINA GÖRE DEĞİL HAVZASINA GÖRE EKİM YAPSIN"
Yeni tarım politikası ile teşviklerini de anlatan Başbakan Binali Yıldırım, “Havza bazlı üretime destek veriyoruz. Şimdiye kadar destek veriliyordu ama şimdi destek daha bilinçli hale geldi. Türkiye'deki bütün ilçeler iller tarım yapılan her yer tek tek masaya yatırıldı. 941havza ortaya çıktı. Bu 941 havzada hangi ürünlere yetişir, pamuk nerede yetişir, zeytin arpa yulaf yonca yem bitkileri nerede yetişir hangi ürün su ister. Bunları belirleyince iş kolaylaşıyor. Buğday her yerde destekleniyor. Yurdunu hangi köşesinde ekerseniz ekin desteği alacaksınız. Yem bitkileri her yerde. Fakat her ürünü her yerde değil bilimsel olarak tespit edilen havzalara yönlendireceğiz. Örnek Adana Ceyhan'da kuru fasulye, nohut gibi 14 ürün destekleniyor. Yeni sistemde mısır, buğday gibi temel ürünlerden 7 tane ürün desteklenecek. İsteyen yine istediği ürünü ekecek ama o zaman istediği desteği alamayacak. Toprak Mahsulleri Ofisi etkin şekilde kullanılacak. İstiyoruz ki herkes kafasına göre değil havzasına göre ekim yapsın. Yeni dönem kafama göre değil havzama göre, Hem çiftçi zamansını hem memleket kazansın. Bu ne kazandıracak. Türkiye artık üretimde akıllı tarıma planlamaya geçiyor. Patatesin merkezi aynı zamanda patates burada vazgeçilmez ürün. Başka il patates iyi para ediyor diye onarda ekiyor. Herkes patates ekince çöküyor. Çok basit şey. Önemli olana bu böyle inip çıkmalardan para kazanmak değil istikrarlı alın terinin karşılığına alacaksın.

DESTEKLEME YILDA İKİ KEZ VERİLECEK

Tarımdaki destekleme sistemeni de değiştirdiklerini ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, “Destekleme başvuruları basitleştiriliyor. 6 kat desteği arttırmışız. 12 aya desteklere yayılmış bir işe yaramıyor. Yaraya merhem olmuyor. O zaman ne yapalım dedik. İnsanların aldığı destek anlamlı hale gelsin yılda iki defa vereceğiz desteği. Ekim zamanı ve hasat zamanı. İlk destek Nisan, Mayıs'ta olacak. İkinci destek Eylül Ekim'de olacak. Hiç olmazsa aldığınız paranın hayrını görelim" dedi.

MAZOT MÜJDESİ

Başbakan Binali Yıldırım'ın anlattıklarından en çok alkışı mazota yapılan teşvik aldı. Binalı Yıldırım'ın mazot teşviğini, “Gübre en fazla tarımda maliyeti arttıran unsur ikincisi ne mazot. Gübre'de yüzde 23 indirim sağlandı. Mazotta şimdi bir karar verdik. Çiftçinin kullandığı mazotun yarısı kendisinden yarısı bizden bol bol ekin. Allah bin bereket versin. Hayırlı uğurlu olsun. Yüz liralık mazot mu koydun motorunun deposuna 50 lirasını vereceksin. 50 lirasını da Faruk Efendi'den alacaksın. Fena biri iş değil mi? Türkiye sevdalısı çiftçilere sesleniyorum, basmadık yer, ekmedik toprak kalmasın. Önümüzdeki yıl bol bol ekin. Endişe etmeyinö sözleriyle anlattı.

HAYVANCILIK TEŞVİKLERİNİ DE ANLATTI

Hayvancılığa yönelik teşviklerini de sıralayan Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü, “Bitkisele üretimde olduğu gibi hayvancılıkta ihtiyaçları karşılayacak şekilde yeni bir yöntem geliştirdik. Modern yerli üretimi destekleme modeli. Kendi havan varlığımızı arttırma. Sürekli eti ucuzlatacağım diye bu kadar zengin toprakları olana ülkenin sürekli ithalat yapması akıllı bir iş değil. 25 ilimizde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturulacak. Meralar teröristlerini yayıldığı yerlere onlara yayılıyor şimdi onlara gidecek mal davar yayılacak. Meralarda hayvancılık yapmak isteyenler, ıslah şartıyla cüzri kiralara verilecek. Toprak kullanılmıyor dura dura verimliliği kayboluyor. Tarım alanları başka amaçlarla kullanılmaya başlanıyor. Bina ve fabrika yapılıyor. Tarım yapılacak yene bina yapmak ihanettir. 4 ayını doldurmuş tüm aşıları yapılmış buzağı 750 TL para vereceksiniz. Yine bu bölgede ahır ve ağıl yapacaksınız. Yarı parasını da devlet verecek. Düve alımında yüzde 30 parasını yine devlet verecek. 22 ilde damızlık üretim merkezleri kurulacak. 8 ilde 250 baş kapasiteli damızlık manda üretim merkezleri kurulacak. Bunlara yüzde 50 hibe destek verilecek. Rahatlıkla kredi kullanabileceklerö dedi. Başbakan Binali Yıldırım, Süt üreticileri içinde, “Sütteki fiyat, ulusal fiyatın altına çiğ süt indiği zaman hemen müdahale edeceğiz. Et ve Süt Kurumu piyasaya girecek fazlalığı alıp süt tozu yapılacak. Süt kayıp sistemi kuruluyor. 400 bini bay buzağı ölümü gerçekleşiyor. Büyük bir kayıp buda nedene oluyor hayvan hastalıklarını mücadelesinde gerekli başarıyı sağlayamadık. Neden hastalıklar ari bölge vara. Trakya hastalıkta ari bölge bunları yaygınlaştıracağız" dedi.

TARIM ARAZİLERİNİ KURTARACAĞIZ

184 ovayı SİT ilan ettiklerini ve buralara tarım dışında bir çivinin dahi çakılmayacağını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, “184 vadiyi kurtarmış olacağız. 7 milyon hektar araziyi 2023'e kadar toplulaştıracağız küçük arazileri birleştireceğiz. Toprak kadar tohumda önemli. Yerli tohum üretimini 900 bin tona kadar çıkardık. Huhubat tohumunda kendi kendimize yetiyoruz. Eskiden böyle değildi. Şimdi tarım işletmeleri var. Fabrika gibi. Bunların yanında küçük çiftçilerimizi bireysel hayvancılık yapanları da yaşatacağız. Uygulayacağımız yöntem bu. Araştırma ve geliştirmeye önem vereceğizö dedi. Başbakan Binali Yıldırım konuymasının sonunda ise, “Milli tarım stratejisiyle amaç topraklarımızı düzgün kullanmak uygun yerde uygun ürünü yetiştirmek. Emekleri zayi etmemek. Birinci kazancımız bu. İkinci kazancımız yerli hayvan değerlerimizi varlığımı arttıracak tedbirleri almak. Sürekli ithal etmekten kurtulmak. Üçüncü ektiğimizin biçtiğimizin karşılığını görmek. Değerini buldurmak onun içinde maliyetleri azaltacağız. Maliyetleri azatlamak içini gübreye ve mazotu ciddi anlamda destekleyeceğiz. Tarımsal varlığımızı 2023 yılına kadar 150 milyar dolar seviyesine çıkaracağız cari açık mevzusu da hallolacak. Yani Nihat beye de çalışıyoruz burada. Bunlarda kafa karışıklığı olmasın. Bunlar 2017 yılı için geçerli olacak. Teşviklee öyle yapılıyor biliyorsunuzö dedi. Tören sonrasında Başbakan Binali Yıldırım, Girişimci Kadın Çiftçilere ödüllerini verdi.

DHA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.