Bal mı pamuk mu?

Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O, keyfinize kafidir. (Risale-i Nur’dan)

Aramızda –sıkça-kullandığımız bir cümledir bu: “Yasaklar çiğnenmek içindir.” Niye vardır bu söz, niçin toplumda böylesine yer edinmiştir tartışmak gerekir.Yasakların cazibesi, üzerinde herhangi bir tartışmaya yer vermeyecek kadar aşikardır. Yasaklar,günahlar,haramlar… Üzerlerinde en karanlık anlarda bile birer meşale bulundurmayı ihmal etmez bunlar.Bu ışığı fark etmek ise yasakları çiğnemek isteyenler için bir eğlence. Çocuk oyuncağı…
Yasaklar bu derece cazibeli iken  bu sözü nefsimize nasıl kabul ettireceğiz peki? Madem helal olan daire bu derece geniş niye bu kadar çok haram dairesi dolu. Bir sonun olacağını bilmek ve  buna inanmak arasında çok fark var. Akıl sahibi olan bütün insanların bu sondan mutlak suretle haberdar olduklarını düşünmek yanlış olmayacaktır. Zira ölen yakınlarımızdan, tanıdıklarımızdan henüz geri gelen olmadı. Ve biz orada neler olduğuna dair hiç kimseden istihbarat  almadık (!)

Kurulan bu muazzam sofra bir gün mutlaka kalkacak ortadan. Elimizin altında olan bu nimetler bir anda kaybolacak. Öyle ise neden haram olan şeylerin etrafı hala izdiham, neden tenezzül ediliyor harama? Bütün bunları bilmek ve buna hakiki bir imanla inanmak… Zor; ancak iman ettiklerini söyleyenler bile haram dairesinde olabiliyor. İsteyerek mi yanaşıyor bu daireye?
Aslında tam da burada yöneltilmesi gereken başka sorular da var: Helal dairede kalmak için yeterince hakkımız var mı? Bu fırsat bize yeterince veriliyor mu? Bize faydalı olacağına inandığımız her şeyi harama girmeden yapabiliyor muyuz? 
Esas ilim elbette O’nu bilmektir, esas okuma elbette kainatı okumaktır; ancak fen ilimleri O’nu, kainatı, kainatta var olan her mahluk üzerinde mevcut bulunan esmasını görmek, anlamak için birer basamaktır. Öyle ise bu basamağı kullanarak O’na daha yaklaşmak, okumak istiyoruz, istediğimiz, merak ettiğimiz ya da istidadımızın olduğunu düşündüğümüz  bir alanın yüksek tahsilini görmek, ayrıntılarını bilmek… Peki ama biz helal dairesinin geniş olduğu yerde neden bu basamağı  harama girmeden çıkamıyoruz?!

Mecbur değiliz aslında başımızı açarak haram dairesine girmeye. Bunu isteyerek yapıyoruz, kimse zorla açtırmıyor örtümüzü (!) Evimizde de oturabiliriz pekala (!) Paylaşmayalım bilgilerimizi, bildiklerimiz sadece bize kalsın; bilen kurtulsun, bir şeyleri duymaya ihtiyacı olanlar da kendi başlarının çaresine baksın (!) Bu düşünceler içindeyken aynı zamanda, geceleri namaz kılmaktan ayakları şişen insanların ve zinayı aşikar yapanların beraber yaşadığı kavimlerin helak edildiği tarihlerin de bulunduğu fazlalık (!) olarak bulunsun aklımıza.

Helal olan her şey gerçekten çok tatlı geliyor insana. Haram her geçen gün parçalıyor kalplerimizi. Birden fazla kişiyle beraber olma lüksüne (!) sahip olan insanlar elbette evliliği akıllarına hiç getirmiyorlar. Sonrasında bin bir türlü rezillik peşini bırakmıyor insanın. Çocuklar büyüyor haram temelinde. Akla hayale gelmeyecek kavgalar çıkıyor insanlar arasında. Peki ama bu haram dairesini bu denli genişletme hakkı kimden alınıyor! Evlenmek bu daireyi helal kılıyor. İş artık Allah (cc) huzurunda verilmiş söze dönüyor. O’nu tanıyan, hakkıyla bilen çiftler birbirlerini O’nun rızası için seviyorlar ve bu meşru daire, temelinde büyük günahların olmadığı salih çocuklar yetiştirmeye vesile oluyor. Ne dersiniz yeterince tatlı değil mi?

Belki cazibesiyle çekiyor haramlar. Yenilen bir şeyse eğer ağzımıza aldığımızda balı hatırlatıyor; ancak mideyi helak ediyor, fark edemiyoruz. Tuttuğumuz bir şeyse eğer pamuk dedirtiyor adına; ancak diken gibi batıyor sonrasında hem elimize hem yüreğimize. Nefis elbette zahire aldanacak bal diyecek pamuk diyecek. İyilik hesabına çalışmayacak elbet nefs-i emaremiz!
Sahneye zahiri ve batını birbirinden ayıran akıllar, kalpler çıkmalı. Almalı elinden kötülüğün bayrağı. Haramı helali bilmeli. Helal dairesini daraltıp haram dairesini genişletmeye çalışanlara nefer olmalı, izin vermemeli. Haram işlerin mutlu başlıyor olduğunu görse de hüsranla biteceğinden; daraltılmaya çalışılmadıkça helal dairesinin ona her daim yeteceğinden keyif içinde, rahat bir hayat yaşayacağından emin olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum