İbrahim KİRAS

İbrahim KİRAS

Ayağına diken batsa dinî bir meseledir

Açıkça telaffuz edilmese de, “Müslümanlar geri kalmadı, batı ileri gitti” önermesine itiraz edenlerin demek istedikleri şu: Başımıza gelenler Müslümanlığımız yüzünden değil mi?

Ben diyorum ki Müslümanlara ait kurumların belirli bir tarihsel dönemden itibaren batılı kurumlar karşısında üstünlüklerini kaybetmiş olmaları bir defa dinin kendisiyle ilgili bir hadise değildir, ikincisi İslam toplumlarının zaaflarından ziyade batıda yaşanan çok istisnai bir gelişmenin neticesidir.

Dinin kendisiyle ilgili değil. Çünkü: Bir dinin mensuplarının sözgelimi güçlü ordular kurmaları, müreffeh şehirler inşa etmeleri, üstün sanat eserleri üretmeleri, bilimsel ve teknolojik buluşlara imza atmaları... mensup oldukları dinle çok fazla ilişkili olmayabilen birtakım sosyokültürel gelişme süreçlerinin ürünüdür.

İslam toplumlarının zaafından söz etmek de durumu açıklamaya yetmiyor. Çünkü çok istisnai bir durum var karşımızda. Bildiğiniz gibi, tarihin belirli bir anında Avrupa coğrafyasının belirli bir bölgesinde adına kapitalizm dediğimiz ve o güne kadarki dünyanın tanımadığı yeni bir ekonomik düzen ortaya çıktı. Bir de adına burjuva denilen yeni bir insan modeli.

Avrupa’nın istisnailiği tarihteki bu istisnai hadisenin sonucudur. Avrupa’nın bugün temsil ettiği olumlu veya olumsuz bütün değerleri üreten de tarihteki bu kırılma anıdır. Sanayileşme, bilimsel ilerleme, teknolojik gelişme gibi olumlu saydığımız değerleri de emperyalizm, ırkçılık, nihilizm gibi olumsuz değerleri de üreten aynı istisnailiktir.

Tarihsel süreci çok boyutlu olarak okuyamadığımızda, bazen farkına varmadan işin içine kendi saplantılarımızı da sokarak bir açıklama bulmaya çalışıyoruz. Sözgelimi “başımıza gelenler Müslümanlığımız yüzünden” diyoruz. Veya “İslamın özünden uzaklaşmamız yüzünden.”
Mesela “matbaanın geç gelmesi” meselesine bakalım. (Bu meseleyi yıllar önce uzun uzadıya yazdığım için örneği yine oradan vermek kolayıma geliyor!) Diyorlar ki din adamları günah diye engellediği için matbaa bize Avrupa’dan iki asır sonra geldi. Bu yüzden de geri kaldık.

Bunu söyleyenler Osmanlı toplumunun matbaaya ihtiyaç duymamış olabileceğini düşünmüyorlar. Avrupa’da ihtiyaç vardı. Çünkü orada kapitalist ekonominin şekillendirdiği bir toplumsal hayat ortaya çıkmıştı.

Kapitalizmin gelişiminin matbaanın veya kitap yayıncılığının gelişmesine etkisi iki ayrı boyutta gerçekleşti. Birincisi kitap okurunu, ikincisi kitap ticaretini ortaya çıkararak.

Kitap ne zaman ticari bir meta oldu? Çok sayıda çoğaltılıp yayıncı, basımcı ve dağıtıcı/satıcı arasında bölüşülen bir kazanç sağlamaya başlayınca.

Peki, daha önceleri az sayıda okunan kitaplar nasıl çok okunmaya, çok sayıda okura ulaşmaya başladı? Bazılarının zannettikleri gibi, matbaanın gelişmesi sayesinde değil. Daha doğrusu burada bir tavuk-yumurta diyalektiği var: Evet, kitaplar matbaanın gelişmesi sayesinde yüksek miktarda çoğaltılarak çok sayıda okura ulaşma imkânı elde etti, ama bir okur potansiyeli mevcut olmasaydı, matbaanın gelişmesine ihtiyaç duyulmazdı herhalde.

Avrupa’da burjuva sınıfının oluşumuyla birlikte, eğitimi ve boş vakti olduğundan matbu kitabı “tüketen” bir okur kitlesi ortaya çıkmış oldu. Matbaanın ürettiğini tüketme potansiyeli olan okur kitlesi ortaya çıkınca kitabı matbaada çoğaltmak elle çoğaltmaktan daha ekonomik hale geldi. Oysa Türkiye’de benzer şartların oluşması için epeyce bir vakit geçmesi, Osmanlı toplumunun kapitalizmle tanışması, daha doğrusu batılı kapitalist ekonomi sisteminin etkisine girmesi gerekti.
Batı toplumlarıyla aramızdaki farkı da burada aramak lazım. Matbaayı geç alan sadece Müslümanlar değildi. Toplumsal-ekonomik yapıları itibarıyla bu teknolojiye daha önce ihtiyaç duymayan başka toplumlar da bizim gibi ancak kapitalist üretim sistemine uyarlandıktan sonra baskı makinesi kullanmaya başladılar.  Bu teknolojiyi Gutenberg’den kaç asır önce keşfeden Çinliler mesela!

Demek ki mesele başka.

Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.