Fransa'nın başkenti Paris'te haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo'nun ofisine düzenlenen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı başta Avrupa genelindeki camilerde kılınan cuma namazında kınandı.

Almanya'nın başkenti Berlin'de Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Şehitlik Camisi'ndeki cuma namazında hem Almanca hem de Türkçe okunan hutbede saldırı şiddetle kınandı.

Konusu ''Hidayet kaynağı olarak Kuran'ı Kerim'' olan hutbenin sonunda, ''DİTİB olarak bu menfur saldırıyı nefret ve şiddetle kınıyoruz. İkisi polis olmak üzere 12 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını bütün insanlığa yapılmış saldırı olarak değerlendiriyor ve asla kabul edilemez buluyoruz. Fransa halkının ve saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarının acısının paylaşıyoruz'' denildi.

İslam Kültür Merkezleri Birliği'ne bağlı Mabed Camisi'nde okunan hutbede de İslam'da insanın başka bir insana zulmetmesinin yasak olduğunu ifade edilerek saldırı kınandı. Almanca ve Türkçe okunan hutbede saldırı hakkında ''Paris'teki saldırıları şiddetle kınıyor, hayatını kaybedenlerin yakınlarının acısını paylaşıyoruz. Terörün hiçbir dinde yeri yoktur. İslami değerlerle kesinlikle bağdaştırılamaz'' ifadesi yer aldı.

Almanya'da 304 camisi bulunan İslam Toplumu Milli Görüş teşkilatı da daha önce yayımladığı açıklamada, saldırıları kınamıştı. Tüm Milli Görüş camilerinde saldırıya ilişkin tepkinin vatandaşlara duyurulduğu kaydedildi.

Hollanda'da saldırı kınandı 

Paris’teki saldırı yaklaşık 1 milyon Müslümanın yaşadığı Hollanda’daki camilerde de kınandı. 

Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı camilerde okunan vaazda, İslam’ın barış dini olduğuna dikkat çekildi ve "kime karşı kim tarafından yapılmış olursa olsun bu tür hadiselerin tasvip edilmesinin mümkün olamayacağı" belirtildi.

Bu tür terör saldırılarının tüm insanlığa yapılmış olarak değerlendirildiği ifade edilen vaazda, saldırının Müslümanlara ve İslam dinine mal edilemeyeceği vurgulandı.

Hollanda’da bulunan Türk toplumuna ait farklı sivil toplumu kuruluşlarının temsilcileri de yayımladıkları mesajlarda saldırıyı kınadı.

Avusturya'da ATİB camilerinde saldırı kınandı

Yaklaşık 600 bin Müslümanın yaşadığı Avusturya’daki camilerde de cuma namazında Paris’te meydana gelen silahlı saldırı kınandı.

Avusturya Türk İslam Birliği’ne (ATİB) bağlı camilerde okunan hutbede, hangi kaynaktan gelirse gelsin terörün bir insanlık suçu olduğu ve hedefi barış olan dinlerle bağdaştırılmasının kabul edilemeyeceği vurgulandı.

Terörün toplumu bölmeye ve bir arada yaşamayı dinamitlemeye yönelik eylemler olduğuna işaret edilen hutbelerde, aynı zamanda terörün İslam düşmanı önyargıları artırdığı belirtildi.

Hutbelerde, provokasyonlara gelinmemesi konusunda vatandaşlar uyarılırken, şiddete ve nefrete karşı ortak tavır sergilenmesi istendi.

Almanya'da ortak manifesto

Öte yandan, Almanya Katolik Merkezi Komitesi'nden Alois Glück, Almanya'daki Müslümanlar Merkez Konseyi'nden Aiman Mazyek, Almanya Yahudileri Merkez Konseyi eski genel sekreteri Stefan Kramer, Münih ve Yukarı Bavyera Yahudi Toplumu Başkanı Charlotte Knobloch ve eski Berlin Piskoposu Wolfgang Huber, Bild gazetesinde saldırıyla ilgili ortak bir manifesto yayımladı.

Manifestoda, hiç kimsenin tanrı adına öldürülemeyeceği ifade edilerek, Almanya'daki milyonlarca Hristiyan, Müslüman ve Museviler adına Paris'teki terör saldırısı kınandı, hayatını kaybedenlerin acısının paylaşıldığı bildirildi.

Manifestoda, ayrıca Kuran'ı Kerim, İncil ve Tevrat'ın nefretin aksine sevgi kitapları olduğu vurgulandı.

"Toplumu bölmek için malzeme olarak kullanmaya çalışıyorlar"

Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da, başkent Berlin’de Türk Şehitlik Cami'sini ziyaret ederek Dernek Başkanı Ender Çetin’den İslamiyet ve cami hakkında bilgi aldı.

Ziyarette Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Berlin Eyaleti Başkan Yardımcısı Süleyman Küçük ve Çetin ile güncel konular hakkında sohbet eden Maas, gazetecilere yaptığı açıklamada, dernek temsilcilerinin Almanya’daki tartışmalardan ve pazartesi günleri Dresden’de insanların sokağa çıkmalarından dolayı endişeli olduğunu söyledi.

Fransa'da haftalık karikatür dergisi Charlie Hebdo'ya düzenlenen saldırıyı değerlendiren Maas, "Paris’te gerçekleşenleri, bu toplumu bölmek için malzeme olarak kullanmaya çalışıyorlar. Buna izin vermememiz lazım. Camide yapılan sosyal çalışmalar buna katkı sağlıyor" şeklinde konuştu.

Bu olaylardan dolayı yaşam tarzının ve özgürlüğün sarsılmaması gerektiğini belirten Maas, ‘’Bunu yaparsak teröristlerin istediğini yaparız. Yaşam tarzımızı değiştirirsek, onların önünde diz çökeriz’’ dedi.

"Göçmenlerin az olduğu yerlerde insanlar sokağa çıkıyor"

Dresden'de pazartesi günleri Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) tarafından düzenlenen gösterilere dikkati çeken Maas, göçmenlerin çok az yaşadığı yerlerde çok sayıda insanın sokağa çıktığını ancak göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Berlin ve Köln gibi şehirlerde böyle gösterilerin yapılmadığına dikkati çekti.

 "Bu, korku ve endişeleri azaltmak için birbirimizi tanımak ve birbirimizle daha fazla konuşmamız gerektiğinin bir işareti" diyen Maas, kendisinin de konuşmak için buraya geldiğini kaydetti.

İslam karşıtı yürüyüşler sırasında Köln’deki Dom Kilisesi’nin ışıklarını söndürmesinin güzel bir sinyal olduğunu belirten Maas, Paris’te meydana gelen olayların İslam dinine ihanet ve İslamiyet’e bir saldırı olduğunu vurguladı.

"Saldırılardan endişe duyuyoruz"

Cami derneği başkanı Çetin de, federal düzeydeki bir bakanın kendilerini ziyaret etmesinden onur duyduklarını belirterek, ‘’Almanya’daki dayanışma, birlik ve beraberlik önemli. Biz de bunu vurgulamak istiyoruz. Bu çok önemli’’ dedi.

DİTİB Berlin Eyaleti Başkan Yardımcısı Küçük ise, son günlerde Müslüman ve İslam karşıtlığının arttığına işaret ederek, ‘’Bakan Maas’ın bizi ziyaret etmesi ve bir duruş sergilemesi bize destek anlamındadır. Teşekkür ediyoruz’’ şeklinde konuştu.

Özellikle 2014 yılında kundaklanan ve saldırı yapılan camilerin sayısının arttığına dikkati çeken Küçük, bundan dolayı endişeli olduklarını ifade etti.

Küçük, Müslümanların bu toplumun bir parçası olduğunu, camiye gelen gençlerin de kendilerini öyle gördüğünü belirterek,  bunu Alman toplumuna da anlatmaya çalıştıklarını kaydetti.