Mescid-i Aksa'da namazın şifresi

BU yılın haziran ayı içinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Yakında Kudüs başkent olur ve hepimiz gidip Mescid-i Aksa'da namaz kılarız" demişti ve kimse bunun neden söylendiğini tam anlamamıştı.

"Mescid-i Aksa'da namaz"ın şifresi bugünlerde çözülmeye başlandı.
Bunun ilk bakışta sanıldığı gibi çok da uçuk bir düşünce ve bir arzudan ibaret olmadığı ve bölgemizdeki dinamiklerin o yöne doğru gittiği ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin dış politikada yepyeni bir dinamizm içinde olduğu ve dünyada kendisine yeni bir konum tanımladığını uzun zamandır anlatıp olan biteni açıklamaya çalışıyorduk.

'BEN DEMEMİŞ MİYDİM' DEMEYECEKTİM AMA...

Türkiye'de nedense bir âdet var: Bir tespit kendi insanımız tarafından yapılırsa buna fazla ilgi gösterilmiyor, konu tartışılmıyor, ama aynı konu yabancı bir gazetede, yabancı bir yazar tarafından yazıldığında alıntılar yapılıyor, tartışılıyor. Bu durum maalesef azgelişmişliğin bir göstergesi ve Türkiye'nin bugünkü seviyesine yakışmıyor ama hâlâ sürdürüldüğünü görüyoruz bu alışkanlığın.

Son örnek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Washington Post Gazetesi'ne verdiği demeç nedeniyle yaşandı. Demecinde Türkiye'nin dış politikasındaki "yeni Osmanlı" duyarlılığına değinen Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun eski hâkimiyet alanlarındaki ülkelerde çok daha etkin olacağını ve bir tür Osmanlı milletler cemiyeti düzenlemesine gideceğini anlatmış. Bu, İngiliz imparatorluğunun, imparatorluk sona erdikten sonra eski etkinlik alanlarında yaptığı milletler birliği uygulamasına benzeyecekmiş.

TİKA-MİT BAĞLANTISI

Bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaktır; ben çok uzun zamandır bu konuyu anlatmaya çalışıyordum. En son 19 Ağustos 2010 tarihinde "MİT Başkanı Neden İsrail'in Hedefinde" başlıklı bir yazı yazmış ve TİKA adlı kuruluşun, Osmanlı'nın eski hâkimiyet alanlarında yoğun bir faaliyet içinde olduğunu ve bir milletler birliğinin temellerini attığını anlatmıştım. MİT Başkanı, eski bir TİKA Başkanı'ydı ve MİT'in de TİKA'nın izinden gitmesi ve aynı adımları atmasının başta Amerika ve İsrail'in dikkatini çektiğini, bunun da Türkiye'nin dünyada artan gücünün bir göstergesi olduğunu anlatmıştım.

Neyse, geç tartışılsın ama yeter ki konu anlaşılsın. O yazmış, ben daha önce yazmışım, derdim bu değil. Yeter ki dünyanın ne yöne gittiğini biz de Amerikalı'dan, İsralli'den önce anlayalım. Onlar gidişatı anlamış durumdalar, Türkiye'nin yeni gücüne yönelik pozisyonlar alıyorlar, dünya sistemi yeniden tanımlanıyor ve bu yeni dünya sistemi içinde Türkiye, merkez ülke konumunda olacak.

YENİ PAX-OTTOMANA

Amerika ve İsrail, Türkiye olmadan Osmanlı'nın eski hâkimiyet alanlarında kalıcı barışın sağlanamayacağını kesinlikle görmüş durumda ve özellikle Ortadoğu'da Türkiye'nin yeni bir "Pax-Ottomana" gerçekleştireceğine güveniyorlar. İsrail, bölgesinde barışa ulaşmadığı takdirde huzura hiçbir zaman erişemeyeceğini görüyor; Amerika da sadece güce dayalı politikalarda sona gelindiğinin farkında.

Yeni dengeleri Türkiye sağlayacak. Bunun hayal olduğunu düşünenler, maalesef büyük düşünmekten yoksunlar. Dış politikasında büyük düşünmeye başlayan Türkiye'ye, aydınları ayak uyduramıyor maalesef.

Tekrarlayayım da kafalarda yer etsin: Yeni dünya düzeninde Türkiye, merkez ülke konumunda olacak. Özellikle Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Afganistan'da huzur Türkiye'nin oluşturmaya başladığı "Pax-Ottomana" ile sağlanacak. Bunun altyapısı yıllardır TİKA çalışmalarıyla atılıyor. Orada bir devlet politikası oluşturulduğunu yazdığımda herkes sessiz kalmıştı, umarım insanlar artık uyanmaya başlar.

KUDÜS'Ü, TÜRKLER ÖZGÜR KILABİLİR

Dışişleri Bakanı, benim ağustos yazımdan iki ay önce haziran ayında durup dururken Kudüs açıklamasını yapmış, "Kudüs yakında başkent olur ve hepimiz Mescid-i Aksa'da namaz kılarız" demişti. Bunun, bazılarının yorumlamaya çalıştığı gibi ideolojik bir tavır olmadığı, sadece gönülden geçen arzunun dillendirilmesinden meydana gelmediği, ancak şimdilerde Osmanlı milletler birliği hedefinin ortaya net çıkmasıyla belli oluyor.

Türkiye, yeni dünya sisteminin en önemli bölgesinde "Pax-Ottomana"yı yeniden kuracak ve bölgenin en tartışmalı ve çözüm olmazsa olmaz şehri Kudüs'ün özerk varlığının da güvencesini sağlayan ülke olacak. Çünkü tarih de gösterdi ki, Kudüs'te bütün dinlerden insanların rahat, birbirine karışmadan ibadet edebilecekleri ortamı bir tek Türkler sağlayabilir, tarihimizin bize verdiği bu sorumluluğu tekrardan almak üzereyiz ve evet Türkler sayesinde Mescid-i Aksa'da yeniden namaz kılınacak ve belki bu sayede büyük bir dünya karışıklığı da önlenmiş olacak.


Ben, halkı tanıyorum

ESKİDEN beri bana, "halkı tanımadığım, beyaz Türklerden başka Türk bilmediğim" eleştirileri yapılır durur.
Bunun bir haksızlık olduğunu söylemek zorundayım ve bugün halkı maalesef tanıdığımı açıklayacağım.
Açıklamakla da kalmayacağım, halkı çok yakından tanıdığımı ispat da edeceğim. Bu acı bir itiraf ama ne yazık ki doğru.

Ben her sabahın köründe, sloganı "Seni oynatacak şarkıyı sen seç" olan bir türkü oyun havası radyosu dinleyerek uyanıyorum. Bana haksızlık yapan çevreler, muhakkak benim sabahları soft caz veya en kötüsü Türkçe pop filan dinlediğimi düşünüyorlardır ama hayır ben oyun havaları dinliyorum.
Oğlum sabah okula giderken neşeli müzik duymak istiyormuş, biz de onun bu arzusunu memnuniyetle yerine getirdik. Çünkü bunun alternatifi, acıyla öğrendiğimiz kadarıyla mehter marşlarıydı, onları da seviyor oğlum.

Size bir gerçeği açıklamalıyım; bir insana o saatte mehter marşı dinlemekten daha fazla acı verebilecek bir şey de yok. Bu belki oyun havası olabilirdi, onu da biz bulduk işte.
Ben meraktan Rana'ya sordum; "Bu saatte bazı insanlar gerçekten böyle şeyleri dinleyip oynuyorlar mı?" diye. Bana, "Neden olmasın?" dedi.
Ben de aynı soruya, "Neden olsun ki?" diye sorarak cevap verebilirdim ama Türkiye'de bazı mantıki soruların cevabı maalesef yok. O nedenle her şeyi kabul edeceksin, aklını kaçırmamak için sorgulamayacaksın.

Sadece şunu söylemeliyim; sabahın köründe o oyun havalarını dinleyecek kadar neşelenen insanların olduğu bir ülke, son derece de tehlikeli olmalı. Ben şimdi onlarla bizzat tanışıp sorunlarını incelemek istemeye başladım. Al başına bir bela daha.
O oyun havalarını dinlerken arabanın camından insanlara da bakıyorum ve evet ben halkı tanıyorum, anlaşıldı mı kardeşim!

Haber Türk
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.