Hikmet HOCAOĞLU

Hikmet HOCAOĞLU

At-la…

Birkaç ay önce her gün gittiğim metrobüsile, her zamanki gibi boğaz köprüsüne yaklaştığımızda yavaşlamış neredeyse kaplumbağaların bizi geçeceği bir hıza gelmiştik. Yaklaşık yarım saatte köprünün yarısına ulaştıktan sonra, normal bir trafik sıkışması olmadığı, ancak bir kaza olabileceği kanaati oluşmuştu ki; yanımızdan hızla polis, ambülans, olay yeri ekipleri geçince fikrimizi teyit etmişti. Birkaç adım mesafesi daha gittikten sonra tamamen durduk, oysa artık manzarayı görebiliyorduk; hilal şeklinde bir kordon ile polisler etten duvar olmuş, arkada ambülans ve demir parmaklıklarda bir genç onun 3-4 metre önünde feryat eder halde bir genç kız tüm olanların sebebiydi.

Tam da bu sahnede, şoföre çok yakın olduğum için inmeyi talep ettim, tabi ki yasak olduğunu söyleyip itiraz etiyse de zaten durduğumuz ve ilerleyemediğimiz için diğer yolcuların da mırın kırın etmelerine daha fazla dayanamayıp kapıyı açtı. İner inmez beni karşılayan polis memuru, beni şu elinde telefon ile intihar karesi çekmeye çalışan sadist ruhlu vatandaşlardan sanarak, sert bir dille ikaz etti. Arkalarda duran geç bir komiser el işareti ile çağırıp beni dinlemeye karar vermişti, gidip konuda uzman olduğumu müdâhele için izin vermesini istedim. Cevabı tebessüm ettirdi; "Madem uzmansın, git konuş kardeşim, zaten eşek herif atlayacaksa atlayacak, kaybedecek birşeyimiz yok." Beklediğim cevap gelmişti, Parmağımdan alyansı çıkarıp 30 saniye beklemesini söyledim, kıza doğru yaklaşıp biraz sonra ona döneceğimi ve kollarını açarak bana gelmesini istedim.

Geriye 28 saniyem kalmıştı, çocuğa yaklaştım ve sanki kırk yıllık kankası gibi;

-Naber Atom karınca?

-Ne diyonlan kimsin sen?

-Ben seninle konuşmak için özel görevli kişiyim, hadi atla, yarım saattir bekletiyosun herkesi, hadi işimiz gücümüz var oğlum. Hadi hadi!

-Ne diyon sen birader?

-Hadi oğlum daha işim gücüm var, bak şu arkadaki fıstık beni bekliyor, ağlaması lazım, şu omuzu gördün mü? Şefkatli kollarımı açıp saracağım onu!

-Ne diyon oğlum sen öldürürüm seni! Şer...z. (iyice köpürmüştü)

-Hiç gazetede okumuyorsun anlaşılan, 40 intihar girişiminden 38'i başarısız olur, ama atla sen, beton gibi su parçalamazsa seni bu soğukta en fazla zâture olursun! Ben de sen iyileşene kadar… deyip arkamı döndüm iki adım attım, kız kollarını açtığı anda genç bir hışımla peşimden zıplamıştı bu tarafa. E tabi derhal taktılar kelepçeyi.

Halen dolmamıştı saniyelerim ancak alyansımı parmağıma huzurla taktım Elhamdülillah. Trafik açılıp hareket başlayınca benim metrobüs de gitmişti, o komiser çağırıp beni olay yerinin minibüsüyle eve kadar bıraktırdı sağolsun.

Yolda konuşmalara şahit olan kız ve bir iki polis hep bir ağızdan; "yahu mübarek, nasıl cesaret ettin de hepimiz yapma etme demenin beklerken, sen atla dedin? Ya gerçekten atlasaydı ne yapacaktın?"

Hiç gelmemiş gibi devam edecektim, denemiş olmanın da rahatlığı ve huzuru içinde. Oysa bu gence elimi bile sürmedim ve yalvarmadım da! Tek yaptığım zıtların kanununu kullanmak oldu, naz makamına ben geçtim ve peşimden gelen o oldu, yani rolleri değiştirdik... Çekmek için ittim onu, atlamasın diye atla dedim ve hitap ettiğim elbette nefsiydi herşeyin tersini yapan...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum